Video her şeyimizi öldürdü...

Bu video meselesi gündeme geldiği andan itibaren herkes gibi benim de midem bulanmış durumda.

Ne özel hayat kaldı ne siyaset.

Her şey belden aşağıya indi.

Whatsapp mesaj bilgilendirmelerine artık iğrenerek tepki veriyoruz.

Türkiye’deki gazeteciler ve yorumcular için Kıbrıs sorunu bir video ya da müstakbel diğer videolardan ibaret hale geldi.

Ne izliyorum ne de bakıyorum.

Bilgi sahibi olmak istemiyorum artık. İşim ve mesleğim bilgi sahibi olmayı emretmesine karşın, ortalıkta dolaşan ve benimle aynı meslekten olduğunu iddia edenlerin meseleyi ele alış biçimlerine baktıkça kusmak istiyorum.

Dünyanın en prestijli gazetesi sayılan The Times Gazetesi beni arayıp bu konuda görüşümü sordu mu sormadı mı? Benim için bitmiştir.

O nedenle geçtiğimiz günlerde yazdığımdan da anlaşılacağı gibi kendimi müziğe verdim.

Sürekli müzik dinliyorum.

Youtube sağ olsun eski parçalarla, eski daha düzgün, daha saygın günleri yad etmeye çalışıyorum.

Önüme The Buggles’ın kaydettiği, Video Killed The Radio Star adlı parça çıktı. 1979 yılında kaydedilen ve Televizyonun Radyo’yu öldürdüğünü anlatmaya çalışan hareketli bir parçaydı. Bizim nesil adını bilmese de, şarkıyı duyunca oynamaya başlar.

Video diyor ya, aklım yine malum videoya kayıyor ne yazık ki.

Bizdeki Videolar, Radyo Yıldızı’nı değil belki ama birçok şeyi öldürdüğü kesin.

Video, demokrasiyi öldürdü ilk iş.

Video, kalan ahlak ve etik kırıntılarını öldürdü.

Video, siyasete olan güveni öldürmedi, öldürüp gömdü resmen.

Video, aile müessesesine olan saygıyı da öldürmeye teşebbüs etti.

Video, herkesin güvenlik duygusunu da öldürdü.

Video siyasetin bu tür videolara tenezzül edebileceğini gösterdi ve aslında her sorunun çözümü olması gereken siyasetin, sorunların kaynağı olduğunu gözümüzün içine sokarak, yurttaşlık görevimizi yapma isteğimizi öldürdü.

Video ortaya çıktıktan sonra bundan nemalanmak isteyenleri gördükçe, haber okuma, sosyal medyaya bakma arzumuz da öldü ne yazık ki.

Video, Türkiye’deki siyaset yapma biçimi ile ne denli benzeştiğimizi da gösterdiği için Türkiye’deki siyasete olan saygıyı da öldürüyor yavaş yavaş.

Göz ucuyla mahkemeye bakıyoruz ister istemez. İnşallah kriminal bir dava olmaktan çıkıp, siyasi bir davaya dönüşmez da her şeyi öldürdüğü gibi bu video adalete olan güvenimizi de öldürmez.

The Buggles’ın şarkısı gibi Video Radyo Yıldızı’nı öldürmedi belki ama bizim video birçok şeyimizi öldürdü.

Videoyu çeken, videoda oynayan, ya da videonun herkesin telefonuna düşmesine neden olan. Benim için hiç fark etmez.

Video hepimizi, her şeyimizi öldürdü.