EkoFin

Yrd. Doç. Dr. Şükrü UMARBEYLİ
sukruumarbeyli@hotmail.com
Yrd. Doç. Dr. Şükrü UMARBEYLİ

Artık tren kaçtı!

Yayın Tarihi: 16/05/22 07:00
okuma süresi: 5 dak.

Evet, artık tren kaçtı derken, tahmin edeceğiniz gibi faiz treni kaçtı. Negatif reel faiz, Amerika Merkez Bankası FED 50 baz puan faiz artırımı yapınca güvenilir limana yolculuklar başladı ve yabancı yatırımcılar ellerindeki paraları bozup hemen dolara dönüp hemen geri döndüler. Bu durumda piyasada yine döviz sıkıntısı, yine az olan değerli mantığı ile yine bol TL; sonuç piyasalarda yine kurlar dalgalı ve yükselme trendine girmiş durumda.

Enflasyon ve faiz arasındaki ilişki yıllardır tartışılmaktadır. Burada cevap aslında duruma göre değişmektedir. Genel olarak bir genelleme yapamayız. Piyasanın ve ekonominin durumuna bakmalıyız. Aslında enflasyonun türlerine bakarak karar vermeliyiz. Bundan dolayı şimdi bunları bir inceleyelim ve ona göre karar verelim.

İlk olarak talep enflasyonu olan durumda yani aşırı talep var ve arz yetişemiyor ise, talep üretilen maldan daha fazla bu durum enflasyonu tetikler bundan dolayı faizleri artırmak akıllıcadır. Böylelikle insanlar tüketim yerine tasarrufa yönelirler. Kısacası faiz ve enflasyon burada ters orantılıdır. Faizler düştüğü zaman enflasyon artış gösterir.

Diğer taraftan maliyet enflasyonu dediğimiz girdi maliyetlerinde artışı söz konusu olduğu durumlarda ama bu durumlar talepten kaynaklanmayan süreçler içerinde oluşan artışları kapsamaktadır ki dünyadaki enerji giderleri petrol ve doğalgaz fiyat artışları gibi süreçlerden dolayı ya da tedarik zincirlerindeki kırılmalardan dolayı oluşan süreçlerden fiyatlardaki artışlar ile birlikte maliyet enflasyonu da yükselmiş olur. Bu durumda faizler artarsa paranın maliyeti de paralel olarak arttığı için enflasyon daha da artış gösterir. Bu süreçte ise faiz ve enflasyon doğru orantılıdır. Faiz artarsa enflasyonda artış gösterir ve faizi düşürürsek enflasyon da bir nebze olsun aşağı yönlü hareket eder.

Son süreçte ise talep ve maliyet enflasyonu beraber paralel olarak hareket ediyorsa işte o zaman durum daha da farklı demektir. Durumun ne kadarı talep ne kadarı maliyettir? İlk önce bunu belirlemek gerekecektir. Eğer etkileri ortak ise faiz artışı çok da işe yaramayacaktır; çünkü faizin artması ile maliyet enflasyonu artmaya devam edecektir ve boşuna faiz artırımı yapılmış olacaktır. Tam tersi durumda ise faiz düşürülürse bu durumda da talepler arttığı için talep enflasyonu ortaya çıkacaktır. Hepsi birbirini bu süreçte götürmüş olacak ve herhangi bir sonuç alınamayacaktır.

Bir sonraki durak ise kur ve faiz ilişkisidir. Bu denge ile yerli paranın, yabancı para birimleri yanındaki değeri belirlenmiş oluyor. Buradaki süreçte ülkenin durumuna bakılarak cari açık, dış borçlar, ülkedeki ekonomik riskler ve süreçler analiz edilerek mevcut sıkıntıların olması durumunda tek çare yabancı paraların yurt içine çekilebilmesi için faiz artışının yapılması. Bu yabancı para girişlerinin olmaması durumunda kurlar maalesef yükseliş trendine girecektir. Eğer kurlar yükselirse doğal olarak da enflasyon da yükseliş eğilimine girecektir.

Buradan da anlaşılacağı gibi sürece göre adımlar atılmalıdır ama gerçekte teorik olarak gösteriyor ki düşük faiz neden, enflasyon sonuçtur.

Şu anki T.C. ÜFE %70 ve K.K.T.C %88,81 enflasyon oranları olan bir dönemde faizleri bu oranlara çekmek şu an için her şeyin sonu olur. Zamanında yapılan faiz politikaları ile yükselen enflasyon oranları şu an için faizlerin aşırı artması ile durdurulacak bir seviyede değildir; çünkü şu anki durum talep ve maliyet enflasyonunun birlikte hareket etmesi durumudur. Özellikle pahalılığın artması durumu tüketiciler tarafından beklendiğinden dolayı bugün ucuz yarın pahalı mantığı ile stoklama da başladı. Talep artışlarının da asıl nedeni bunlardır.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Yrd. Doç. Dr. Şükrü UMARBEYLİ yazıları