Diğer ayıplarımızın yanına İslam Oyunları da eklensin

İslam Oyunları birkaç gün sonra Konya’da başlıyor.

Oyunlara Türkiye dahil 56 ülkeden yaklaşık 3 bin sporcunun katılımı bekleniyor.

Atıcılık, atletizm, basketbol 3x3, bisiklet, bocce, cimnastik, eskrim, futbol, güreş, halter, hentbol, judo, karate, kick boks, masa tenisi, okçuluk, taekwondo, voleybol, yüzme, geleneksel okçuluk, para-atletizm, para-masa tenisi, para-okçuluk, para-yüzme gibi dallarda islam ülkeleri sporcuları birbirleriyle yarışacak.

Geçenlerde İngiltere’nin Birmingham kentinde İngiliz Milletler Topluluğu Oyunları ile ilgili birkaç söz söylemiştik. Kıbrıslı Türkler de Commonwealth üyesi bir ülkenin yurttaşlarıdır. Bu oyunlara neden katılamadığımız ile ilgili alakalı sorular sormuştuk. İngiltere’de yaşayan ve burasını bizlerden daha fazla düşünen yurttaşlarımızın oluşturduğu lobiler sayesinde bu oyunlara katılımın yolu bulunmuş ancak bizdekiler, ‘Ne gerek var canım oyuna moyuna. Boşverin’ deyip geçiştirdiler. Tabi canım kim uğraşacaktı.

‘Ey Britanya, bizim insanlarımız da bağımsızlık öncesi İngiliz kraliyeti için savaştı ve öldü. Bizim haklarımız nerde’ diye soracak bir babayiğit var belki ama umursayan yok herhalde.

Hade Commonwealth Oyunlarını geçtik. Uzun iş. Sterlin kaç para. Birmingham’a bilet otel. Astarı yüzünden pahalı. Spor Dairesi bu iş için değil ki. Spor Dairesi’nin ne işe yaradığını başka bir yazıya bırakalım da konuyu dağıtmayalım.

Bu Konya’daki İslam Oyunları’na niye göndermedik birkaç sporcumuzu?

Gözlemci de olsa, Kıbrıs Türk Devleti adıyla İslam İşbirliği Teşkilatı’na üye değil miyiz?

Hazır Türkiye Olimpiyat Komitesi de etkinliğin ev sahibi, Birileri gür sesiyle, ‘Bu çocuklar KKTC Bayrağı ile bu oyunlarda ya yarışacak ya da yarışacak’ diyemez miydi? İslam oyunlarına katılacak 52 ülkeden buna itiraz de pek gelmezdi sanırım. İtiraz etseler bizi İslam İşbirliği Teşkilatı’ndan da atarladı. Düz mantık.

Peki biz istedik mi?

Biz bir uluslararası spor müsabakasına katılmak için çaba gösterdik mi?

Yine Spor Dairesi ne işe yarıyor diye soracağım ve ayıp olacak.

Müsabakalar Konya’da. Hani Mevlana var ya orası.

‘Gel ne olursan ol yine gel’ lafı var ya. Oralarda türedi.

Peki bize gel diyen mi yok, yoksa bizden gelmek istiyoruz diyen mi yok ?

Onu öğrenmek istiyorum ben.

Bilmek istiyorum ki, bizim sporcularımızın günahının kimin boynunda olduğunu görelim.

Türkiye’ye gelmek istiyoruz dedik de gelme mi dedi?

Pek ihtimal vermiyorum.

FİFA ve UEFA’da başları belaya girer diye bizimle dostluk maçı dahi yapmayan Türkiye bu konuda bize hep açık oldu. İslam oyunları konusunda talep ettik de bizi reddettiğini düşünmüyorum.

Olsa olsa bizim spora ve sporcuya verdiğimiz önem ve bir Milli Olimpiyat Komitemizin varlığı ile yokluğu arasındaki o boşluk ibarettir.

Geçmişte durum neydi peki?

1980 yılında Kıbrıs Türk Federe Devleti olarak futbol, Güreş dallarında biz bu İslam oyunlarına katıldık. Aynen bugünlerde olduğu gibi oyunlar Türkiye’nin bir ili olan İzmir’de yapılmıştı.

Hatta sporcularımızın yanında hakemlerimiz de orada görev yapmıştı.

Futboldaki gururumuz olan ve sonra da en büyük acımız Mete Adanır’ın İzmir takımlarından Altay’a transferi ve bu islam oyunlarındaki performansı sonrasında gerçekleştiğiniz söyleyenler var.

Peki o günden buraya biz İslam İşbirliği Teşkilatı’na gözlemci üye olduk ve şartlarımız daha da uygun hale geldi.

Ancak, spor camiasından insanlardan edindiğim bilgilere göre en az 20 sporcu ile katılabilecek durumda olduğumuz İslam Oyunları’na katılmak için hiçbir parmak kıpırdamadı.

Bu da diğer bütün ayıplarımızın yanına eklensin.