SETA Raporu

Yayın Tarihi: 04/09/19 07:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

SETA bir vakıf. Genel Koordinatörü Prof. Dr. Burhanettin Duran.

Açılımı; Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı.

Yeni bir rapor hazırladılar. Birçok konuda raporları var.

Ben iletişimciyim. Bu alan dikkatimi çekti.

Vakfın İstanbul dışında, Washington, Kahire ve Berlin şubeleri var.

Raporu dikkatle inceledim.

Savunulan söylemlere diyeceğim bir şey yok. SETA'dan 3 değerli bilim insanı, araştırmacı her ne kadar araştırmanın bilimsel ve yöntem üzerine verileri raporda bulamasam da emek verdiler.

Elbette neden "Uluslararası Medya Kuruluşlarının Türkiye Uzantıları" başlığı seçilmiş anlamak zor. Özellikle medyaya eleştirel anlamda bir yaklaşım getirilecekse öncelik bu mu diye sormak isterim.

Bu değerli arkadaşlar keşke, dakikada onlarca insan öldürüldüğü görünen dizilerin, kadına şiddet dolu içeriklerin, çarpık ilişkilerin, her karede silah gösterilmesinin, tematik yayınlarda hesapsızca kurulan cümlelerle cinsel içerikli ilaç satan kanal içeriklerinin, ana haber bültenlerinde Türkiye'yi şiddetin ve dehşetin merkezi gösteren "yerli" kanal içeriklerinin araştırmalarını yapsalardı. Yabancı kaynaklı medya, ne hedefle olursa olsun, "bizim dediğimiz doğrudur" demek isteyenlerin bunu söyleyebilmeleri için bir araştırma yapılması ile düzelmez. Orada çalışan insanların isim isim kullanılması hatta hedef gösterilmesi ile de düzelmez. Keşke bu üslupla olmasaydı. Barış dili kullanılsaydı.

*

Bir yayının içeriği dünyanın neresinde olursa olsun, yalan, iftira ve eleştiri sınırı ötesine geçiyorsa, hele hele o ülkenin iktidarı alenen hedef haline getiriliyorsa, o ülkenin denetleme otoritesi ve yasaları gereğini yapar, yapabilme erkine sahiptir.

Böyle bir araştırma ile biz, RTÜK'ün bu yabancı yayıncılara, hukuku çiğnemelerine rağmen göz yumduğunu mu düşünelim? Yoksa hukuken içeriklerde bir şey olmadığını için hala yayında olma ihtimalleri olduğunu mu anlayalım?

Neyi seçersek seçelim SETA Raporu tartışmaya açılıyor.

Raporun sonuç ve öneriler kısmında ise, ülkenin hukuk ülkesi olmasına ve ilgili otoritelerinin görev başında olmalarına rağmen halka, "gözünüzü dört açın, iktidara karşı olan içeriği ihbar edin" diyorsanız, bu cümle 198 sayfalık raporunuzun özeti olarak akıllarda kalan tek cümle olur.

Emeğinize de yazık olur.

Keşke bilimsel verileri, araştırma yöntemlerini de içerecek; "Yerli Yayıncılığın İçeriklerinde Topluma Olumsun Yön Veren Öğeler" başlıklı bir araştırmaya da imza atsanız. Gönüllü çalışmaya dahi hazırım, o derece canımız yanıyor bu içeriklerden.

Vakfın logosu güzel. Söylemeden geçemeyeceğim.

Son birkaç not: SETA Medya ve Toplum Araştırmaları Direktörü İsmail Çağlar olarak raporu savunurken; "raporu eleştirenler ortaya konulan sonuçlar üzerine itirazda bulunamadılar" diyor. Haklı. Çünkü, raporda belirtilenlerde "kurumsal ölçekle bakarsak" haklılık payı elbette var. Ancak benim getirdiğim eleştiri, raporun bilimsel temellerinin yayınlanmamasıdır.

Ayrıca belirtmeliyim ki, isim isim seçilerek hedef haline getirilen insanların raporda kullanılmaları için, açık kaynaklı bilgilerinden faydalanılması, bu açık kaynaklı bilgilerin bir arada ve yeniden üretilerek yayınlanabileceği anlamı taşımaz.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Dr. Ferhat ATİK yazıları