Çünkü koltuksuzluk özgürlüktür...

Yayın Tarihi: 27/04/22 11:43
okuma süresi: 4 dak.

Koltuk dediğiniz menem şeyin herkese etkisi farklıdır.

Bazıları koltuğa yapışır ondan güç alırlar. Koltuk olmayınca bir hiç olacaklarını bilirler. O koltuğu dolduramadıklarını idrakinde oldukları için de o koltukta kalabilmek için her yolu denerler. Her şeyin ama her şeyin mübah olduğunu düşünürler.

Hele hele koltuğa kendi liyakat, güç ya da becerileri ile gelmeyip, koltuğa oturtulmuşlarsa o zaman korkacaksınız. Korkun.

Koltuktaki kalma sürelerini uzatmak için her şeyin mübah olduğunu düşündüklerini söyledik ya. Yapamayacakları şey yoktur.

Tüm arkadaşlarını satarlar. Journallerler. Şeffaflık yerine gizliliği tercih ederler. Sorulara saldırı ile yanıt verirler. Eleştiriyi zehirli ok sanırlar. Çirkinleşirler.

O koltuk popoları ile temas etmeden ayıp saydıkları normalleşir birden.

O koltuğun derisi ile kıçlarının terinin tepkimesi sonrasında nasıl bir kimyasal üretiyorsa, tarif ettiğim insan tipinin karakterine etki ediyor.

***

Bir de koltuğu yük olarak görenler var. Koltuğa gelmek istemeyen ama koltuğun hakkını vereceği başkaları tarafından takdir edilip, oturduktan sonra koltuğun hakkını verenler. O koltukta oturuyorsa, o koltuğun emrettiğini yapmak, o koltuğun temsil ettiği şeyi yüceltmek için çaba gösterenler var. Koltuğu pek sevmezler. Hatta koltuktan korkarlar. Mümkün mertebe popo ile koltuğun temasını azaltmak için çabalarlar. Popo alışmasın. Az önce tarif ettiğim kimyasal tepkimenin oluşmasından endişe ederler. Koltuğu her an bırakmaya, bir başkasına devretmeye hazırdırlar. Koltuk onlara özgürlük değil, kısıtlama getirir. Koltuk onları yüceltmez. Koltuğa onlar katkı yapar. Koltuğu asla rezil etmezler. Ara sıra koltuğun gerçek sahiplerinin düşüncelerini çeşitli yöntemlerle sorar, öğrenirler. Koltuğun asıl sahipleri kendisinden memnun olmadıklarını hissettiği anda ise koltuktan büyük bir hızla kalkar. Bu türler koltukla var olmayanlardır. Koltuğu var edenlerdir.

***

Dün bu ülkede bir şeyler yaşandı. Bu yazının ilk bölümünde tarif ettiğim bir koltuk sahibi ile ikinci bölümde anlattığım bir koltuk sahibi arasında yaşanan bir olay. Elbette birinci tür koltuk sahibi, koltukta kalabilme arzusunun verdiği ihtiras ile yaşanan kimyasal tepkime ile oluşan kimyasalın etkileri ile ikinci tür bir koltuk sahibinin koltuğunu elinden alma operasyonu başlattı.

Herkesi kendi gibi koltuğuna yapışmak için poposuna japon yapıştırıcı sürmeyi bile göze alabilecek birisi sandığı ve zorlanacağını düşündüğü için, top tüfekle operasyonun fitilini ateşledi. Zorlanmadı çünkü karşısına aldığı kişi ikinci tür koltuk sahibiydi. Koltuğa bağımlı değildi. Koltukla var olmamıştı. Koltuk olayını zaten sevmiyordu ve koltuğundan olunca yok olmayacağını, aksine özgür kalacağını biliyordu.

Birinci tür koltuk sahibi asla özgür olamayacak. Endişe ile her gün telefonuna bakacak. Ne zaman o eninde sonunda gelecek olan mesajın gelip gelmediğine bakacak. Buna karşılık ikinci tür koltuk sahibi ise hep özgürdür. Koltuksuzluktan korkmadığı için.

Çünkü koltuksuzluk özgürlüktür.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Rasıh REŞAT yazıları