Ben Anteplilerin gözlerinden nasıl öpmem ki...
Geçtiğimiz hafta sonu ailecek bir Gaziantep gezisi yaptık. Eşim Benan’ın sosyal medya paylaşımlarından onu ve etiketlendiğim için beni takip edenler görmüştür.
İlk kez 2017’de Gaziantep’e gittiğimde, nedenini tam olarak bir yere oturtamadığım bir şekilde, ‘ben bu şehirde yaşayabilirim’ hissiyatına kapıldım.
Beyran ile katmerin etkisi midir nedir diye o günden bugüne hep kendimi sorguladım ancak pandemi nedeniyle teyit-i ziyaretimi erteleyip durdum.
Geçtiğimiz hafta sonu Lefkoşa sosyetesi mensubu eşim, hippi kızım ve 11 yaşında olmasına rağmen gurme gibi davranan oğlum ile birlikte Gaziantep’in yolunu tuttuk. İlginç bir gezi olacağı belliydi.
Gazeteci dostum, kardeşim Arif Kurt havalimanında karşıladıktan sonraki süreç, tam bir gastronomi ve kültür bombardımanıydı bizim için.
"Bir şehir bir gezgine nasıl anlatılır?" sorusunun yanıtı, tüm teferruatıyla Gazianteplilerin kanına işlemiş. Tabi Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’in Gaziantep’in doğru ve güzel anlatılması için sağladığı enstrumanlar ve şehrin bakım ve idamesi, Gazianteplilerin işini elbette kolaylaştırıyor.
Buna Gaziantep insanının akla hayale sığmayacak misafirperverliği, muhteşem ev sahipliği eklenince, ortaya inanılmaz bir şey çıkıyor.
Şehirlerini yabancılara anlatmak konusunda Anteplilerin bir başka önemli enstrumanı ise tarihi.
"Mitoloji öğrenmek isteyen Atina’ya gitsin" diyorlar ya, hikaye!
Gaziantep’e gitsin, dünyanın en büyük mozaik müzesi olan Zeugma Müzesi'ni görsün, orada bizimkiler gibi harika bir rehber de denk gelirse mozaiklerin güzelliği onların resmettiği mitolojik hikayeler karışışında büyülenmemeleri olanaksız.
Biz şanslıydık, Zeugma Müzesi’ndeki rehberlerimiz Ayşe Hanım gibi işinde son derece başarılı ve mozaikleri, çocukları ile gurur duyan bir anne heyecanı ile anlatan bir arkeolog rehber. Belki inanmayacaksınız ama Gaziantep İl Turizm Müdürü Mehmet Bülent Öztürk müzede ve şehir turumuzda bize eşlik etti. Dicle ile Fırat’ın aşk hikayesini ondan dinlemek bizi başka yerlere götürdü resmen.
Gazianteplilerin genlerine işlemiş olan konukseverliğin yanı sıra bir de milli mücadele gururu var.
Meşhur Antep Savunması’nı anlatırken göğüslerinin kabardığını gözlerinin yaşardığını görürsünüz.
Mustafa Kemal Atatürk’ün "Ben Anteplilerin gözlerinden nasıl öpmem ki. Onlar sadece Antep’i değil tüm Türkiye’yi kurtardılar" sözü bu müthiş destan sonrası söylenmişti. Hatta, Selanik doğumlu olan Atatürk, yeni Türkiye’deki nüfus kaydının Gaziantep kütüğünden olduğunu öğrendim.
Gaziantepliler nasıl gurur duymasın? Atatürk ile hemşeri olduğunu söyleyebilen başka bir şehir yok ki?
Gaziantep’in tarihi sokaklarında dolaşırken, Millet Hanı diye bir yerin önünden geçiyordum. İçeriden müzik sesleri geliyordu içeri daldım. Biraz müzik dinledikten sonra, hanın neden Millet Hanı adını aldığını öğrendim.
Atatürk’ü Gaziantepli yapan prosedür tamamlandığı dönemde, ‘Paşam. Maden artık Gazianteplisiniz. Adınıza burada bir mülk oması münasip olur’ demişler ve bu hanı teklif etmişler. Atatürk, ‘Benim olan Milletindir’ deyip bu teklifi geri çevirmiş. O günden beridir, içinden şahane müzik seslerin gelen han Millet Hanı olarak anılıyor.
Gaziantep direnişinin o zor günlerini, günümüzde yaşamaya en yakın nokta ise 25 Aralık Panorama Müzesi’dir. Mutlaka gidin.
Biraz uzattık galiba ama olsun. Gaziantep için anlatmak istediklerime sayfalar sığmaz ama elimden geleni yapıyorum.
8 Mart Kadınlar Günü ya, Gaziantep, belediyecilikte bir kadının neler yapabileceğini görebileceğiniz en müstesna yerdir. Sırf Fatma Şahin’in Gaziantep’in nasıl müthiş bir yer olmasına önayak olduğunu görmek için bile gitmeye değer derim.
Başta meslektaşım, kardeşim Arif Kurt, güzel ailesi ve bu kısacık geziyi büyülü bir seyahate dönüştüren Gaziantep’in güzel insanlarına binlerce teşekkür.
Evet hala aynı fikirdeyim. Gaziantep’te yaşayabilirim. Ve Atatürk’ün dediği gibi, ‘Ben Anteplilerin gözlerinden nasıl öpmem ki..’
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.