Görgünün sonu

Yayın Tarihi: 25/04/18 07:00
okuma süresi: 2 dak.
A- A A+

Giderek kibar olmanın, görgülü olmanın sonu da geliyor. Kolay kazanç ve hazmedilmemiş gelir, yeni nesilleri görgüsüz yapmakta. Peki nedir bu görgü?

Bir toplum içinde var olan ve uyulması gereken saygı ve incelik kurallarına genel anlamda görgü diyoruz.

Toplumda bireyler arasındaki ilişkilerin düzenlenmesinden doğan töre, adet, gelenek-görenekler, din kuralları gibi görgü kuralları da yazılı olmayan normlardandır.Örf ve adetlerin basit biçimi olarak da kabul edilmektedir. Görgü, bir kimsenin belli bir olayda nasıl davranması gerektiğini gösterir. Örneğin bir toplantıda konuşurken, bir davette yemek yerken veya bir törene katılırken ki davranış biçimlerini belirler.Görgü ve buna bağlı olarak ortaya çıkan görgü kuralları her toplumda geçerli, evrensel bir nitelik taşıyabileceği gibi toplumdan topluma farklılık da gösterebilir.Görgü kurallarına uymamanın hukuki yaptırımı yoktur.

Örneğin, anne, "babaya ve öğretmene saygı gösterilir, onlara ters konuşulmaz. İki kişi konuşurken araya girilmez.Toplu taşıma araçlarında yaşlılara, hastalara, hamilelere yer verilir.Topluluk içinde kulaktan kulağa konuşulmaz.Herkes gelmeden yemeğe başlanmaz.İnsana "bu,şu,o " diye hitap edilmez.İnsanlara karşı alçakgönüllü ve hoşgörülü davranılır.Ağız açık ve şapırdatarak yemek yenmez.Müzik dinlerken başkaları rahatsız edilmez.Hapşururken ağız kapanır.Toplum içinde yere tükürülmez veya argo kelimeler ile konuşulmaz. Toplum içinde bağırarak konuşmamalıyız" gibi bir çok yazılı olmayan kural, bizleri görgülü davranışlara yönlendirirken, şimdilerde neredeyse tümünü kaybetmekte olduğumuzu görmek düşündürücüdür.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Dr. Ferhat ATİK yazıları