Okul kantini değil, 5 yıldızlı otel sanki

Yayın Tarihi: 29/09/22 09:00
okuma süresi: 4 dak.

Çocukken sabah sabah babamın karşısına dikilir, günaydın deyip, ‘harçlık vakti’ anlamına gelen şirin gülümsememizi takınır, babamın ‘ha anladım’ diyen bakışlarının oluşmasını beklerdik.

Uzanıp, siyah yıpranmış ama bir türlü değiştirmediği, deri cüzdanını çıkarır ve daha önceden ayarlamış olduğu küçük banknotları bir bir çıkarıp bana ve kardeşlerime verirdi.

Harçlık çok mühim bir ekonomik işleyişti. Okulda kantinden bir sandviç bir kola almaya yettiği gibi, artardı ikinci tenefüs, gofret ya da çikolataya da kalırdı. Hatta biraz idareli, ya da günümüz ifadesiyle ekonomik davrandınız mı, harçlık biriktirmek gibi bit fenomenin içerisinde dahi olabilirdiniz.

Sandviçin yanında kola değil de okulda çocuklar içsin diye inşa edilen çoklu musluklardan su içmeyi tercih etmek ya da ikinci teneffüste kantin sırasında vakit geçirmek yerine, bankta oturup arkadaşlar sohbet etmeyi tercih etmek önemli bir tasarrufa yol açardı. Para artar ama ertesi gün sabah yine aynı harçlık alma seremonisi, harçlıktan artırıp artırmadığınıza bakmaksızın aynen devam ederdi.

Şimdi anne baba olduk ve harçlık alan değil veren olduk.

Benim de yıprandığı halde değiştirmediğim ama babamınki gibi siyah değil kahverengi olan cüzdanımdan her sabah bir harçlık çıkışı var.

Eskiden eve giderken cüzdanda küçük banknot bulundurma hassasiyetim ve bunun için markette durup bir şeyler alma ve para bozdurma faaliyetim bu yıl gereksiz hale geldi. Yüz TL artık normal bir harçlık haline geldi. Ertesi gün yine ve ertesi gün yine.

Kendimden bildiğim için çocuklar biriktiriyorlar diye düşünürken, aslında durumun hiç de öyle olmadığını fark ettim geçenlerde.

‘Baba kantinde şu bu kadar, bu, bu kadar’ diye bazı fiyatlar konusunda bilgilendirildiğimde vaziyeti anladım.

Meğer, kantin okul kantini değil beş yıldızlı hotel tarifesi ile çalışıyormuş. Tabii beş yıldızlı hotel kalitesinin, hatta herhangi bir kafeteryanın çok altında bir kalite ile.

Market fiyatları ile kıyaslandığında fahiş.

Bizim çocuklar benden fazla harçlık sızdırmak için abartıyorlar mı içimden geçirsem de, başka velilerle konuştuğumda çocuklarımın günahını aldığımı da anlayıp mahcup oldum.

Kalite düşük, fiyatlar yüksek, eminim kira da beleşe yakın.

Okul idareleri ya da Kıbrıs Türk Eğitim Vakfı, fiyat ve kaliteyi denetliyor mu? Sanmıyorum.

Öyle olsa, iki çocuğa verilecek harçlık aylık asgari ücretin yarısına denk gelmez.

Benim zamanımda okul kantinini bir ya da birkaç öğretmen çalıştırırdı. Geliri okul aile birliğine kalır, okulun eksikleri tamamlanırdı.

Şimdi siyasi ve ekonomik rantın kapısı haline geldi.

Siyasetçi kantini, bir başka siyasi iş insanına verir, o da okkayla para kazanır.

Hepsi öğrenci harçlığı üzerinden.

Çocuğuna harçlık vermekte zorlananları ya da veremeyenleri ve o çocuklarını halini düşünün biraz.

Bu konuyu mercek altına alıyorum an itibarıyla.

Ya aç gözlülükler törpülenecek, ya da açgözlüler gidecek.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Rasıh REŞAT yazıları