Tarihi eserlerimiz kan ağlıyor

Yayın Tarihi: 10/05/12 08:42
okuma süresi: 3 dak.
A- A A+

Ülkemizin sembolü olan Bellapais Manastırı, Girne Kalesi, Salamis Harabeleri, Soli, Vuni Amfi Tiyatrosu bakımsızlıktan, ilgisizlikten yok oluyorlar.

Eserlerin eski resimlerini şimdiki halleri ile kıyasladığım zaman bayağı bir değişiklik görülüyor.

Bunların bakımından acaba kimler sorumlu?

Makamlarda oturanlara, neden tarihi eserlerimiz böyle bir vahim duruma düştü diye sorulduğu zaman verilen cevaplar insanın nefesini kesiyor.

Yetkililer her zaman yaptıkları işlerin doğruluğunu en güzel şekilde dile getirirler.

Kendileri her zaman haklı, tarihi eserler ise onların işlerini aksatan suçlular. En büyük düşmanları. Yıpranıp yıkıldıkları için yetkililerin çalışmaları aksıyor.

İşlerini en güzel şekilde yaparlarken önlerine Kale, Manastır, ŞAPEL, Vuni, Soli diye engeller çıkınca kızıyorlar.

Tarihi eserlerimiz olmasaydı "eski eserler dairesi" ülkemizin en iyi çalışan dairesi olacaktı.

Geçen hafta Cuma gün, ilgili bakanlığın müsteşarı Serhat İncirli'nin program konuğu idi.

Facebook aracılığı ile bir soru sordum sayın müsteşara.

Geçen yıl Karpaz'da inşaatı tamamlanan Nuhun Gemisi'nın sınırları dahilinde tarihi Azize Thekla Şapeli dozerler ile yıkılmıştı.

Akibeti ne oldu?

Başbakanımız taşların toplanıp Şapel'in tekrar yapılacağını söylemişti.

Aldığım cevap olumlu olmuştu.. Sayın müsteşar Şapel yapılıyormuş dedi. Sevindim.

Yine de araştırmadan duramadım.

Otel yönetimi sözkonusu Şapel'in tekrar yapılması için ilgili bakanlıktan herhangi bir talimat gelmediğini belirtti.

Zaten Şapel, otelin umurunda bile değil. O ayrıkonu..

İlgili daire müdürü Girne Kalesi'ndeki fazla turist akınından dolayı tuvaletlerin bozulduğunu söyledi.

O zaman turistlere yasaklansın kaleye giriş.

2000 yılında Girne Kalesinde Mozart'ın "Saraydan Kız Kaçırma" operasını sahnelemiştim.

Kadromdakiler arasında Almanya'dan bir de tarihi eser uzmanı arkadşım vardı.

Yanında birtakım cihazları vardı. Kale duvarlarını dinleyip birşeyler ölçüyordu.

Aşağıda, Limana girip çıkan balıkçı teknelerinin kale duvarlarına büyük zarar verdiğini tespit etmiş.

Tekne motorlarının çıkarmış olduğu "tuktuk" sesleri suyun altından geçerek kale duvarlarına çekiçle vuruluyormuş gibi etki yapıyormuş.

Yetkililere aktardım.

Bir sanatçı gözü ile baktığımda kulağımda korkunç bir müzik duyuyorum.

Duvarlarında ağaçlar yetişen tarihi eserlerimizin hallerine baktığımda bir beste yapacak olsaydım, onu çalacak olan orchestra elemanları müzik aletlerini kafalarında parçalardı. Şef orkestraya saldırırdı.

Dinleyciler isepsikolojik bunalıma girerdi.

Bunları yaşamamak için bütün tarihi eserleri yıkın.

Bakın o zaman bütün işler tıkır tıkır yürür.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Doç. Turgay HİLMİ yazıları