Federal çözümü yanlış yerde aramak

Yayın Tarihi: 18/02/20 07:00
okuma süresi: 5 dak.

Kıbrıs sorununu çözmek noktasına belki en fazla yaklaşan lider Mustafa Akıncı’dır. New York, Mont Pelerin I, Mont Pelerin II, Cenevre, Crans Montana süreçlerindeki performansı, “Çözüme en fazla yaklaşan lider” unvanını ona kazandırmıştır.

Buraya kadar önemli bir şey eksik olmak kaydıyla düşünülenler doğru.

Önemli eksiklik dediğim nokta ise Türkiye’nin tavrı.

Seçildiği andaki “Kardeşlik Krizi”ni katmazsak Akıncı ile Erdoğan muhteşem bir ilişki yürütmüştü.

Akıncı, Erdoğan’ın fasilite etmesiyle Rusya Devlet Başkanı’nın elini sıkan tek Kıbrıslı Türk lider olarak da tarihe geçmişti hatırlayacaksınız.

Bir başka ülkeye geçmek için durak yaptığı İstanbul’da bile Erdoğan ile görüşen, birçok konuda da Erdoğan’ı ikna edebilen bir lider iken bu başarılı süreçleri Kıbrıs Türk halkı adına yürütmeyi başarmıştı.

Akıncı’nın New York’taki üçlü görüşmeyi Anadolu Ajansı’na değerlendirirken kullandığı “Sığınacak tek limanımız vardır. O da Türkiye’dir” ifadesini bile görmezden gelerek değerlendirme yapacak olursa Akıncı yukarıda bahsettiğim süreçlerde Türkiye’ye sırtını dayamış, Erdoğan’ı kendi stratejisi çerçevesinde hemen her konuda ikna etmiş ve Türkiye ile istişare ve iş birliğinin önemini bir milyon kez dile getirmiş bir siyasetçiydi.

Misal, Erdoğan’nın hassas olduğu vatandaşlık konularında, Akıncı Erdoğan’a 2016 sonuna kadar vatandaş yapılmaması, yapılması durumunda olası bir çözümde 2004 referandumunda uluslar arası siyaset tarafından kabul gören 1974 sonrası Türkiye’den KKTC’ye göç eden ve Annan Planı’nda oy kullanan kişilerin yurttaşlıklarının da tehlikeye gireceği konusunda Erdoğan’ı ikna etmeyi ve bu ısrarından vazgeçirmeyi başarmıştı.

Yani Akıncı çözüme en fazla yaklaşan lider apoletlerini Türkiye ile ciddi bir iş birliği, eşgüdüm ve hepsinden önemlisi Türkiye’nin ona gösterdiği büyük güven içerisinde omuzlarına takmayı başardığını herkes teslim etmek durumundadır.

Geldiğimiz noktaya bakacak olursak, Türkiye’nin Akıncı’ya artık güvenmediğini söylemek için AK Parti, MHP ya da CHP MKYK’larında oturmaya gerek yok. Bu nedenledir ki, aynı süreçler yeniden yaşansa ve Crans Montana ya da Cenevre gibi toplantılar yeniden yapılsa, Akıncı’nın liderlik edeceği Kıbrıs Türk delegasyonunu Türkiye ile eşgüdüm içersinde hareket etmesi ciddi zorluklarla karşı karşıya kalacak ya da hiçbir şekilde mümkün olmayacak.

O nedenledir ki kendini solcu ve federalist olarak niteleyenler, bu yolun Türkiyesiz ve Akıncı ile yürünemeyeceğini biliyor olmaları lazım.

Akrabalar, partililer ve obsesiflere bunu anlatamazsınız ancak, Kıbrıs sorununun uluslar arası bir sorun olduğu gerçeğini idrak edenler ve eğer olacaksa Kıbrıs’ta bir federal çözümün ancak Rum tarafını Türkiye enstrümanını kullanmak suretiyle sıkıştırarak ulaşılabileceği gerçeğini görenler federal çözümü isteyen, Türkiye ile köprüleri yakmamış bir başka sol adaya yönlenmeleri en akıllıcası olacaktır diye düşünürüm.

Bir başka ifadeyle bu saatten sonra Kıbrıs’ta federal çözüm, ne kadar istekli olursa olsun, Mustafa Akıncı ile ulaşılabilecek bir hedef olmaktan çıktı.

Bu nedenle federal çözümü yanlış yerde ve yanlış adamla aramayın diyorum.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Rasıh REŞAT yazıları