EkoFin

Yrd. Doç. Dr. Şükrü UMARBEYLİ
sukruumarbeyli@hotmail.com
Yrd. Doç. Dr. Şükrü UMARBEYLİ

2023…

Yayın Tarihi: 09/01/23 07:00
okuma süresi: 4 dak.

Dünya enflasyonu düşürmeye ilişkin politikalar izlerken, Türkiye’nin büyümeyi destekletici, istihdamı artırıcı politikaları uygulanmaya devam ediyor. Kısaca Türkiye genişletici para politikaları uyguluyor ve bunun sonucunda ise Türk Lirası, yabancı para birimleri karşısında düşük seviyelerde seyrediyor.

Dünyaya bakacak olursak özellikle majör merkez bankaları Avrupa Merkez bankası, İngiltere Merkez Bankası ve Amerika Merkez Bankası daraltıcı para politikalar uygularken, Kuzey Kıbrıs küçük ada ekonomisi olduğundan dolayı, dış şoklara çok daha açık bir pozisyonda ve bundan dolayı dikkatli olmalıyız.

Dünyada parasal genişleme sürecine bakıldığı zaman 2003-2008 yıllarında majör ülkelerden gelen sıcak para Türkiye’ye akmaktaydı. 2008 yılı Mortgage krizinden sonra özellikle 2015 yılı sonlarına kadar krizden sonra para hacimlerinin artması ile gelişmekte olan sıcak para girişlerini hızlı bir şekilde kazanan bir Türkiye vardı. 2019 yılından sonra ise parasal daralmalara dönen majör merkez bankaları ve ardından gelen pandemi süreci ile sıkılaştırıcı para politikaları ile Türkiye milli gelirde düşüş yaşamaya başladı ve sıcak para girişleri azalarak çıkmaya başladı.

“Bu sürdürülebilir bir yapı değildi pek tabi. Üretmeden, sıcak para beklemek ve borçlanmanın kısa vadede ekonomik büyüme sağlasa da uzun vadede yüksek kur, girdi maliyetlerinde artış ve enflasyona neden olacağı aşikardır. Sıcak para girişleri kısa vadede etkilidir ama uzun vadede cari açığı dengede tutmak önemlidir. Bunun içinde ihracatı artırmak lazım.

Türkiye’de yaşanan enflasyon artışının Kuzey Kıbrıs’ta da büyük etkileri olduğunu hepimiz biliyoruz. Türkiye’nin dünyadaki ekonomik büyüklüğü 17. sıradan 21. sıraya düştü. “Kişi başı milli gelir 9 bin 800 dolar iken 9 bin dolar oldu. Dünyada kişi başı milli gelir sıralamasında 81. sıraya yerleşti. Enflasyon 2023’te gerilese bile fiyatların aynı hızda gerilemeyeceği gerçeğini kabul etmemiz gerekiyor.

Esas yapılması gereken hayatı ucuzlatmaktır. 2023 yılında enflasyon %40-50 arası olacak gibi görülmektedir. Maaşları artırma çözüm değildir. Maaş artırma yaklaşımı fiyatları geriletmeyecektir. Pahalılığı tetikleyecektir.

2023 yılında dünya ekonomisinde üçte bir oranında resesyon oluşacaktır. Genel olarak faiz artırımları daha da devam edecek gibi görünüyor. Türkiye’de seçim olacağından dolayı ekonomik hareket devam edecektir.

Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa'daki resesyon korkuları özellikle yılın ilk yarısında küresel piyasaları tedirgin etmeye devam edecektir. Ekonomik gerilemelerin, agresif parasal sıkılaştırma ve bunlara neden olan jeopolitik ve emtia şokları, gelişmekte olan piyasalarda büyük sıkıntılar yaratabilecektir.

Analistler 2023 yılı ortalarından itibaren tüketim ve yatırımda keskin bir artış beklerken, ekonomik olarak inişli ve çıkışlı bir yıl olacak gibi görülüyor.

Türkiye için önemli olan marka değeri oluşturacak ürünler yapmak. İhracatta marka değeri oluşturmak çok önemlidir. Karşımızdaki alıcılar marka değeri olmadığı sürece her zaman en ucuzu seçecektir. Bundan dolayı da ihracatımız yara almaktadır ve cari açık artarak devam etmektedir.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Yrd. Doç. Dr. Şükrü UMARBEYLİ yazıları