Protokolde zaman ilerledikçe müzakere gücünüz azalıyor

Yayın Tarihi: 16/01/19 07:30
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Vicdani ret ile Bulut Akacan ve korumaları ülke gündemini meşgul ederken bizi asıl ilgilendiren konular bir türlü gündeme gelmiyor.

Misal; Türkiye Cumhuriyeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti arasında üç yılda bir yapılan Ekonomik İşbirliği Program ve Protokolü.

2019-2021 yıllarını kapsayacak olan protokol ile ilgili henüz herhangi bir gelişme yok.

Evet, bizim tarafta arka planda birileri bir şeyler çalışıyorlar ancak henüz müzakere edilecek bir noktadan uzak olduğunu duyuyorum.

Önce bu sürecin nasıl işlediğine bir bakalım.

Normalde bürokratik düzeyde teknik heyetler, KKTC tarafının hazırladığı programı gözden geçirirler.

Bu resmi taslak Ankara'ya gider, teknik heyetler karşılıklı olarak bunu müzakere ederler. Madde madde üzerinde geçirilir ve siyasi makamlar tarafından imzalanır.

Eğer bir ya da birkaç madde üzerinde teknik heyetler anlaşamaz ise, takıldıkları noktayı siyasilerin çözmesi istenir. O noktada Başbakan ile Türkiye'de bu konudaki en üst düzey yetkili bir araya gelir ve bürokrasinin uzlaşamadığı konularda uzlaşmayı dener.

Uzlaşırlarsa ne ala. Protokol imzalanır.

Uzlaşamazlarsa protokol imzalanmaz ve KKTC tarafında mali sıkıntı baş gösterir.

Bu mali krizi göğüsleyebileceğini düşünen hükümet, protokolsüz ve mali desteksiz yürümeyi dener ya da hükümet istifa eder, yerine başkası gelir.

Bu iş bu kadar da basit aslında.

Normalde bu program ve protokol, 2019 Mali Yılı Bütçesi hazırlanmadan önce yapılması gerekirdi. Daha önce de olduğu gibi yapılmadı, tahmini rakamlarla bütçe hazırlandı.

Neticede bu iş geciktikçe, mali darlık artacak, mali darlık arttıkça da KKTC tarafının müzakere masasında eli zayıflayacak.

2015 yılında böyle bir senaryo ile karşılaşmıştık. Hatırlayacaksınız.

Mehmet Ali Talat'ın CTP Genel Başkanı olduğu fakat Başbakan olamadığı CTP-UBP koalisyonu döneminde CTP, Türkiye ile yapılan müzakerelerde kritik konularda uzlaşı sağlanamamıştı. Programda yer alan KIB-TEK dağıtımın özelleştirilmesi, ya da en azından üretim, iletim ve dağıtımın mali olarak birbirinden ayrılması ile yargı reformu maddelerini siyasi seviyede de reddetmiş ve hükümetten ayrılmak durumunda kalmıştı. Evet, hükümeti bozan UBP olmuştu ancak onun yaptığı da formaliteden başka bir şey değildi.

Şimdi yine hükümette CTP var ve henüz bir taslağa ulaşmamış olmamıza karşın, KIB-TEK ve yargı reformu gibi unsurların içerisinde olacağı muhakkak gibi.

Bu durumda CTP eğer 2016 kafasında ise, ciddi bir protokol tartışması, hatta krizi bizi bekliyor demektir.

Gerçi Başbakan Tufan Erhürman'ın önce işi siyasi seviyede bitirip, elinde mutabakata varılmış bir çerçeve olduğu halde bürokratlara devretmek istediğini anlıyoruz ama şu sıralar Ankara'ya gidip gelen birlerini de görmüyoruz.

Neticede zaman ilerliyor ve sıkışmış vaziyette masaya oturacak olan yine KKTC tarafı olacak.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Rasıh REŞAT yazıları