Marketçi mi fırsatçı mı?

Yayın Tarihi: 04/04/20 07:00
okuma süresi: 5 dak.

Koronavirüs bizi vurduğu ve marketlerle birlikte birkaç tür işletme hariç herkese kepenk indirme talimatı geldiği andan itibaren, bu krizi fırsata çeviren kesimin başında marketçiler oldu ne yazık ki.

Hem ülkede en çok ve tek kazanan sektör olacaksınız, hem de sinekten yağ çıkarırcasına, çalışanlarınızdan maaş keseceksiniz.

Cirolarını nakit ve kredi kartı ödemeleri ile patlattıkları halde, tedarikçilerini 180 günlük çeklerle ödeyecek ve üstüne üstlük pişkin bir şekilde ‘istersen getir’ diyeceksiniz, hem de ondan sonra sağlık çalışanları kadar Koronavirüs bulaşma riski ile karşı karşıya olan çalışanlarınızdan maaş keseceksiniz.

Tüm marketler için söylemiyorum ama bilinenlerin hatırı sayılır bir kısmı hem tedarikçisini hem de çalışanını fırsattan istifade sömürüyor.

Müşterisine fiyat etiketlerinde neler yaptığını düşünmek bile istemiyorum çünkü böylesine bir krizde, tek ve en fazla çalışan sektör olarak bunları yapan zihniyet elbette müşterilerine de bir şeyler düşünmüştür.

Tedarikçiler kan ağlıyor mesela.

Parasını ödedikleri, ithal edip, gümrük ve stopajlarını bir tamam yatırdıkları malları marketlere götürüp teslim ediyorlar. Ödemeler normalde makul vadelerle yapılırken, ülkede kriz var diye market muhasebeleri tedarikçilere ödemeleri 180 günlük çeklerle ödemeye başlamışlar. Kriz var da sana yok ki ey marketçi.

Düşünün nakit ya da kredi kartı ile tedarikçinin malını raflarda bir şey kalamayacak bir hızla satıyorsunuz ama malı verene parasını 6 aylık çek ile ödüyorsunuz. Konuştuğum bazı toptancılar, marketlere verdikleri malın yerine mal getirtmek konusunda endişeli.

Marketçi vatandaştan parayı topluyor, ne tedarikçiyi doğru düzgün ödüyor ne de çalışanını. Az da olsa var olan bu ekonomik hareketliliği marketçiler kendilerinde toplayıp nakit akış zincirini bozunca buna fırsatçılık denmez de ne denir. Hele hele bu dönemde.

Üstüne üstlük bu marketçi denen güruhun belli bir kesimi Çalışma Bakanlığı’na başvurup personelin bir kısmını işten durdurmaya çalışmışlar.

Üç haftadır dükkanını, işyerini açmayan esnaf ve işletmeler personelini korumak için kırk takla atarken, ülkede ciro rekorları kıran marketçiler, personelinden de kurtulmaya çalışıyor.

Bir taraftan dükkan kirasını ödeyemeyecek olan, rüyasında imzaladığı çek yapraklarını görüp kan ter içinde uyanan, Nisan sonu maaş alıp almayacağını bilmeyen, çalışmadığı için patronundan bir şey istemeye utanan, çalıştığı halde maaşından kesinti yapılan, salgın geçtikten sonra bir işi olup olmayacağını bilmeyen bunca insan varken, ‘Hazır bu yağmur yağarken ben lengerimi doldurayım de gerisi isterse aç kalsın, gebersin’ diyen marketçiler var.

Bu fırsatçı marketçilere birilerinin dur demesi gerekmiyor mu?

Çalışma Bakanlığı dur demiş, ‘Personelini durduramazsın, ey utanmaz’ demiş, ancak Ekonomi Bakanlığı da çıkıp, ‘Hoop. Tedarikçini adam gibi öde. Fiyatları da uçurma yoksa ben de seni uçururum’ demesinin zamanı geldi de geçiyor bence.

Marketçiler Birliği de bu çürük elmaları sepetinden atmadığı sürece tüm elmaların çürük olarak kabul edileceğini de bilmeli.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Rasıh REŞAT yazıları