EkoFin

Yrd. Doç. Dr. Şükrü UMARBEYLİ
sukruumarbeyli@hotmail.com
Yrd. Doç. Dr. Şükrü UMARBEYLİ

Neden ihracat beklenen gibi değil?

Yayın Tarihi: 16/01/23 07:00
okuma süresi: 5 dak.

Evet, ihracat çok önemli; çünkü cari açığın kurtuluşudur. Cari açığı hep kısa vadede sıcak para girişleri ile çözmeye çalışıyoruz ama orta ve uzun vadede sağlıklı olan, ihracat bizi kurtaracaktır. Çözüm buradan geçer. Cari açık olmayınca döviz fazlası verirsiniz ve döviz de bollaşınca döviz kurları geriler. Diğer taraftan sıcak para girişleri ancak kısa vadede bizi kurtarır. İhracat rakamları beklenenin altında görülüyor. Bu kadar kurların yüksek olduğu ve TL’nin değer kaybettiği bir ortamda dünya çapında ucuz olup rekabet edeceğimiz bu ortamda rahatlıkla satabileceğimiz ürünleri bile bazen satamıyoruz. Aslında bu çok düşündürücüdür. Hepiniz eminim ayni soruyu soruyorsunuz? Peki sebebi nedir? Diye.

Sebebi “marka” çünkü marka değeri olan bir ürün her zaman satılır. Her zaman alıcısı olur, pazarlığı olmaz ve şartlar ne olursa olsun alıcısı her zaman hazırdır. Tabii ki marka değeri oluşturmak oldukça zordur. Bunun için uygulanması gereken üretim bantları, kalite, reklam ve pazarlama süreçleri ve tanıtımlarının global bazda olması büyük önem taşımaktadır.

Çoğu markaların üretim maliyetlerini duysanız şaşardınız. İnanın ki üretim maliyetlerinin yaklaşık 10 katı ve üzeri kadar satış fiyatları var. Bizler markaya parayı ödüyoruz. Çok çeşit var hatta ayni amaca hizmet eden ürünler ama marka olunca işler değişiyor; çünkü marka alırken aslında farklı amaçlar taşıyoruz. Bazen marka kullanma özentisi, kullanım kolaylığı, kalite, amaç, süreç vs. daha birçok seçim tarzı olabilir. Esas önemli olan bilindik ve güven veren kendini ispatlamış, kalite ve standartların çok üzerinde olan, kendini sürekli geliştirip yeniliği yakalayan ürünlerin marka değeri ile birleşerek ortaya çıktığı süreçleri yakalayarak bunları reklamlar ile destekleyerek her zaman ayni kalitede, yeni inovasyonlar ile sürdürülebilir ürünlerin devamını sağlayarak dünya çapında global markayı yaratarak yola devam etmek aslında.

Bazen marka olmak da yetmez çünkü sürdürülebilir ürün gamında teknolojiyi ve yenilikleri de takip ederek piyasa koşulları ve şartlarında rekabette öncü olmak, ilkleri yapmak ve her zaman AR-GE çalışmalarını sürdürerek sistemden kopmamak lazım. Ben oldum dediğiniz anda herşeyi kaybedebilirsiniz.

Türkiye’de 2022 yılı Aralık ayında geçen yılın aynı ayına göre; ihracat, %3,1 oranında artarak 22 milyar 915 milyon dolar olurken, 2022 yılı Ocak-Aralık döneminde geçen yılın aynı dönemine göre; ihracat, %12,9 oranında artarak 254 milyar 210 milyon dolara ulaştı. Mevcut duruma göre bu oranlar çok daha yüksek olmalıydı. Olmadı çünkü mevcut pazarlarda fiyatları kıran başka başka ülkelerden çok daha fazla satıcı bulunuyor. Doğal olarak alıcılar da karşılaştırma yapıyorlar ve ucuza gidiyorlar. Ondan dolayı pazar payı kaybediliyor; ihracat oranları düşüyor. Diğer taraftan ise marka değeri olmadığı için alıcılar diğer üst segmentte diğer markalara yöneliyor ve elimiz boş kalıyor. Kısacası hem uygun ucuz fiyattan alan alıcılar alt seviye, hem de yüksek fiyattan alan üst seviyeye pazarda cevap verebilecek bir ürün oluşturamıyoruz. Kısacası ya ucuz olacağız ya da kaliteli bir markamız olacak. Eğer bunları yapamazsak ihracat oranlarını artırmamız mümkün değildir. Eğer artmaz ise de dediğim gibi döviz girdileri olmaz ve kurlar yukarıda kalır. Bundan dolayı ise kısa vadede sıcak para girişleri ile çözüm aramaya devam etmek zorunda kalırız ki o da sürdürülebilir ekonomiyi ayakta tutamaz.

Bazı sektörlerde girdi maliyetleri %85 oranında dışa bağımlı olarak geliyor. Bundan dolayı üretimdeki fiyatlar artıyor. Yapılan yerli üretimlerde dışa bağımlı bile olsak önemli olan kendi üretimimiz dememiz. Sonuçta Türk malı olarak satacağız ve zaman içerisinde %100 yerli üretim yapacak seviyeye geleceğiz. Ondan dolayı bu marka değerini bile oluşturmak ya da oluşturmaya çalışmak oldukça büyük önem taşımaktadır.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Yrd. Doç. Dr. Şükrü UMARBEYLİ yazıları