‘Reform!’

Reform; şekil vermektir, yeniden düzenlemektir, yapılandırmaktır, geliştirmektir, değişiklik yapmaktır, düzeltmektir, revize etmektir, her türlü kötü kullanımı ortadan kaldırmaktır, bir şeyin daha iyi olmasına neden olmaktır, sosyal sistemlerde ve devlet kurumlarında iyileştirmelerdir, bireylerin daha iyi olmalarına neden olmaktır, standartları yükseltmektir...

Kısaca reform, ileriyi görmektir ve bunun için bugünden çalışmaya başlamaktır... Bu süreci çok iyi yönetmektir ve ilerlemeye odaklanmaktır...

KKTC'deki gazetelere baktığımızda ülkeyi yönetenlerin tek odaklandıkları şeyin, "hamaset siyaseti" olduğunu üzüntüyle görmekteyiz...

"Hamaset söylemler" gün geçmiyor ki ülkemizde gündem yapılmasın... Gün geçmiyor ki bu doğrultuda suni gündemler oluşturulmasın...

Dünyada çok ciddi gelişmelerin yaşadığı öylesine önemli süreçlerden geçildiği bugünlerde, ülkeler sürekli "reform projeleri" geliştirmekte, bunlara kafa yormaktadırlar...

Dünyada yaşanılan son etkisel tepkiler masaya yatırılarak, Rusya Ukranya krizinin tedarik zinciri üzerindeki etkileri ve enerji fiyatlarının durumu ile ilgili değerlendirmeler sürekli yapılmaktadır...

Avrupa Birliği, Avrupa ekonomisinin dayanıklılığını ve rekabet gücünü güçlendirmeye odaklanarak, birçok ülke ekonomilerini, bütünsel olarak yönetmeye yönelik reform çalışmalarına başlamıştır...

Zorluklar aşılmaya çalışılırken, ortak hareket etme anlayışları geliştirilmeye çalışılıyor. Çalışma ve eğitim alanlarında ortak girişim ve faaliyetler yürütmeye başlanıyor. Fiyat artışlarından kaynaklanan etkilerle başa çıkma yöntemleri, daha güçlü bir ekonomik taban oluşturarak, ülkelere yönelik yatırım çekecek politikalar, yeni büyüme modelleri, yeşil ve dijital geçiş stratejileri ve uygulamaları üzerinde şimdi daha fazla çalışılmaktadır. Alternatif enerji kaynaklarına daha fazla odaklanılması konularında inanılmaz reform projeleri geliştiriliyor... Güneş enerjisi potansiyeline sahip ülkelerde ortak akıllar yaratılıyor...

Modern ve dirençli kamu yönetimleri, sürdürülebilir büyüme stratejileri, şimdi ve gelecekteki krizlerle baş etme kapasitelerini artıracak reformlar hazırlanmaya, tasarlanmaya ve uygulanmaya konulmuştur...

Ülkeler, işlevsel yönetimlerini ve işlevsel yapılarının modernizasyonun teknik desteklerini artırarak, ulusal toparlanma ve direnç planları üzerinde sürekli çalışmalar yapmaktadır...

Yenilik inşası, dijital finansman, tahakkuk esasına dayalı muhasebe, mali okuryazarlık, yenilenebilir enerji kaynakları, etkin ve yeterli kamu yönetimlerine yönelik inanılmaz reformlar başlatmış durumda... Yatırımlar ve kalkınma modellerine yönelik reformlar sürekli artırılıyor...

Dünyada bunlar olurken, ülkemizde de "hamaset söylemleri" artırılmaya çalışılıyor...

Sorun şu ki, bir şeyin her şey olduğunu düşünüyorsunuz ve her şeyin bir şey olduğunu fark edemiyorsunuz...

Mucizeler yaratmak her zaman içinizde vardı, ama şimdi yaptığınızın tersini yapmanız gerektiğini unutuyorsunuz...

Hâlâ fırsatınız varken elinizden gelen her şeyi yapmalısınız...

Dünya ülkeleri, finansal, mali ve bankacılık sektörleriyle, iş piyasası ve kamu sağlığı gibi daha geniş konularda durum değerlendirmeleri yaparak, reformlara yönelmişken bizde "hamaset söylemleri" yükselmeye devam ediyor...

Çağın gerisinde yaşanılanlar ile çağın ilerisinde yaşanılacaklar aynı olmayacaktır... Bunlar tamamen zıt ve karşıt yaklaşımlardır... Bunlar farklı farklı süreçlerin ürünleridir...

KKTC'de yılların kronik salgını; "hamaset" ve "çıkar siyasetine" son sürat devam ediliyor...

Peki dünyada yaşanılanlar ortadayken, ekonomik önlemler artırılırken, bizdeki bu "hamaset" kronik salgını ne kadar daha devam edecek veya ettirilecek?

KKTC'de ne zaman, çağın gereklerine göre "reform projeleri" konuşulmaya başlanacak? Ve bu yönde ciddi adımlar atılacak? Bu yöndeki söylemlere ve uygulamalara daha fazla yer verilecek?

Ülkesel olarak yapısal reformları hemen başlatmak zorundayız... Ciddi reformlara yönelmek zorundayız... Çağı yakalamak zorundayız... Süreçleri çok iyi yönetmek zorundayız. Ülkesel hata yapma lüksümüz bu aşamadan sonra kesinlikle yoktur... Bu bilinci geliştirmek ve yaymak zorundayız... Ülke olarak insani konularda daha fazla ilerleme sağlamak zorundayız...

Tanınma olmadan da diğer dünya ülkeleriyle birçok konuda eş güdüm ve dayanışma geliştirilebilinir... Yeter ki bunu isteyiniz, bu konuda kararlı olunuz, plan yapınız ve proje üretiniz…

İlerleme, gelişme ve büyüme ancak ciddi reformlarla gerçekleşebilir!

Reformları önce zihniyetlerimizde gerçekleştirmemiz gerekmektedir...

Doğru bilgilere sahip olmak ve bilgileri ortak akılla, doğru yönetmek zorundayız...

Unutmayınız! Gerçek "reform" zihniyette başlayandır...

Hayatla ilgili en ilginç şeylerden biri nedir biliyor musunuz? Minnettar olduğunuz şeyleri not almaya başladığınızda, eksik olduğunuz şeyleri de gözden kaçırmaya başlarsınız...

Başarısız gibi konuşup, başarılı olmayı asla bekleyemezsiniz...

Zihniyetiniz yenilirse, ne kadar sık fiziksel kavgaya giriştiğinizin bir önemi olmayacaktır, sonuçlar hep aynı olacaktır... Kaybeden tarafta kalmaya devam edilecektir...

Hayatınızı değiştirebilecek tek kişi, her gün aynada gördüğünüz kişidir. Kendi kaderinizi ancak kendiniz değiştirebilirsiniz...

Çoğu insan her şeyi kaybetmenin bir son olduğuna inanır... Siz bunun yeni bir başlangıç ve fırsat olduğunu bilmelisiniz...

Çaresizlikten kurtulmak için düşünce tarzınızı değiştirmelisiniz. Negatif, modası geçmiş düşüncelerle istediğiniz hayatı yaşayamazsınız... Geleceğinizi, bugünden daha iyi hale getiremezsiniz....

Sizi mutsuz eden şeyi eğlendirmeye devam ettiğiniz sürece, sizi mutsuz edecek şeyin melodisiyle her zaman dans etmeye devam edeceksiniz... Bir zihniyet değişikliğinin, büyük bir değişikliğe neden olabildiğini asla unutmayınız...

Şimdi zihniyetlerde "reform" başlatma zamanı... Kendiniz için... Yaşadığınız ülke için... Dünya için reforma, kendinizden başlamalısınız...

Zihin esnek bir aynadır, daha iyi bir dünya görmek için onu ayarlamalısınız...

Zihniyetiniz değiştiğinde, dışarıdaki her şey onunla birlikte değişecektir...

Mutluluğun, dış koşullarla değil, öncelikle zihniyetinizle ilgili olduğunu hep hatırlayınız...

Ve asla unutmayınız! Değişim acı vericidir ama hiçbir şey ait olmadığınız bir yerde takılıp kalmak kadar acı verici değildir!