Bir CTP portresi: Özdil Nami, Özer Kanlı'nın 'tebriki' ile veda etti!

Yayın Tarihi: 31/12/21 09:30
okuma süresi: 9 dak.

'Ciğerci Ahmet’ ile eskilerin kerhane sokağı dediği yerde, Sur’un içinde üç yıl komşu yaşadım.

Allah gani rahmet eylesin; beni de az beleşe yedirmedi!

Daima da der idim: Gitti geldi aynisi değil, fasulyenin yahnisini boş veresin…

Çünkü Onunla müsemmâ bu söz, KKTC'de Sağ’ın ve Sol’un statükoda sessiz işbirliğini ifade etmedi hiçbir zaman…

Bu şiâr sadece şunu demek istiyordu: İrade yok, kimse bir şey yapamaz!

Oysa acizliğe gönderme yapan bu lafın aksine gerçek, bu değildir.

KKTC’de statüko denen şey, Sağ’ın ve Sol’un ortak malı olduğu gibi ortak bekçileridir de

Sağ’ın ve Sol’un kuruluş hikâyelerinden beri bu böyledir.

Yani fasulye meselesi şuurlu bir şeydir.

Sadece öyle kurgulandığı için bir mahkûmiyet değil.

Sessiz bir rol dağılımıdır söz konusu olan...

KKTC’de statüko ile mücadele ettiğini düşünenlerin geleneksel Sağ ve geleneksel Sol ile işi olmaz.

Onlar, bazı etkili sendikalar ve yargının birkaç saç ayağı ile birlikte statükonun kendisidir.

**

İnkâr edilemez: Bu rol dağılımında günahlar, tuhaf çelişkiler Sağ’da daha ziyade ve affedilmezdir.

Ben bunları zaten hep yazıyorum.

Ancak CTP’de Range Rover seven ama kendisini her seferinde “sosyalist” olarak tanımlamış bakanlar vardır…

Araba demişken yadırgama anlamında değil; V-6 motora sahip "çevreciler" de bulabilirsiniz CTP’de…

İnanın bu işe imân etmiş insanlardır...

Ömer Kalyoncu gibi hem "kırmızı" ekolden, hem de bıyıklı bir CTP’li “Allah’ın suyunu” özelleştiren yegâne Başbakan olduğuna göre kızmak ne denli doğru olur bilmem!

Tufan Hoca’nın kendi genel sekreterliği döneminde, CTP iktidarında Türkiye’ye giden protokol taslağının ortaya çıkması sonrası liman özelleştirilmesine okey olduğunu biliyor musunuz?

Türkiye’de vergi rekortmeni Aksa, CTP’ye duacıdır öte yandan…

Önemli CTP’li vekillerin Joe Biden ile selfie çekilmek için yarışa girmiş olduklarına şahit oldum.

Milli servet hidrokarbon peşkeş çekilebilsin diye…!

Saymakla bitmez;

AK Parti’nin basın sorumluları tarafından gözlük çerçevesine kadar seçilmiş, baştan ayağı imajı düzeltilmiş, pişirilmiş bir Cumhurbaşkanı bile olmuştur CTP’nin…

Doğuş Derya’nın mesela, herkese “geçirdiğini” ama görevi sırasında Dr. Derviş Eroğlu’na hiç “ilişmediğini” fark edebilirsiniz.

Serdar Denktaş’ın CTP ile işbirlikleri malumdur ve bunu zaten ‘resmeden’ de ta kendisidir.

Malumunuz CTP’de göreve geldikten, bakanlık koltuğuna oturduktan sonra “Ankara ile ilişkilerimiz iyi olmalı, yalanla dolanla olmaz” diye demeç veren bakanlar da standarttır partide…

CTP'yi de UBP gibi kamudan yüksek emekli maaşı çekenler yönetmektedir; Ne varki Sol'dakiler bunu sözde statükoyla mücadele için yaptığını iddia etmektedir.

**

Ama tüm bu çelişkilerin içinden en nadidesi, siyasi bir figür iddiasına sahip en "seçmesi" Özdil Nami’dir.

Geçtiğimiz günlerde milletvekilliğine aday olmadığını açıklayan -yetmediği gibi bunu bir daha açıklayan- Özdil Nami gibi bir başka numune yoktur!

4. Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, kendisi ile çalışmak istememesine ve başka birini seçmesine rağmen Özdil Nami, Türkiye tarafından “zoraki” atanmış bir “müzakerecidir” mesela…

Babasının ilişkileri ile…

Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun özel himmetleri ile…

Başka garantili kanallar ile de... 

Zaten Nami, Derviş Eroğlu ile de müzakerecilik yaptı.

Hatta Denktaş ile çalıştı. Annan planı müzakere teknik heyetleri arasındaydı...

Hani bugünlerde birilerine “seçtirilmiş” diyorsunuz ya ikide bir

Her versiyonu var o işin, bir değil!

**

Sol’da “emlakçı” soyadı ile bilinmenin bundan daha ilginç tarafları da var.

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, New York’ta Türkiye ile KKTC arasında imzalanan kıta sahanlığı anlaşmasına ilişkin bir şeyler imzalarken mesela Özdil Nami, bu işe pek kızmış, bayağı efelenmiş biridir.

Kendisi, partisinin gerekçelerle madde madde açıkladığı bu anlaşmaya itirazları Dış İlişkiler Sekreteri olarak kaleme alan  kişidir.

Ve fakat 'Barbaros Hayrettin Paşa Gemisi', Özdil Nami eliyle CTP'yi dış politilkada tertip edebilmiştir!

Özkan Yorgancıoğlu'nun BG'sinde hasbel kader Dışişleri Bakanı olabildiğinde  "siyaseten sövdüğü" bu anlaşmanın yılmaz savunucusudur Özdil Nami

Şimdilerde şaşırmıyorsunuz, kanıksadınız ama Doğu Akdenizde KKTC'nin Kıta Sahanlığı konusunda CTP ile UBP bir zamanlar farklı düşünürdü!

İlk “aynı düşünen” Özdil Nami’dir.

Çünkü Tahsin Ertuğruloğlu’ndan beklenebilecek bir tavır koymuştur  o dönem bazı şeylere  Nami, Bakan olunca!…

Özdil Nami, Rum tarafına öylesine “egemen” vurgulu açıklamalar yapmıştır ki o dönemde derin Sağ'dan Özer Kanlı, sosyal medya hesabından kendisini -spesifik konuya has- tebrik etmiş, KKTC’de 'devletin kendisini kazanmayı başardığını ima eden' bir tür övgüde bulunmuştu.

Yetmedi...!

Özdil Nami, Türkiye’den kablo ile elektrik konusunda da partisi ile alakasız, zıt bir yerde durmuştur.

O hususta da Sunat Atun'dan pek de farklı değildir.

Ama EL-SEN kendisini bu konuda protesto etmemiş, bunu dert etmemiş, herhalde "bizim Lacoste'li çocuk..." demiştir.

**

Şimdilik meslek hayatımda beni “kişisel” olarak kafaya takan Ersin Tatar ile Özdil Nami dışında biri olmadı.

Bu "kişiselleştirmeler" ne ilginç değil mi!

Aslında değil.... Uygun isimler!

Nami-ler…

Tatar-lar…

Corp. LTD.

Özdil Nami 2014 yılında televizyon ekranlarında iki kez 'koskoca bir bakan' olarak “ajandacı gazeteci, ajandacı o…” demişti hakkımda...

Neden biliyor musunuz?

Kendisini ilgilendiren bir haberi, haber içerikli bir tespiti beğenmediği için!

Eleştiriye tahammülsüz, özünde saygısız, siyaset yolunda daima alkış isteyen, tıpkı Ersin Tatar gibi -kendi kendini motive etme kabiliyetine sahip- kibirli biri olduğu için söylemişti bunları…

Bu tip yönetici ve siyasetçilere Türkiye’de yerel bir gazetede maaş alan herhangi bir Genel Yayın Yönetmeninin doğrudan veya dolaylı sahip olduğu yetki ve gücü verseniz hepimizi işsiz, etrafı da duman ederler biliyor musunuz!

Bilmiyorsanız bilin!

Çünkü potansiyelleri bu…

Bilmedikleri şey ise ekseriya "ummadık taş baş yarar..." ya da "baltayı taşa vurmak..." gibi Türkçe'de söylenmiş nâdide atasözlerimizdir.

**

Özdil Nami, meclise veda etti.

Herhâlde başka bir işler düşünecek.

Koca 'müzakereciye', bakana' yakışmaz ama kim bilir belki belediye başkanlığı ile gülümsemekten imtina eden yüzünde güller açar.

Bana “ajandacı” diyerek "sosyopatça bir laf eden" ve emekçi gazetecilere karşı bir siyasetçi olarak "haddini aşma" cesareti gösteren Özdil Nami ve ailesine bu yazı, “Google taramalarına zamklı" kişisel yeni yıl hediyem olsun.

**

Özdil Nami, CTP içinde "Erhürman sonrasını" hesap edenlerin -ve elbette buna yönelik şimdilerde çalışanların- Cumhurbaşkanı adayı olacaksa eğer, O'nu elbette kategorik değilse de "kazanılmış olmakla" öven Sağ da varken üstelik bir şansı olabilir!

Cumhurbaşkanlığı sarayında, yani "bunca boş yatırımın” olduğu yerde ben de desteklerim doğrusu!

Geçtiğimiz gün basına yansıdığı üzere Türkiye-İsrail ilişkilerinin yeni olası düzlemi kapsamında “hahamlarla görüştüğü yalanlanmayan” Ersin Tatar, iki devlet yolunda kendisini “Türkiye’nin adamı” sayıyor…

Özdil Nami’yi bilmiyor...!

Nami’ye hem uğurlar, hem hayırlı olsun…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.