Kıbrıs’ta din olgusu tutmaz...

Yayın Tarihi: 12/01/23 07:00
okuma süresi: 8 dak.

Yeni Din İşleri Başkanı Ahmet Ünsal’ın açıklamaları gündeme damgasını vurdu. Anlattıkları İslam dinin de olan şeylerdir ama durup dururken bunları diline dolaması toplumun geniş bir çevresinde rahatsızlık yaratmıştır. Ünsal, Kıbrıs Türk kültürünü bilmeyen biri. Bu nedenle söyledikleri haliyle ters tepecektir. Kadının İslam dininde çok önemli bir yeri vardır. Basite indirgenmesi ve bir eşya muamelesi görmesi kesinlikle kabul edilemeyecek bir durumdur. Bu tür açıklamalar insanları daha fazla dinden soğutur ve İslam'dan uzaklaştırılır. İslam dininin öyle güzel yanları vardır ki imamlar vaazlarda bunlardan bahsetseler daha isabetli olacaktır.

Bakınız net ve açık yazayım. Kıbrıs’ta din olgusu asla tutmaz. Bir Müslüman olarak en çok üzüldüğüm konulardan biridir. Çevremde hatırı sayılır ateist ve deist Kıbrıslı Türk vardır. Herkesin inancına saygım sonsuz o ayrı konu ama elbette ki herkesin İslam dinini seçmesini çok isterdim. Bu durum Kıbrıslı Türkler arasında son derece zayıf ve her geçen gün de zayıflamaya devam ediyor. Bu nedenle İslam dininin sevdirilmesi ve hoş görüsünün daha sık anlatılması lazım. Bu ciddi anlamda yapılsa bile insanlar İslam dininden uzak duruyor. Şimdi siz kalkar ve kükrerseniz, İslam dinine yakınlık duyanlar veya duymak isteyenler daha fazla uzaklaşacaktır.

Özellikle İngiliz döneminde Türkiye’nin dinsel anlamda Kıbrıs Türk halkını yalnız bırakması neticesinde birçok Müslüman Kıbrıslı Türk zaman içinde Hristiyanlaşmıştır. Adı Türk adıdır ama Hristiyan'dır. Bu yazdıklarım garip gelmesin size. Oturup dedemiz yaşındaki kişilerle konuşursanız Rum tarafında kalan Türk köylerinin akıbetini öğrenirsiniz. Özellikle 1960 öncesine kadar Türkiye’nin Kıbrıs diye bir konusu dahi yoktu ve zaman içinde İslam dini ciddi kayıplar yaşadı Kıbrıs’ta.

İslam'ın güzel yanlarını anlatarak İslam'ı sevdirmeniz gerekir. Bakara süresinin açık ayetidir Dinde zorlama yoktur diye.

Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) dahi eşlerine çok iyi davranır onların ihtiyaçlarını giderir ve gönüllerini hoş tutardı. İslam'da kadın kesinlikle bir mal gibi ya da kocaya koşulsuz hizmet edecek bir varlık gibi gösterilmesi kabul edilecek bir şey değildir.

Kadının kocaya kocanın da karısına yönelik ciddi yükümlülükleri vardır. Evet koca karısını yatağa davet ettiğinde gitmesi gerekir diye bir unsur vardır buradaki sıkıntı Kıbrıs müftüsünün tavsiye edeceği ya da anlatacağı yüzlerce şey varken bunu kalkıp söylemesidir. İslam dini kadınların bir mal muamelesi görmesini kesin bir dille yasaklar.

KADININ KOCASI ÜZERİNDEKİ HAKLARI

Kadın da tıpkı erkek gibi doğar, erkek gibi insan yavrusudur. Şefkatte ve hediyede aralarını ayırırlarsa, anne baba sorumlu olurlar. Peygamber Efendimizin (asm) vasiyetini gözetmemiş olarak şefaatten mahrumiyeti hak ederler. Cahiliyet duygularının insanlarda zaman zaman depreşeceğini bildiği için, Efendimiz (asm) kız çocuklarının, eğitimini özellikle vurgular ve "üç, iki, hatta bir kız çocuğunu, haklarını koruyarak yetiştiren babanın, cennette kendisiyle beraber olacağını" (Ibn Mâce, Edep 3) duyurur.

Çocuğun kız doğmasında da erkekte olduğu gibi, "şükür" olarak "akîka" kurbanı kesilir. İsmi güzel verilir, zorunlu eğitimi yaptırılır. Gerekli cinsel bilgileri anneden alır. Kur'ân'da ve sünnette ilme teşvik eden hiç bir nas, kadınları bundan ayırmaz. Tersine, ihmale uğrayacaklarını bildiği için, Peygamberimiz (asm) özellikle kadın eğitimini tavsiye etmiş. haklarının korunmasını emretmiştir. Onun devrinde "müctehid" olan kadınlar yetişmiştir. (Meselâ Resûlüllah'ın zevceleri Âişe validemiz bunlardan biridir.)

Kadın, hiçbir konuda erkekten ayrı tutulmadan büyütülmüş ve yetiştirilmiş, sıra evlenmesine gelmiştir. Damat adayını görmesi bir hakkı ve aynı zamanda bir sünnettir. Beğenmezse reddeder, velilerin ve damat adayının ısrarı hiçbir şeyi değiştirmez.

Evlenirken ağırlığını koyar, damat adayından istediği kadar "mihir" alır. Mihir onun Allah tarafından belirlenmiş en tabii hakkı ve hayat garantisidir. Harcama sahası, meşru çerçevede tamamen kendi iradesine bağlıdır. Mihrini, ya da varsa diğer mal varlığını, hayır yolunda harcayabileceği gibi ticarî işletmelerde kullanabilir, şirketler kurar, şirketlere hisse senetleriyle ortak olur, kazanır ve kazandığını da istediği yerde harcar. Çünkü kendi sosyal güvenliği, kocaya varmakla garanti altına alınmıştır. Ev için ve kendisi için gerekli bütün zarûri harcamalar erkeğin sırtınadır. Erkek, elbiseni ya da süs malzemeni kendi kazancınla al, diyemez. Kendi varlığı ölçüsünde kadının nafakasını sağlamak zorundadır. Sağlayamayacaksa evlenemez.  Kocası onu tahkir edemez, onun hayat arkadaşı olduğunu unutmamak zorundadır, darılıp evinde yalnız bırakamaz. Erkeğin en hayırlısı, kadına en iyi davranandır. (bk. Buhâri, nikâh 43; Müslim, fedâil 68) https://sorularlaislamiyet.com/kadinin-kocasi-uzerindeki-haklari-nelerdir-0

Kadının hak-hukuk tanımayıp isyan etmesi dışında, sudan bahanelerle erkek karısını dövemez, (1) hastalık kıskançlığından kaynaklanan şüphesinden ötürü, karısını anî baskınlarla rahatsız edemez. Peygamberimiz (s.a.s.) bir hadislerinde ailesinden uzun zaman ayrı kalan birisinin, haber vermeden gece ansızın eve gelmesini yasaklamıştır. Bunda ayrıca koltuk altı, etek tıraşı ve süslenip taranmayla kocasına hazırlık yapabilme imkânı bulması da, sebep olarak zikredilmiştir. Kadının nafakası gibi, tedavisi ve ilâç harcamaları da kocaya aittir. Kadın ekmek yapamayan birisi ise, erkek hazır ekmek almak zorundadır. Süslenmesini istiyorsa, süs malzemeleri ve koku masrafı erkeğe aittir. Yılda yazlık ve kışlık olmak üzere iki takım elbise erkeğe aittir. Anlaşmazlık söz konusu olursa elbisenin nitelikleri mahalli idarelerce tespit edilir. Kadın, kocası sefere çıkarken, gelmediği günler için nafakasına, ondan kefil alabilir. Adetli günlerinde kocasından ayrı yatmak isterse, ayrı bir yatak istemek hakkıdır.

Durumuna göre kadın kocasından hizmetçi isteyebilir. Hizmetçinin ücreti kocasına aittir. Örfe göre kadınların yapmaması ayıplanan ev işleri dışında kadın, hiçbir iş yapmak zorunda değildir.

İşte dostlar bu listede daha uzar gider. Kadının kocası üzerinde sayfalar dolu hakkı vardır. İslam dini hoş görü dinidir. İnsanlara İslam din olarak sevdirilmeli ve teşvik edilmelidir. Bu bağlamda Ünsal’ın İslam dininin hoş görüsünü anlatması ve buna göre tavsiyelerde bulunması gerekir. Kıbrıs’ta hiçbir zaman din olgusu tutmamıştır. Bu saatten sonrada tutmaz. Bunu bilmeli ona göre hareket etmelidir

****************

Günün Sözü

"Kadınların haklarını yerine getirme hususunda Allah'tan korkunuz! Zira siz onları Allah'ın bir emaneti olarak aldınız."

Hz Muhammed SAV

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları