Müzeler ve düşündürdükleri
Bugün yazımın konusu sanat. Geçen yıl “Sanat Kıbrıs Gazetesi” için yazmıştım. Siz okurlarla da paylaşmak istedim.
Lisede okurken Sanat Tarihi en sevdiğim dersler arasında ön sıralarda idi. Sevdiğim hocalarımdan Aylin Örek dersi o kadar güzel ve heyecanlı anlatırdı ki biz öğrencilerin derse ilgisi o kadar daha artardı.
Özellikle Rönesans dönemi çok ilgimi çekerdi. O dönemin ressamları ve yaşamları ile ilgili öğrendiklerim hala belleğimde yerlerini taptaze koruyorlar.
İngiltere’ye 1970 yılının ağustos ayında geldim. Birkaç gün sonra metroya atlayıp soluğu önce Ulusal Galeri’de (The National Gallery), sonra da Britanya Müzesinde (The British Museum) aldım.
Büyük bir aptallıkla aynı gün içerisinde ziyaret ettim bu kocaman yerleri. Ayaklarıma sular indi ama çok güzel, doyurucu bir gün oldu o gün. Sanatın yaşamımdaki önemli yeri için bir dönüm noktası oldu o gün dersem inanın abartmam.
Özellikle Ulusal Galeride Leonarda da Vinci, Michelangelo, Raphael, Van Gogh, Monet, Renoir, Botticelli gibi Sanat Tarihi derslerinde öğrendiğimiz bu sanatçıların orijinal eserlerini yakından görmek çok heyecan verici idi.
Bu deneyimden sonra her gittiğim ülkede ilk ziyaret ettiğim yerler müze ve galeriler oldu. Roma’da Vatikan Müzesinde Michelangelo’nun Sistine Chapel fresklerini görmeden olmazdı. Maalesef çok fazla vaktimiz olmadığından müzenin sadece bu bölümünü gezebildim, ama değdi.
Florensa’da dünyaca meşhur Ufizzi Müzesinde Botticelli’nin ‘Venüs’ün (Afrodit’in) Doğuşu’ tablosunun orijinalini görmek de muhteşem bir duygu idi. Tıpkı Amsterdam’da Van Gogh Müzesinde bu eşsiz ressamın orijinal ‘Ay Çiçekleri’ ve diğer orijinal eserlerini görmenin verdiği duygu gibi.
Roma’da ünlü İspanyol Basamaklarında oturup etrafa bakınırken gözüme Keats – Shelly Müzesinin levhası çarptı. İngiliz Romantik Şiir akımının öncülerinden bu iki şairin anısına açılan bu müzeyi duymuştum ama doğrusu nerede olduğunu bilmiyordum.
1820 yılının Kasım ayında veremden mustarip olan şair John Keats, doktorunun ve arkadaşlarının tavsiyesine uyarak ılık bir iklimden yararlanmak üzere Roma’ya yerleşir. Ancak şair Şubat 1821 yılında hayata gözlerini yumar.
Keats’in öldüğü ev sonradan Amerikan şair Robert Underwood Johnson’un girişimi ve Amerikan, İngiliz ve İtalyan sanatseverlerin desteği ile satın alınıp tamir edilir ve 1909 yılında Keats – Shelley Anma Derneğinin kullanımına verilir. Ev sonradan ‘Keats -Shelly Müzesi olarak açılır.
Bu iki şairin yanısıra evde Byron, Wordsworth, Robert Browning, Elizabeth Barrett Browning, Oscar Wilde gibi şair ve sanatçıların eserleri, mektupları, çizimleri ve diğer anıları da sergilenmektedir.
Şimdiye kadar gezdiğim müzeler arasında diyebilirim ki beni en çok etkileyen bu küçücük müze oldu. Özellikle bir odada şiirlerini büyük beğeni ile okuduğum John Keats’in öldüğü yatağı görmek beni çok duygulandırmıştı.
Sanat Kıbrıs Gazetesi Yazı İşleri Müdürü sevgili dostum Hasan Çakmak ile geçenlerde müzeler hakkında konuşurken Britanya Müzesini ziyaretinde müze yetkililerinden Kıbrıs ile ilgili çok büyük bir bölümün olduğunu öğrendiğini söyledi.
Bunun üzerine İngilizin daha birçok ülkelerin kültür mirasını çalarak ülkesine getirdiğinden yakındık. Salamis Harabelerini ziyaret edenler kafası olmayan birçok heykelleri orada görmüşlerdir. Bu kafalar Britanya Müzesinde sergileniyor sevgili sanatseverler.
Tüm dünyadan çalınan, kaçırılan, yağmalanan tarihi eserler batılı ülkelerin müze ve galerilerinde sergilenmekle kalmayıp, bu ülkeler için önemli bir gelir kaynağı teşkil ediyor, çünkü buraları her yıl milyonlarca turist ziyaret etmektedir.
Hasan ile tartıştığımız diğer konu da “acaba bu eserler örneğin Kıbrıs’ta kalsalardı, aynı özenle korunabilecekler miydi?” konusu idi. Bu da tamamıyla ayrı bir konu. İyisi mi bu konuya girmeyelim. Oldukça tartışmalı, güç bir konu.
Hepinize sanat dolu güzel günler dilerim değerli okurlar.
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.