Tatar: “UBP, tabandan gelen sese bakmalı”

Yayın Tarihi: 26/08/21 07:00
okuma süresi: 7 dak.
  • Tatar “Halkımın bu pasaportu almalarına ve bulundurmalarına diyecek hiçbir şeyim yok. Tabii ki halkımız bunu kullanacak en doğal da haklarıdır. Bazı çevreler tüm Kıbrıslı Türklerin pasaportlarını iade etmeleri lazımdır diyor ki bu son derece yanlıştır. Ne benim ne de bir bakanın bu pasaporta ihtiyacı olmadığı gibi zaten kullanması da doğru değildir”.
  • Tatar “Tabandan gelen ses, her zaman doğru sestir. Umarım tüzük değişikliği meselesinde de bir uzlaşı sağlanır. Partinin bundan dolayı zarar görmesini istemiyorum. Değişiklikte kabul gören kısım uygulanmalı ve geriye kalan kısım beklemeye alınmalı. Partinin önde gelen isimlerini yönlendirmeye çalışıyorum”

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile Kıbrıs Postası’ndaki sabah programımda oldukça uzun sayılabilecek bir telefon bağlantısı yaptık. Hem pasaport konusunu sordum hem de tüzük kurultayını sordum. Cumhurbaşkanından önce UBP Genel Sekreteri dostum Oğuzhan Hasipoğlu’nu da telefona bağlayarak bazı değerlendirmeler yaptık. Hasipoğlu’nun değerlendirmelerini yarın ki yazımda kaleme alacağım çünkü bu konuya ayrıca değinmek istiyorum.

Son birkaç yazımda da kaleme aldım ve sürekli anlatıyorum da; Rum Yönetiminin devletin zirvesindeki siyasilerin pasaportlarını iptal etmesini son derece amatör bir hareket olarak değerlendirsem dahi bizim siyasilerin Cumhurbaşkanı dışındaki siyasilerin bu konuya son derece yanlış tepkiler verdiğini net bir dille bir daha ifade etmem gerekir.

Bu konuda pasaportu iptal edilen tek doğru tepkiyi veren Cumhurbaşkanı Tatar’dır. Ne dedi Tatar; “alsınlar ne isterlerse yapsınlar pasaportlarını”. Evet. İşte bir Cumhurbaşkanının vermesi gereken tepki aynen de bu olmalıdır.

Ama Cumhurbaşkanı son derece önemli bir tespit daha yapmıştır. Her siyasinin etrafında olduğu gibi Tatar’ın da etrafında kafatasçı insanlar var. Tatar dünkü yayında “halkımın bu pasaportu almalarına ve bulundurmalarına diyecek hiçbir şeyim yok. Çünkü bu pasaport halkımın seyahatlerinde kolaylık sağlayan bir belgedir. Tabii ki halkımız bunu kullanacak en doğal da haklarıdır. Bazı çevreler tüm Kıbrıslı Türklerin pasaportlarını iade etmeleri lazımdır diyor ki bu son derece yanlıştır. Halkımızın bu zaten hakkıdır ve kullanacaklar. Ne benim ne de bir bakanın bu pasaporta ihtiyacı olmadığı gibi zaten kullanması da doğru değildir”.

Tatar’ın bu yaklaşımını son derece doğru ve yerinde buluyorum.

Neyse söyleşiye geçelim. İşte söyleşinin detayları…

“BAZI KESİMLER, KIBRIS CUMHURİYETİ PASAPORTU ALAN VATANDAŞLARI YADIRGIYOR”

Yurtdışında KKTC pasaportu kullandığını, gidemediği yerlere ise diplomatik pasaportla gittiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportu kullanan Kıbrıslı Türklerin bazı kesimlerce “yardırgandığını” belirterek, “Benim vatandaşım bu pasaportu zorunluluktan alıyor, hakkıdır da alıyor. Almışsa almıştır, ben insanımı yadırgamam. Zaruri olarak almışlardır. Ayrıca zaten Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bu pasaportu verme zorunluluğu da var” dedi.

ANASTASİADİS’E: “ALACAKSAN AL”

Rum Hükümeti’nin, Türk Hükümeti’ni pasaportlar aracılığıyla tehdit ettiğini söyleyen Tatar, “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin karşısında durursanız, pasaportunuzu alırım diyorlar. Alacaksan al! Ben bu pasaportu yıllardır kullanmıyorum. Nerede olduğunu da bilmiyorum” şeklinde konuştu.

“KIBRIS CUMHURİYETİ’NE KARŞI DARBE GİRİŞİMİ YAPAN EOKACILARIN PASAPORTUNU NEDEN ALMIYORSUN?”

15 Temmuz 1974’te, EOKA’cıların Kıbrıs Cumhuriyeti’ne karşı darbe girişiminde bulunduğunu ifade eden Tatar, “Onlar Kıbrıs Cumhuriyeti’ne karşı durmuştu, onların pasaportunu neden almıyorsun?” diye sordu.

“AKINCI VE TARAFTARLARI, TÜRKİYE’Yİ YALANCILIKLA SUÇLUYOR”

Dördüncü Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, geçtiğimiz günlerde yaptığı bir açıklamasında, Türkiye’nin KKTC’de ilhak politikası peşinde olduğunu ifade ettiğini, Kıbrıslı Rum lider Nikos Anastasiadis’in de “bak haklı çıktık, Crans Montana’da masanın çökmesi benim değil; Türkiye’nin suçu” dediğini ve Anastastasiadis’in “fazla ileri gitmesi üzerine” Akıncı’nın cevap vermek zorunda kaldığını ifade eden Tatar, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ne Türkiye’nin ne de bizim ilhak gibi ir politikamız yok. Biz, yan yana yaşayan iki ayrı devleti savunuyoruz ve bunu tüm dünyaya haykırıyoruz. Ama Akıncı ve taraftarları, çıkıp Türkiye’yi yalancılıkla suçluyor. Çünkü senin düşündüğün gibi bir politika izlenmiyor. Ama o da biliyor ki federasyonda bir eşitlik yok. Çoğunluk, azınlığa dayatma yapabiliyor.”

“TÜRKİYE’NİN KIBRIS’TAKİ HAKLARI 1571’E DAYANIYOR”

Federal çözümün olması halinde, Kıbrıslı Türklerin asimile olacağını, Türkiye’nin AB üyesi olmaması nedeniyle bağların kopacağını savunan Tatar, “Türkiye’nin Kıbrıs’taki hakları 1571’de başlamış ve devam etmektedir” dedi.

“KIBRIS’IN TAMAMINI AB’YE ALIP, TÜRKİYE’Yİ DIŞLAMAK İSTİYORLAR”

Kıbrıs’ın tamamen AB içine alınmaya çalışıldığını söyleyen Tatar, “Türkiye ve Yunanistan AB’ye üye olmadan, Kıbrıs Cumhuriyeti AB’ye giremez demişlerdi, buna rağmen Kıbrıs Cumhuriyeti’ni AB’ye aldılar. İstedikleri, Kuzey Kıbrıs’ı da AB içine alarak Türkiye’yi dışlamak” ifadelerini kullandı.

“AKINCI, YAMA OLMAYI GÖZE ALMIŞTI”

“Akıncı bunlara razıdır” diyen Tatar, Dördüncü Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın, “Kıbrıs Cumhuriyeti’ne yama olmayı göze aldığını” savundu.

“UBP, TABANDAN GELEN SESE KULAK VERMELİ”

Yaklaşan UBP Kurultayına ilişkin soruları da yanıtlayan Tatar, partinin kendi içindeki sorunları çözmesi gerektiğini belirterek, “Tabandan sese kulak verilmeli” ifadelerini kullandı.

Tatar, “Tabandan gelen ses, her zaman doğru sestir. Umarım tüzük değişikliği meselesinde de bir uzlaşı sağlanır. Partinin bundan dolayı zarar görmesini istemiyorum. Bir uzlaşı ile bunu çözmeliler. Değişiklikte kabul gören kısım uygulanmalı ve geriye kalan kısım beklemeye alınmalı. Partinin önde gelen isimlerini yönlendirmeye çalışıyorum” dedi.

***

Günün Sözü

"Kimi zaman ellerini kırar tutkusu birkaç hayat çıkarır yaşamasından hangi kapıyı çalsa kimi zaman arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu."

Attila İlhan

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları