KKTC Meclis Başkanı Hasan Bozer: "Kıbrıs adasının eşit sahibiyiz"

Atatürk'ün Kastamonu'ya gelişleri Şapka ve Kıyafet Devrimi'nın 86'ncı yıldönümü kapsamında gerçekleştirilen Türk Dünyası Günleri'ne katılmak üzere Kastamonu'ya gelen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Meclis Başkanı Hazan Bozer, Rumların petrol ve doğalgaz arama çalışmalarıyla ilgili olarak "Tüm ada doğal zenginliklerinin ortağıdır" dedi.

Atatürk'ün Kastamonu'ya gelişleri Şapka ve Kıyafet Devrimi etkinlikleri kapsamında Türk Dünyası Günleri'ne katılmak üzere kente gelen KKTC Cumhuriyet Meclisi Başkanı Hasan Bozer, ilk olarak Vali Erdoğan Bektaş'ı ziyaret etti. Valilikte şeref defterini imzalayan Bozer, burada basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Rumların Akdeniz'de doğalgaz ve petrol arama çalışmalarıyla ilgili sorulan bir soruya Bozer, Kıbrıs'ın, Türklerin ve Rumların ortak adası olduğunu söyledi.

Adada Rumların ne kadar hakkı varsa Türklerin, Türklerin ne kadar hakkı varsa Rumların da o kadar hakkı olduğunu söyleyen Bozer, "Kader bizi o adada Türk-Rum beraber yaşamaya mahkum etti. Bu adanın eşit sahibiyiz. Adanın doğal zenginliklerine de Türkler olarak doğal eşit ortağız" diye yanıtladı. Yaşanan süreçlerde dünya kamuoyunun Rumları öne çıkarttığını, yasal yetkiler verdiğini, himaye edip şımarttığını söyleyen Bozer şunları söyledi:

"Rumlar tek başına adanın zenginliklerine hakim olmak istiyorlar. Bunu tek başına yapamayacaklarını bildikleri için özellikle gittiler. İsrail'in desteğini alabilmek için Kıbrıs İsrail arasında bir bölge seçtiler. Amerika'dan bir enerji şirketi ile kazı için anlaştılar. Bir şekilde Amerika'yı ve İsrail'i içine alarak belki kazabiliriz sevdası içindeler. Tabii biz doğal zenginliklerin ortak hak sahibi olarak tek taraflı bunun çıkarılmasını kabul etmeyiz. "

KKTC Cumhuriyet Meclisi'nde oy birliği ile alınan karara değinen Başkan Bozer, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Biz buna müsaade etmeyeceğiz. Biz mecliste her gün karar almıyoruz. Son yıllara iki tane ortak kararımız var. Biri bu enerji için, diğeri anavatan Türkiye'nin garantörlük hakkının asla sulandırılmayacağıdır. Rumlar doğal zenginliklere tek taraflı sahip olmak istiyorlar. Kıbrıs müzakere sürecinde sona doğru gelindi. Bu süreçte Rumlar biraz sıkışmış durumdalar. Son 10 yıllık süreçte bir anlaşma isteyen tarafız, Rumlar her zaman reddeden taraftı.

Ama buna rağmen itibar gören onlar, dışlanan bizleriz. Bu son Birleşmiş Milletler (BM) gözetimindeki görüşmelerde Türklerin ortaya koyduğu pozisyonlar ve önerilerle Rumlar hakikaten sıkıştı. Bir yerde bu petrolü o görüşmelerden kaçma adına bahane olarak kullanacaklar. Yani siyasi bir manevradır. Zenginliği sahip olma arzulara var ama sıkıştıkları görüşmelerden de Türkiye müdahale etti, karıştı, karıştıracaktı diye petrol aramayı, görüşmelerden zarar görmeden kaçma adına bir fırsata döndürmeye çalışıyorlar. Bütün dünyada söylüyoruz ve söylemeye devam ediyoruz. O ada ve ada çevresindeki doğal kaynaklarda her iki halkın hak sahibidir. Tek taraflı kullanılmasına müsaademiz yok. "

DHA