EkoFin

Yrd. Doç. Dr. Şükrü UMARBEYLİ
sukruumarbeyli@hotmail.com
Yrd. Doç. Dr. Şükrü UMARBEYLİ

2008-2013 yıllarında dolar neden yükselmedi?

Yayın Tarihi: 12/07/21 07:00
okuma süresi: 5 dak.

2008 yılında 1,3 TL seviyesinde olan ABD Doları yaklaşık 5 yıl boyunca 2 TL'nin altında seyrederken, 2013 yılında Türkiye'de siyasi çalkantılar nedeniyle yükselmeye başlamıştı. Risklerin artığı dönemlerde döviz girişleri azalır, dövizdeki girişler azalırsa döviz kurları yükselir, kurlar yükselince de enflasyon artar ve bununla beraber enflasyon artar faizler de paralelinde yükselme meydana gelir.

Jeopolitik riskler var iken ekonomik tahminler yapmak zordur. Bu durumun dışında ancak bazı tahminler yapılır ki o pozisyonda biz değiliz. Bulunduğumuz coğrafya çok değerli. Bundan dolayı ekonomiyi genel olarak düşünmeliyiz makroekonomik rakamlar yanında, jeopolitik riskleri de beraberinde değerlendirmeliyiz. Bütçe açıkları, cari açıklar, döviz kurları, enflasyon, faizler, cds primleri, dış yatırımcılar, özel sektörün dış borçları, ülke kredi derecelendirme notları, işsizlik rakamları, jeopolitik riskler, merkez bankası rezervleri gibi etkenler üzerinden hareket edilmektedir. Tüm bunların sonuçlarının birleşimi ile dövizdeki pozisyonlar ortaya çıkmaktadır.

Hasta olduğunuzda doktor size reçete verir. Uygularsanız iyileşirsiniz yok ben buna bakmam ilaca inanmam ya da gerekli önlemleri almaz iseniz işte o zaman sıkıntılar büyür yani hastalık ilerler. Hasta olduğunuzu kabullenmez iseniz tüm bu senaryo yaşanır.

Her şeyin başı güven vermek. Dünyada özellikle eğer yabancı yatırımcılar size güvenmez ise gelip yatırım yapmaz; çünkü herhangi bir sıkıntı anında, geldikleri ülkede kendilerini haklı göstermek için ya da kendi haklarını aramak için kendi yanlarında olmalarını beklemektedirler.

Cari açık önemli ihracat ve ithalat dengesi önemli çünkü döviz eksikliği teoride az olan değerlidir mantığı ile döviz kurlarını yukarı yönlü harekete geçirir. En büyük gider enerji harcamaları ondan dolayı doğal gaz ve petrol önemli kendi kendimize yetecek olursa çok büyük avantajlar elde edip cari açığı kısa bir sürede dengeleriz.

Girdi maliyetleri dövizle birlikte yükseldi pahalılık geldi ve talepler azaldı. Büyük enflasyon artışları eski günleri aratır oldu eskiden 5 tane aldığınız bir ürünü artık 3 tane alabiliyorsunuz.

Reçete belli jeopolitik riskler için bir şey yapamayız çünkü o bizim elimizde değil ama kontrollü olmalıyız. Türkiye enerji tüketimine çok fazla gider yazıyor. 20 yılda yaklaşık 1 trilyon dolar gider yazdı. Karadeniz ve Doğu Akdeniz’deki doğalgaz ve petrol rezervleri olsa, Türkiye’nin cari açığı bırakın dış borcu bile kalmazdı. Yüksek miktarda döviz girdisi olurdu. Döviz girdileri çoğaldıkça faizi devamlı artırmak zorunda kalmayız ve cari açık diye bir şey de kalmaz. Bundan dolayı diğer ülkelere dünyadaki yatırımları da artırarak, ekonominin daha da güçlenmesi GSMH olarak da çok zengin bir ülke durumuna geliriz.

Dünyada belli bir finansal sistem vardır ve o sistem içerisinde oyuncu olarak oynarken kurallar bellidir. O kuralların ve sistemlerin içerisinde yapabileceğiniz kurallardaki hamlelerde bellidir. Aynı anda hem ucuz faiz hem de döviz kurunu düşük tutmak şu anki sistemde maalesef mümkün değildir. Zaten bu belli bir süre denendi ama mevcut sistemde işlemedi. Sistemdeki kural her ne kadar aleyhimize de olsa faizi yükseltmek ve döviz kurlarını düşürmek yönünde ilerliyor. Sistemde bunu aşmak için kaynağa ihtiyaç var; o zaman sisteme bir sen kenara geç diyebilirdik ama kaynakta sınırlı, pandemi süreci ve ekonomik daralmalar da devam ediyor.

2008-2013 yıllarında durum tam olarak bir şekilde dengede gitti; 2008 küresel kriz dönemi ile dünyadaki ekonomilerdeki sıkıntılar ve gelişmeler bunun yanında Türkiye’nin makroekonomik politikaları ve duruşu ile 5 yıllık süreç istikrarlı bir şekilde yönetildi ve dolarda büyük aşırı dalgalanmalar sonuç olarak meydana gelmedi.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Yrd. Doç. Dr. Şükrü UMARBEYLİ yazıları