EkoFin

Yrd. Doç. Dr. Şükrü UMARBEYLİ
sukruumarbeyli@hotmail.com
Yrd. Doç. Dr. Şükrü UMARBEYLİ

Bırakınız ölsünler!

Yayın Tarihi: 25/01/21 07:00
okuma süresi: 5 dak.

Evet, pandemi süreci geldiğinden beri ayni sorular dönüp dolaşmakta. Corona virüsü nereden geldi?

Kendi mi geldi? Yoksa getirildi mi? onu ben bilemem ama “Bırakınız ölsünler!” diyen Thomas Robert Malthus’u iyi bilirim.

1766 yılında varlıklı bir ailenin çocuğu olarak doğan Thomas Robert Malthus, 1789 yılında, önemli kurallara imza atan çalışması, "Nüfus Artışı Hakkında Araştırma" ile dünyada bir ses getirmişti. Peki neydi bu araştırma?

Yaptığı çalışmada dünyadaki nüfusun, besin maddelerinin artışından daha hızlı bir oranda arttığı ve bundan dolayı zamanla kişi başına düşen besin miktarlarının azalması yönünde bir sonuç ortaya çıkarmış . Bu fikrin temelinde yatan ise, uygun şartlarda herhangi bir kısıtlayıcı faktör (salgın vb.) yoksa nüfus geometrik dizi biçiminde artarış (2, 4, 8, 16, 32, 64, ...), oysa besin maddeleri aritmetik dizi biçiminde artar (1, 2, 3, 4, 5, 6, ...). Doğada aradaki bu farktan dolayı, nüfusta ise bazı bireylerin ölümlerine bu neden olur ve dengelenme sağlanır.

Güçlü olanın yaşaması, güçsüzün ise doğal seleksiyona uğraması , geç evlenmeli ve az çocuk sahibi olmalı, savaş kıtlık ve salgın iyidir ve olumludur. Savaş selamet, açlıkta bereket, salgında sağlık vardır diye görüşlerine Malthus devam etmiş. Malthus'un düşünceleri  çok büyük tartışmalara neden olurken, bugünlerde hala daha Malthus'u savunanlar varken eleştirenlerini de büyük ölçüde fazladır.

Pandemi süreçlerinde İngiltere özellikle virüs yokmuş gibi davrandı ve herkesi kendi haline bıraktı. Evden kişileri takip etti ve ağırlaşan kişileri hastahaneye ancak kabul etti. Herşeyi ilk başta kapatmadan doğal bulaşı bağışıklık için serbest bıraktı; ancak daha sonra ölümlerin artması ile kapanma kararını ancak almışlardır. İtalya ve İspanya pandemi sürecinde aşırı olan corona virüs patlamasında yaşlı kesimi feda edip genç kesimin yaşamasına yani hayatta kalma mücadelesinde kişiler arası imkansızlıklarından dolayı seçim yapmak zorunda kalmıştır. Tüm bu süreçler Thomas Robert Malthus’un bırakınız ölsünler teorisi miydi? tarih tekerrürden ibarettir. Onu bilemeyiz ama 2030 yılında dünya nüfusunun 11 milyar olması durumunda dünyada büyük sıkıntılar çıkacağı da kaçınılmazdır.

WEF'in, kısa ve uzun vadeli riskleri tespit etmek üzere Marsh & McLennan ve Zürih Sigorta Grubu'nun katkısıyla hazırladığı Küresel Riskler Raporu 2021 yayımlandı. Raporda, 841 küresel uzman ve karar alıcıdan, 2021'e ilişkin endişelerini olasılık ve etki açısından sıralamaları istendi.Katılımcılar, kısa vadeli (2 yıl) en büyük risklerin, Kovid-19 gibi "salgın hastalıklar" ve salgının ekonomik etkisiyle "geçim krizi" olduğunu belirtti.

Rapora göre, Kovid-19'un insani ve ekonomik maliyeti şiddetli. Kovid-19, yoksulluğu ve eşitsizliği azaltmada yılların ilerlemesini geriye götürmekle tehdit ediyor, sosyal uyumu ve küresel iş birliğini daha da zayıflatıyor.

"Salgın hastalıklar" ve "geçim krizinin" yanında "beklenmedik hava olayları", "siber güvenlik tedbirlerinin yetersiz olması", "dijital dünyada eşitsizlik", "ekonomide uzun süreli durgunluk", "terörist saldırılar", "gençlerde hayal kırıklığı", "sosyal uyumun erozyona uğraması" ve "insan kaynaklı çevresel zarar", gelecek 2 yılda gerçekleşmesi en yüksek 10 risk arasında yer aldı.

En önemli orta vadeli küresel riskin "varlık fiyatlarındaki balon" olduğu belirtilen rapora göre, büyük bir ekonomide konut, yatırım fonları, pay senetleri ve diğer varlıkların fiyatları reel ekonomiden giderek daha fazla uzaklaşıyor. "Fiyat istikrarsızlığı", "emtia şokları", "borç krizi", "devletlerin ilişkilerinde kırılma", "devletler arası çatışma", "siber güvenlikte başarısızlık" ve "teknik yönetişim başarısızlığı", orta vadedeki (3-5 yılda) en yüksek riskler arasında yer alıyor.

Uzun dönemde etkisi yüksek temel riskler ise "kitle imha silahları", "devletlerin çöküşü", "biyolojik çeşitlilik kaybı", "doğal kaynak krizleri", "sosyal güvenlikte çöküş", "çok taraflılığın çöküşü", "sanayide çöküş", "iklim değişikliğiyle mücadelede başarısızlık" ve "bilime karşı duruş" olarak sıralandı.

Rapora göre, gençler son 10 yılda ikinci büyük küresel ekonomik krize şahit oldu. Bu nesil; eğitimleri, ekonomik beklentileri ve ruh sağlığı açısından ciddi zorluklarla karşı karşıya kalmış durumdadır.

Dünyada doğal kaynakların hızla tükenmesine yol açan, kar diye, yatırım diye, büyüme uğruna tüketim yaparak doğayı, doğal çevreyi tüketerek ekonomi ve politik işleyişi tetikleyerek savaş, açlık ve salgını ortaya çıkardık. Sonra da “bırakınız ölsünler...!” dedik.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Yrd. Doç. Dr. Şükrü UMARBEYLİ yazıları