Hiçbir yersizlilk ve her yerlilik

Yayın Tarihi: 04/01/18 07:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Moderniteyi, beton bina dikmek, insanları tüketime köle etmek gibi algılayan veya algılatan toplumlar o derece çoğunlukta ki, özlerinin günümüze yenilmemesi nedeniyle, Çingenelere (Romanlara) duyduğum sempati ve saygı, her geçen gün artmaktadır.

Öz nedir? Nasıl korunur?

Öncelikle akıl yorulması gereken bir temel olarak kabul edilmelidir.

Bugünlerde buna akıl yoran yok, çünkü yeni olana sarılmak, günü ve günün getirilerini yaşamak kolay. Asıl olan, geçmişin toplumsal genetiğimize işlemiş etnografik geçmişi bilmek ve yaşatmak. Üstelik bunu moderniteden koruyarak.

Çingeneler bunu başarıyor.

*
Onlar devinimsiz bir hayatı geride bırakarak yaşıyorlar. Vatanlarını neden terk ettikleri bugün bile yanıtsız. Ancak genel tarih okumaları üzerinden buna üç vurgu yapmamız mümkün.

Gazneli Mahmut'un Sindh ve Penjap'ı işgali sırasında 500.000 Hint'i esir aldığı bilinmekte. Hindistan'ı fetheden Müslümanların, Çingeneleri köle olarak alıp kendi ülkelerine götürmesi en yaygın teoridire demek mümkün.

En düşük kast olduğu sanılan Çingenelerin, Müslüman fatihlere karşı paralı asker olarak kullanılmış olabilirler ki, yenilginin ardından göç etmek zorunda kalmış olabilirler.

Firdevsi'nin Şehnamesi'ne göre İsa Peygamber'in doğumu kabul edilen sıfır yılından sonra 420 yılında vatanlarını (Hindistan, Karaçi) terk edip dünyaya yayılan 12.000 kişilik Luri halkı, eğer Çingeneler ise dünyaya yayılmalarının Hindistan'ın işgali ile ilişkisi olamaz da dememiz mümkün.

Genel okumalar bu üçünü önde tutuyor.

*
Bu dağılmışlığın bi rana yurdu olmaması, diaspora olmalarına da engeldir ki buna "Hiçbir yersiz" dememiz mümkün. Toprak, aidiyeti, bağlılığı, sahiplenmeyi, "Oralı" hissetmeyi kazandırırken, unların hepsinin insan soyu için bağlayıcı sınırlar ve çizilen çerçeveler olduğunu farkederiz.

Oysa ne güzeldir, gerçek özgür ve gerçek bağımsızlık.

Çingeneler bu net özgürlüklerinden ilk kez 1505'te İrlanda'da ve 1514'te de İngiltere'de nüfus kayıtlarına geçirilerek uzaklaştılar. Ancak yaşam tarzlarından asla.

Aynı tarihlerde, Avrupa'nın birçok ülkesindeydiler.

Şimdilerde ise Çingeneler, dünyanın dört bir yanına dağılmış olarak yaşıyorlar.

Yaşam tarzları ve hayata bakışları hala hiç değişmezken, artık çok azı göçebedir. Bazıları kendi istekleriyle göçebeliği bırakmış, yaşadıkları ülkenin yaşam biçimini benimsemişlerdir. Bazı ülkelerde de yerleşik yaşama zorlanmışlardır. Hatta Hitler'in Yahudilere uyguladığı unutulmaz Holokost acısını da yaşamışlar, aynı dönemde soykırıma uğramışlardır.

Yarı göçebe, yarı yerleşik bir topluluğun sayımının yapılması güç olduğu için Çingenelerin kesin nüfusu bilinmemektedir.

Ancak bilinen birşey varsa, Çingeneler hiçbir kavmin olmadığı kadar gerçek dünyalıdırlar. Hiçbir yersiz ama her yerlidirler.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Dr. Ferhat ATİK yazıları