Biz vardık diyebilmek

Yayın Tarihi: 15/01/19 07:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Biz vardık diyebilmek

Günümüz Kıbrıs'ında kültürel ifadeler; entelektüel ağızlarda giderek yozlaşmaktadır. Çarpıcı acısı elbette bu yozlaşmanın başta kültür entelektüellerinden kaynaklanmasıdır. Ne yazık ki kişisel girişimlerimizin üzerine çıkamadığımız çabalarla bunun değişimini sağlayamamak da diğer bir üzücü durumu ortaya koyar. Kıbrıs için kültürü geliştirici ve öncelikli tezleri bu çerçevede değerlendirmek uygun olacaktır.

Bir ülkedeki entelektüel sermayenin darlığı kurulan süslü cümlelerin ilerisine gidemeyen söylemlerle ölçülebilir. Ülkenin kültürünü yansıtmak yerine, sadece batılılaşma empatisi içerisindeki kişi ve grupların entelektüel görünme egosunu tatmin etmek için yapılan faaliyetler mevcut kültürü geriye götürmektedir.

Tezlere geçmeden önce altını çizmeliyim ki; her türden pozitif değişim, önce kültürel düzeyde gelişir. Dünyadaki tüm devrim nitelikli değişimlerde en genel bir kuralın ilk önce ideolojik, kültürel düzeyi ortaya çıkarmak olduğunu vurgulamak gerekir. Yani önce devrimin sosyo-ekonomik temelleri gelişir. Onun bağrında, ideolojik ve kültürel şekillenmeler oluşur. Bu durum daha sonra örgütlenmelere, siyasal mücadelelere ve sosyal gelişmelere ivme kazandırır. Hemen hemen tüm devrimlerin genel başarı süreci budur ve aksi, gelir-geçer değişimlerdir. Bu türden değişimler ise eskiye dönmeye mahkûmdur.

... Ve ülkemizin ihtiyacı olan kültürel tezlere dönelim.

Kültürü Tüm Boyutlarıyla Algılamak: Kültür kavramını; tüm boyutlarıyla algılayarak kültürel gelişimin sağlanması, olması gerektiğine inandığımız noktaya ulaştırılması konusuna yaklaşmamız gerekir. Kültürü tekil anlamlı algılamaktan uzaklaşarak, başta evrensel değerler ve demokratik gelişim temelinde şekillendirmeye çalışmalıyız.

Uygulanabilir Kültürel Gelişim Planı Yaratmak: Hep bir seçim öncesi söylemi olarak duyduğumuz, "Master Planları"nın, işlevsel geçerliliği olacak fakat siyasi otoritenin gölgesinde ve onun çıkarlarına hizmet etmeyecek bir çalışma yapılması gerekmektedir. Sürdürülebilir kültür gelişim planı, zamanı da aşan engelsiz bir çalışma ile oluşturulmalıdır.

Bütünleşik Kültür Varlığına Sahip Çıkmak: Kıbrıs Ada'sı varlıksal ve tarihsel kültürünü birçok kavimin med- cezirlerinden edinmiş olmakla birlikte, bu gel-gitlerin kalıcı olabilenleri Ada'nın tamamına yönelik olarak kalmış durumdadır. Bu nedenle ülkedeki siyasi konjonktürden bağımsız olarak, mevcut uluslararası sıkıntıların dışından bakarak, kültürel gelişimi tüm ada ekseninde düşünmek gerekir.

Henüz Kaybedilmemiş Jenerasyona Destek Olmak: Bir kültür gelişimine eğilimli olabilecek ve gerçek dünyanın şekillenmesine destek olacak, sonuçlara estetikleri ile bakacak bir nesil yaratmak için eğitim sürecindeki mevcut materyalist yapıyı, daha esnek, sanata ve evrensel vizyona daha yakın bir gelişim sağlayacak eğitim sistemine geçilmesi gerekmektedir. Tüm eğitim sürecinde kültürel verilerle öğrencilerin harmanlanması gerekmektedir.

Tarihi Kültürel Varlıklar: Ülkedeki kültür varlıklarının gerçek envanterinin hazırlanması ve halka açılarak görsel olarak algıda kalacak restorasyonlarla sergilenmesi gerekir. Bugüne kadar değer verilmeyen birçok tarihi ve kültürel esere hayat verilmelidir. Bunun birlikte, tarihi kültür varlıklarına yatırım yapmayı masraf olarak gören zihniyetleri terk etmek gerekir.

Modern Sanat Eğitimi ve Sergilenmesi: Ülkemiz koşullarında modern sanatın geliştirilmesi için, teşvik önlemleri yanında bu alanda gelişim sağlamak amacıyla çalışma platformları oluşturmak gerekir. Günümüz insanının içsel sorunlarını yine günümüzün verileri ve alternatifleri ile dışa vurabileceği imkânlar sağlanmalı. Bu tür üretimlere yönelik çalışmalara destek ve eğitim imkânı oluşturulmalıdır.

Üniversitelerin Rolü: Üniversitelerimizin, eleştirel bakış açısını sanat ve kültür odaklı yaklaşımlar ile sergileyebilecek toplum yaratmaya yönelmeleri ve bu anlamda halkla olan içi çeliklerini sürekli eğitimler ve sanat desteği ile sürdürmelidirler. Üniversitelerimizin Kıbrıs kültürünün gelişimine sağlayabilecekleri katkı çok büyüktür.

Popüler Kültüre Alternatif Yaratmak: "Ne olacak bu memleketin hali?" eksenli meyhane masası sohbetleri; "Gelin kaynana" eksenli kadınsal esaret sohbetleri; TV dizisi eksenli gündelik kahve sohbetleri dışına çıkılabilmesini sağlamak amacıyla; toplumun en çok etkilendiği kitle iletişim araçlarına, demokratik teamüller içerisinde müdahale ederek "yozlaştırıcılıktan", "geliştiriciye" dönüşmelerinin sağlanması gerekir.

Güzel Sanatlara Ulaşabilme: Ülkedeki, üretimsel kültürün, sanatsal faaliyetlerin toplum karakterine, aidiyetine nüfuz edebilmesi için sergilerin, konserlerin, okuma günlerinin, dergilerin ve benzeri tüm faaliyetlerin artırılması, katılımın ve elbette üretimin teşvik edilmesi kaçınılmazdır. Bireylerin, medya hegemonyasına alternatif olarak zamanlarını daha değerli içeriklerle doldurmalarının sağlanması gerekir. En önemlisi küçük yaştaki çocukları sanatsal faaliyetlerle kucaklaştırmalı ve müfredat kıskacı içinde değil, geniş sanatsal faaliyet katılımlarıyla görsel hatıralar yaratılmalıdır.

Tüm bunları gerçekleştirmek için; düşünen, üreten, tartışan, değişime ortak olan, sağduyuyu sadece doğruyu yanlıştan ayırmakta değil, deneyimsel olarak eleştiri tabanlı yenilenmeleri istemek olduğunu bilen bir toplum olmak ve böyle bireylerden korkmak yerine destek olmak; kültürel varlığımız ve mirasımızın temelidir.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Dr. Ferhat ATİK yazıları