Sen Türksün sana Mcdonalds yok!

Eskiden Euro karşısında Türk Lirası’nın çaputa henüz dönmediği günlerde çocukların arzusu ve bizim de arsızlığımız nedeniyle arada sırada Güney Kıbrıs’taki McDonalds’ların birinde bir ziyafet çekerdik.

Şimdi alt alta koyup hesapladığımızda arabanın sigortası, McDonalds’da yemek bizi aşan bir şey haline geldi.

Konum o değil elbette. Malumun ilanını bu köşeden yapmayı hiç sevmedim.

Konu şu.

Bir gün çocuklarla McDonalds’a gitsem ve orada kasada sipariş alan kişi bana, ‘Sen Türksün sana McDonalds yok’ dese ne yapardım onu düşünüyordum, Rum plakalı araçlara yakıt verilmemesi kararından sonra.

Bu ekonomik akıldan yoksun kararın Rum plakalı araç sürücülerine tebliğ etme işlemini de benzin istasyonunda çalışan pompacılara bırakmış olmanın ayrı sakıncaları olduğunu da buraya eklemeyi de doğru buluyorum.

Düşün, adam arabasıyla benzin istasyonuna geliyor. Birkaç yıldır devam eden bu alışveriş nedeniyle rutin hale gelen Rumların araçla geçişlerinden, kapıda sigorta yapan sigortacı kazanıyor. Hemen akabinde ‘hazır gelmişken bir de yemek yiyelim’ diyen Güney Kıbrıslı kişi yemek yediği restorana parayı bırakıyor. Sigaradır, içkidir ya da Güney Kıbrıs’ta pahalı olup kur farkından dolayı Kuzey'de daha hesaplı gelen alışverişini yapıp dönüyor. Esnaf da payına düşeni alıyor.

İlk zamanlar su bile almıyorlar dediğimiz Rumların aslında ülke ekonomisinde ne denli bir yer tuttuğunu kaybettiğimiz zaman anlayacağımız ciddi bir noktada olduğunu söyleyebilirim.

Geçenlerde Lefkoşa’da bir restoranda bir misafiri ağırlayacaktık. Beklerken restoran sahibi ile sohbet ettim.

Adamcağız, "Allah'tan bu Rumlar var. Benzin almaya geliyorlar, benzin alınca bir de yemek yiyip dönüyorlar. Ciromuzun yarısından fazlası Euro harcayan Rumlardan" demez mi?

Şimdi ‘Rum plakalı araçlara yakıt yok’, ‘Depolarını kontrol edin, boş gelip dolu giden varsa da ceza verin’ kararı hangi aklın ürünüdür merak ederim.

Bana 'Sen Türksün sana Mcdonalds yok’ dese birisi, hayatta kimse beni bir daha McDonalds’a götüremez. Çocuklarım ağlasa bağırsa gitmem.

Şimdi, ‘Sen Rumsun sana benzin yok’ diyen bir pompacı ile karşılaşan Rumun nasıl bir tavır takınacağını öngörememek nasıl bir şeydir?

Evet tedarikte bir sorun var. Birkaç güne kadar da çözüleceği söyleniyordu.

Herkese şu kadar litreden fazla yakıt verilmemesi kararını üretin. Madem 2-3 günlük bir sorundur, iki günlük yakıt alsın Güney Kıbrıs plakalı araç. 2-3 gün sonra yine gelsin. Yine alsın ve yine yemek yiyip alışveriş yapsın.

Halkını korumak tabi ki önemli ancak halkın bir başka kesiminin de bu korumacılık içgüdüsünden zarar görme ihtimali hesaplanmadı mı?

Bunun milliyetçilikle ilgisi yok elbette. Panik içinde alınmış bir karar bence.

Biraz soğukkanlı olup, önünü ardını düşünerek karar üretmek, özellikle bu zamanda şart.