Kent Notları II: Viyana

Yayın Tarihi: 14/02/19 07:30
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Kent, marka kente örnek bir şehir Viyana… Geçen yazımda sizlerle paylaştığım… Kente giriş yaptığımda gece saat 23.00 sularıydı… Araba kiralama yerinden arabayı alıp kent sokaklarına çıktığımızda kentte bir sakinlik hâkimdi… İlk göze çarpan ışıklarla süslü bir şehirdi…

Yol dört şeritli bir hattı… Gidiş dönüş… Yer yer trafik lambaları… Yaya geçitleri ve bisiklet yolları… Gece yolda ilerlerken… Yollarda tren ve tramvay rayları vardı… Eskiden kalma diye düşündüm… Bir müddet sonra, arabayı kullanan eşime sakince, biz bir yanlışlık yapıyoruz önümüzde tren var… Dedim… Eşim gülümsedi… Merak etme arkada da otobüs var dedi… Sonra yanımızdaki bisiklet şeridinden hızlıca iki bisikletli geçti… Yalanı yok çok şaşırmıştım…

Ulaşım konusunda kafam oldukça karışmıştı… Arkada oturan çocuklarım kokmasın diye dışımdan söylenmek yerine içimden konuşmayı yeğledim… İki trafik ışığı dört şerit yolu kontrol edebiliyordu… Ve taşıt ne isterse olsun, yaya geçidinde bir yaya belirince hak yayaya geçiyordu…

Trenin arkasından bir müddet gitmeye devam ettik. Sonra biz bir arabanın arkasından ilerlesek daha iyi olurdu diye kendi kendime telkinde bulundum… Kentte büyük otoparklar… Güvenlikli… Kameralar her yerde… Ulaşım konusunda herkes birbirine saygılı…

Sabah olduğunda kent bir telaşa düştü… Kalabalıklaştı… Ama trafik sistemi hiç aksamadı… Korna sesi yoktu… İki trafik lambası ile her şey aynı düzende ilerliyordu… Her yerde bisiklet ve yaya yolları… Toplu taşıma en etkin şekilde yapılıyor…

Yer altı tren istasyonları ünlüymüş Viyana'da… Altı büyük istasyon… Bununla ilgili birçok özellik ve tarihsel süreç anlatılıyor… Tren istasyonlarının tarihi bile özenle saklanmış… Tren istasyonunun özellikleri ve önemi vurgulanıyor… Toplu taşıma teşvik ediliyor…

Viyana'da dolaşırken böyle bir baktım… Daha yirmi dört saat geçmeden düzene alışmıştım… Dayanamadım resmi çektim sosyal medyamda paylaştım… "Bir yol düşünün ki treni, tramvayı, arabası, otobüsü, yayası, bisikletlisi hep aynı yolu kullansın, bir trafik lambası ile tüm düzenek sağlansın"… Demek ki sistem düzgün olunca insan hemen alışıveriyormuş…

Sonra bir de bizim ulaşım sistemimizi düşündüm… Bir iç çektim… Biz de yapabiliriz diye bir umutlandım… Viyana'dan Salzburg'a doğru giderken… Bir de baktım ki kent içi ulaşımdan daha da gelişmiş kentler arası bir ulaşım sistemi kurmuşlar…

Otobanda giderken acil şeridini ihlal eden yoktu… Yol boyu görsel anonslarla telefon kullanılmaması gerektiği ve hız sınırı hatırlatılıyordu… Acil şeridini gerekmedikçe kullanmadığımız için teşekkür ediliyordu… Araçların dinlenme park yeri… Yemek, su gibi ihtiyaçların karşılanabileceği, yakıt alınabilecek mekânlar özenle tasarlanmıştı… Yol boyu acil durumlar için telefon kulübeleri vardı… İnsan kendini güvende hissediyordu…

Hiç bilmediğimiz bir ülkede… Bilmediğimiz şehirlere seyahat ederken… Hem kent hem de ülke kendine sistemi ile hayran bıraktırıyor…

Ulaşım konusu belki de bizim toplum olarak en hassas konularımızdan… Belki de bu nedenle bu kadar etkilendim… Bizimde böylesi sistemlere sahip olacağımız günlerimiz olması umuduyla… Çalışmak gerektiğini bir kez daha anladım… Sizlere de anlatmak istedim…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Prof. Dr. Deniz İŞÇİOĞLU yazıları