Post-Berlin aktivist ve propagandistleri

Yayın Tarihi: 27/11/19 07:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Hep söylerim Kıbrıs Sorunu aktivist ve propagandistlerin oyun alanı haline getirilmeyecek kadar önemli bir konudur. Sadece bizim değil, çocuklarımızın hatta torunlarımızın bu topraklarda ileride nasıl yaşayacaklarını şekillendirecek bir süreçtir.

Daha Berlin’de ne olup bittiğini, orada bulunanların kendi içlerinden “De-Brief” denen değerlendirme süreçlerini tamamlamadan, bizdeki aktivist ve propagandistler klavye ve ekranları işgal edip kafaları bulandırmaya çalıştılar.

Öyle ya herkesin uluslararası ilişkiler uzmanı, müzakereci, diplomat, teknik direktör, michelin yıldızlı chef, mühendis ve doktor olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Herkes herşey konusunda uzman ve söyleyecek bir lafı yalan, eksik ya da yanlış olsa da elbetteki vardır.

Daha Cumhurbaşkanı gelip Ercan’da kendi halkına yönelik açıklama yapmadan ve işleri bu zirvenin sonucunu halka anlayabileceği bir lisanda aktarmak olan gazetecilerin sorularını yanıtladığı bir basın toplantısı düzenlemeden, bu işle alakaları yurtta olmanın ötesinde olmayanlar “Berlin’den şu çıktı bu çıktı” diye abuk subuk değerlendirmeler yapıyorlar.

Birkaç kelime Almanca bilenler, ya da Google Translate vasıtasıyla Türkçe yazdığı bir kelimeyi Almanca’ya çevirenlerin sosyal medya paylaşımları evlere şenlikti.

Ben Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’yı 2015 seçimlerinde desteklemedim. Adaylar netleşmediği için ise 2020’de kişi olarak nasıl bir tavır alacağımı henüz bilemiyorum ancak Cumhurbaşkanı Akıncı’nın önce bir yurda dönmesini, ondan sonra Berlin meselesinin ehliyeti olmayanlar ve tek dertlerinin 2020 Cumhurbaşkanlığı seçimi olanların gevezelik etmeye başlamasını yeğlerdim.

Bu durum farklı görüşleri olanların televizyon ekranlarını karşı işgale, klavyelerin daha sert kullanılıp sosyal medya alanlarının domine edilmesine çalışılmasına yol açmaktan başka bir işe yaramayacağı gibi, bu konuda gerçek ve filtrelenmiş bilgi ihtiyacı olan mazlum halkımız ise aktivist ve propagandistlerin yarattıkları bilgi ve yorum pisliği içinde boğulmak durumunda kalacaklar.

Niye?

Çünkü 2020 Cumhurbaşkanlığı seçimleri için muhtemel adayların seçim stratejilerini bina edecekleri bir olumsuzluğa ya da olumlu gidişe ihtiyaç duydukları için.

İki dakika bir susun da Cumhurbaşkanı konuşsun.

Sonra bu konuda bilgi vereceği ve tutanakları görecek olan Başbakan ve de Dışişleri Bakanı konuşsun.

Hemen akabinde muhalefet parti liderleri Cumhurbaşkanı ile görüşüp, partileri içinde bir değerlendirme yaptıktan sonra onlar konuşsun.

Sonra illa da kendinizi bir fikir beyan etmek zorunda hissediyorsanız ve bu hayati konular üzerine sığ siyasi çıkarlarınıza hizmet etmek uğruna birşeyler söyleyecekseniz o zaman buyurun. Şimdi değil.

Berlin zirvesinden ne çıktığını ben de merak ediyorum. İlk etapta Genel Sekreter’in açıklamasından muğlak birtakım şeyler çıkardım ancak sorularım var. Bunları Sayın Cumhurbaşkanı’na sormadan, sonra onun yanıtlarını farklı bilgi ve tecrübelerle karşılaştırmadan, aktivist ya da propagandistedasıyla değerlendirme yapmaya kalkarsam, hem okuyucularıma haksızlık, hem de topluma kötülük yapmış olurum.

Gazeteciler ile gazetecilik oynayanlar arasındaki fark bundan ibarettir.

Şimdi bilmeyenler için sıralama yapalım da netleşsin.

Önce gazeteciler bir olayın gerçeklerini ortaya koyar. Buna haber deriz. Haberi ortaya koyarken, yorum da yapabilir gazeteci ancak okuyucu ve izleyicilerine karşı haber ile yorumu net bir şekilde birbirinden ayırma sorumluluğu vardır.

Gerçekler, yani haberler teyit edilip ortaya çıktıktan sonra, uzmanlar ortaya çıkıp yorumlarını yaparlar.

En son ise aktivistler, yapılan haber ve değerlendirmeler ışığında taraflarını belirleyip bu konuda fikir beyan edip eylem yaparlar.

Bizde hemen her şeyde olduğu gibi bu da ters.

Önce aktivistler ile propagandistler sahnede, sonra uzmanlar gelecek herhalde. En son gazeteciler yanlış yapılan yorum, gerçeklere dayalı olmayan fikir ve siyasi çıkarlar uğruna ortaya atılan değerlendirmeleri gerçeklerle temizlemek durumunda kalacaklar her zamanki gibi.

O yüzden bu Berlin işinde çok geç kalmadık.

Bu Post-Berlin aktivistlere ve propagandistlere kulak asmayın.

Berlin’den ne çıktığını birkaç güne net bir şekilde anlarız.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Rasıh REŞAT yazıları