#bedeli bu!

Evet, hiç bu açıdan baktınız mı? Ama nereye? Ekonomiye tabi ki...

Tüm bu kurlardaki yükselişlerin tabi ki etkisi eskiden gelmektedir. Durduğu yerde çıkmadı ki!

Bir dönem vardır hatırlayacaksınız 2008-2013 dönemi 2008 yılında 1,3 TL seviyesinde olan ABD Doları yaklaşık 5 yıl boyunca 2 TL'nin altında seyretmiştir.

Özellikle bu yıldan sonra atılımlar başladı. Ulaşım, sağlık ve konut projeleri hızlandı. Devamlı olarak gelişme uğruna altyapı işleri ve gelecek yatırımları hız aldı.

Adı üstünde gelişmekte olan ülke ki bu neye benzer sürekli olarak para gerekir, para harcamanız gerekir ki daha da iyi bir yere gelinsin.

İşte bu da sürekli yatırımların yapıldığı süreçler ve alınan borçlar, bütçe açıkları, jeopolitik riskler, faiz, enflasyon, dış borçlar derken bir terazi içerisinde dengeleme çalışmalarının makroekonomik savaşı demek. Peki bunları yapmasaydılar mı? geri mi kalınsaydı?

Elbette olmaz ve her şeyin bir bedeli var. Orta ve uzun vadeli planlar, özellikle Atlanta’dan sonra en büyük hava limanının İstanbul'da yapılması Frankfurt Havalimanının önüne geçmesi ve artık uçak değişimi için bir orta terminal olması bile yıllardır planlanan bir şey aslında.

Diğer taraftan yapılan yollar ve ulaşım ağları da gelecek için planlı olarak düşünülmüştür. En büyük eksik defalarca yazdığım gibi enerjiye harcanan paralarımız. Türkiye son 20 yılda 1 trilyon usd harcama yaptı. Hayal edin ki bu para cebimizden çıkmasa, cari açık olmazdı değil mi? Cari fazla verirdik. Ondan dolayı artık Doğu Akdeniz önemlidir. Diğer taraftan Karadeniz de ayrıca önemlidir. Doğal gaz çıkarılması büyük bir güç göstergesi olacaktır. Büyük bir kaynak ve zenginlik demektir. Özellikle savunma sanayi ve Ar-Ge için harcanan paralar yavaş yavaş karşılığını vermeye başlamıştır.

Türkiye artık bölgedeki en büyük güç olmuştur. 2013 yılından sonraki süreç aslında büyük bir kırılma noktasıdır. O zaman özellikle savunma sanayisinde de yeni uyanışlar göstermiş ve bugün artık çok büyük bir güç olan silahlar, savunma sistemleri ve gururumuz iha ve sihalarımız ortaya çıkmıştır.

Bu güç olunca artık bölgede konuşma sahibi artık elbette Türkiye’mizdir. Bugünlere kolay gelinmemiştir. Elbette bunun bedeli de vardır. Şu veya bu şekilde yapılan politikalar ile ayakta kalınmış ve direnilmektedir; ama bu günlerde kalıcı olmayacaktır. O beklenen iyi günler gelecektir.

Bor kaynakları yeni enerji üretimi ile ilerleyen aylarda Türkiye tarafından açıklanacaktır. Çok zengin bir kaynağa sahipler. Bu da büyük bir avantaj sağlayarak yeni bir açılım yaratacaktır. Gelecek nesiller belki de bu faiz ve enflasyonları görmeyecektir; tüm bu gelişmeler ile birlikte bir gün gelişmiş ülke ünvanına gelindiği zaman tüm bu sıkıntılı süreçler ortadan kalkacaktır.

Diğer taraftan Amerika sınırsız para basan bir ülke parasına aşırı talep var dünyanın rezerv parası büyük bir dolaşımı var. O zaman bu kadar her şey iyi ise neden enflasyonu %8,5 gibi rekor seviyelere çıktı. Bu oran 40 yılın en yükseği, o kadar zenginler buna da bir açıklık getirsinler o zaman...

Evet şu veya bu şekilde ekonomik politikalar farklı olsa da ortak akıl gelecek için daha iyi bir ekonomi ve daha güçlü bir ülke yaratılması ve şu anki tüm sonuçlarda orta ve uzun vadeli planların etkisidir. Gelecekte ne gibi süreçler yaşanır bilemeyiz ama her zaman için elbette umut vardır. Bir söz ile noktalamak istiyorum: Hiç çalışmayan, hiç hata da yapmaz!

Sağlıkla kalın...