Tanrı Kraliçeyi korusun

Yazıya geç kalınca beni sıkıntı basar.

Gün içerisinde olan bitenlerle ilgili bir değerlendirme yapmak içimden gelmez. O kadar çok olumsuzluk, film şeridi gibi gözümün önünden geçer ki; keyfim iyice kaçmış olur o saatlerde.

Olumlu bir şey bulmak için kılı kırk yararım, onun üzerinden pozitif bir şeyler karalamak için can atarım.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde olumlu ve üzerinde gülümseten bir konu bulmak malumunuz olduğu üzere zordur.

Dün de öyle bir gündü.

DEM-YAK skandalı dallanıp budaklandı.

Kafayı kaldırıp yukarıya baktığında toz bulutları.

Önceki gün iki kere adanın sallanması.

Ekonomik protokolün daha uzayacağının sinyallerinin geliyor olması.

Ve daha yazmak istemediğim bir sürü olay.

Olumlu bir konu yok. Gülümsetecek bir şey yok buralarda ne yazık ki.

Hemen dışarıya doğru bir uzandım.

İlk gözüme çarpan konuda yüzüme bir gülümseme geldi.

Kraliçe II. Elizabeth'in doğrum günü kutlamaları hazırlıkları başlamış bile. 10-11 Haziran'da her yıl yapılan kutlamalar görülmeye ve yaşanmaya değer.

İngiltere Başbakanı David Cameron bu konuda bir açıklama yapmış dün.

Resmi bir açıklama hem de.

Ne diyor Cameron.

"10-11 Haziran'da Kraliçemizin doğum günü münasebetiyle Pub'lar iki saat fazladan açık kalabilecek"

İngiliz kamuoyu bunu konuşuyor şimdi.

İngiltere ve Galler'de geçerli olacak olan uygulama, saat 23.00'da kapanması zorunlu Pub'ların o günlerde 01.00'a kadar açık kalması aynı zamanda İngiltere ve Galler Milli Takımlarının Avrupa Futbol Şampiyonası'ndaki ilk maçlarının oynanacağı günlere denk gelmesi İngiltere'de konuşulan tek konu ve yaşanan çok mutlu bir olay.

Avrupa ama özellikle İngiltere böyle bir şey işte.

Hükümetler ciddi işlerle uğraşırken, sağlık, eğitim, güvenlik, savunma gibi konularda politikalar üretip, uygularlar ancak halklarını bu konularla sıkmazlar.

Aksine halkın moral motivasyonunu yüksek tutmak için ya İngiliz geleneklerini kullanırlar, Kraliyet Ailesi devreye girer ve halk sıkıcı ve sıkıntılı konularla meşgul olmaz. Hayatını yaşar.

Bize bakarsanız durum tam tersi.

Herkes siyasetçi, herkes fikir sahibi, herkes yorumcu, herkes müdahil.

Herkes bakan, herkes başbakan, herkes yetkili.

Su konusunu hükümetler değil, ahali tartıştı.

Ekonomik protokolü yine hükümetler değil, önüne gelen tartışacak.

Herkes meşgul olacak, keyfi kaçacak.

Geçen akşam programda şaka olsun diye, yeniden "İngiliz Kolonisi olsak ne güzel olur" demiştim ama her şakanın bir gerçek tarafı vardır gerçekmiş gibi gelmeye başladı.

Majesteleri. 90'ıncı doğum gününüz kutlu olsun.

Pub'lar 01.00'a kadar açık olacakmış.

Tanrı Kraliçeyi korusun.