Keşke anlasalar!

Irkçılığın kötü sonuçlarından birisidir Hrant Dink cinayeti. Ne yazık ki!

Bu nedenle bu ve benzeri ırkçı söylem, pratik ve düşüncelere karşı durmak her sağlıklı aklın sonucu. Bu anlamda medyaya büyük bir görev düşer. Barış dili kullanma, ırkçı ve nefret içeren malzemeyi okura ulaştırmama gibi. Elbette herşey bu kadarla da değil.

Her platformda, her an ve her şekilde buna karşı durmak gerekiyor.

Oysa gelişmelere bir bakalım.

Nefret söylemi ile ilgili uluslararası çalışmalarda Türkiye ne yazık ki sıkıntıda.

Medyada nefret söyleminin izlenmesi ile ilgili araştırma kapsamında hazırlanan "Medyada Nefret Söylemi ve Ayrımcı Söylem 2017 Raporu" geçtiğimiz hafta yayınlandı.

Raporun ilk bölümü, 2017 yılında Türkiye'deki yazılı medya aygıtlarında yer alan ve nefret içeren söylemleri içeriyor.

Bakın rakamlar ne kadar üzücü.

2017'de ulusal, etnik ve dini grupları hedef alan 5.296 yazısı tespit edilmiş. Bu sayının 2994'ü köşe yazısı, 2119'u haber ve 183'ü ise diğer içerik. İncelenen bu yazılarda 79 farklı grup hakkında 6782 nefret söylemi içeriği tespit edilmiş. İçeriklerin yüzde 43'ü ulusal basında yer alıyor. Yüzde 57'si ise yerel basında görülmüş.

Hakkında en çok nefret söylemi üretilen 25 grup sıralamasında ne yazık ki her zaman ki gibi Yahudiler 1251 adet içerikle birinci sırada yer alıyor. Buna alışmak mümkün değil. Anlamak da hiç mümkün değil!

*

1148 içerikle Suriyelilere yönelik nefret söylemi ikinci sıradayken, 855 içerikle Ermeniler üçüncü sırada. Listede daha sonra sırasıyla Yunanlar (597 içerik), Hıristiyanlar (543 içerik), Rumlar (499 içerik), Budistler (329 içerik) yer almış durumda.

Raporun bir diğer bölümünde ise, "Medyada Suriyeli Mültecilere Yönelik Ayrımcılık: Yanlış Bilgilendirme ve Çarpıtma" başlığını taşıyan ayrımcı söylemle ilgili bilgiler yer aldı.

Elbette, bu rakamlar korkunç. Bu rakamlar insani değil.

Medya bu anlamda toplumun ortasına dinamit koyup patlamasını bekler gibi.

Keşke anlasalar!