Sağlıkta reform

Yayın Tarihi: 04/03/13 07:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+
-Mağusa Hastanemiz az kalsın bir gencimizi intihara sürüklüyordu. Gencimiz ameliyat olacak teyzesine kan vermeye gidiyor ve yapılan kan tahlilinde nasıl başarmışlarsa sonuçta "AİDS" buluyorlar. Gence bir telefon " hastaneye gel" Gidiyor. "Sende HIV virüsü var yani AİDS" diyorlar. Gencimizin dünyası kararıyor. Hayata küsüyor. İntihar etmeyi planlıyor. İyilik meleği zamanında yetişiyor. Son anda "uzmanların" yanlış teşhis koydukları ortaya çıkıyor. İnsanlık hali. Gencimizin psikolojisi kimin umurunda. Sağlık hizmetlerimiz reform döneminde diye açıklamalar yapıyor yetkililer.

Laf açılmışken birkaç konu daha yazmak istiyorum.

İki hafta önce bir hastamızı ziyaret için B. Nalbantoğlu Hastanemize gitmiştim.

Adını saygımdan dolayı vermek istemediğim bayağı yaşlı bir teyze.

Odaya girdim, teyzeye geçmiş olsun dedim, ablasına seslendim ve yanına oturdum.

Ortopedi servisinde yatıyordu. Oda temiz, hemşireler güler yüzlü ve cana yakın.

Ziyarete gelen ablası ayaklarından rahatsız olduğu için hastanede kendisine bir tekerlekli sandalye verildi.

Gözüm, oturduğu tekerlekli sandalyeye ilişti. Baktım ve hayretler içinde kaldım.

Sandalyenin tekerlek lastiği yok. Yani tekerlek demirinin üstünde. Ona hayret ederken diğer tekerleğe baktım, o da ayni durumda idi.

Ona gelene kadar çok şey var diyeceksiniz ama hiçbirşeye gelinemiyor.

Birşey tamam değil denince sebep olarak diğer şeyler tamam değil, daha bunun sırası gelmedi deniyor.

Bu nedenle hiçbir yere gelinemiyor.Bunun şokunu atlatmaya çalışırken, hastanenin kapısından çıktım. Karşımda bir ambulans duruyor.

Külüstür. Rengi solmuş, bakımsızlıktan dökülüyor.

Cam arasından içine baktım, içindeki prizler yuvalarından çıkmış veya yok.

Pislik içinde. Bakımsız. Sedyesi yok.

İçine değil bir canlı, ölüyü koysalar kalkıp kaçar.

Geçen yıl Almanların bağışlamış olduğu ambulansı neden beğenmediklerini şimdi anlamaya başladım.

Hadi bir anımı daha yazayım.

Yıllar önce 4 diyaliz cihazının bağış olarak gelmesine aracı olmuştum.

Aradan birkaç ay geçmişti, yetkililerden tıs çıkmadı.

Sayın Kurucu Cumhurbaşkanımıza gidip dedim ki; ilgili makam, bağışı yapan Almana bir teşekkür bile etmedi.

Denktaş ilgili makamı uyarıyor.

Birkaç gün sonra beni çağırıyor ve dönemin Sağlık Bakanı'ndan gelen mektubu okumam için önüme koyuyor.

Alman suçlanıyor. Bağışlanan diyaliz cihazlarından birinde tedavi gören bir hasta aids'e yakalanmış. Bu yüzden teşekkür etmemişler. Çocuk kandırıyorlar.

Haftalarca aids'e yakalanan hastayı bulmak istedim. Yok. Devlet sırrı.

Diyalizler? Çalışıyor!

Bu mektup bakanlık ve Cumhurbaşkanlığı arşivinde var. İsteyen açıp okuyabilir.

Kimbilir farkında olmadan kimlerin işini bozmuştum. Herzamanki gibi.

Haaaaa O'nlar mı? O'nlar herzaman haklı.

Bir sağlık ocağındaki çeşmeyi tamir ettirdiğini tv'de söyleyip haklı olarak övünüyor Sn Bakan.

Ama hastandeki ameliyathaneyi çalıştıracak personeli yok..

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Doç. Turgay HİLMİ yazıları