EkoFin

Yrd. Doç. Dr. Şükrü UMARBEYLİ
sukruumarbeyli@hotmail.com
Yrd. Doç. Dr. Şükrü UMARBEYLİ

'Enflasyon canavarı ve monopoli'

Yayın Tarihi: 15/05/23 07:00
okuma süresi: 5 dak.

Enflasyonu düşürmeden faizi düşürmek bildiğiniz gibi teoriye aykırı bir durum. Kitaplar bunu yazar. Yapılmaz mı? Yapılır; ama sonuçları beklenenden farklı olur? Yapıldığında evet düşük faiz ile piyasada genişletici para politikası ile para arzı artar, talepler canlanır, ucuz para kaynağı olur; ekonomik büyüme heyecanı devam eder ama arkasından bir ses gelir enflasyondur onun da adı dur bakalım der hemen. Bunlar bana ters ve hemen enflasyon haykırır yani tepki verir. Yükselir de yükselir. Bu defa sen kimsin enflasyon ben seni tanımam derler ve enflasyonu rafa kaldırırlar; ikinci planda kal sen derler. Nafile ama bir kere geldi mi artık onu kaçırmak için mücadele gerekir. Bunun içinde enflasyonla parallel hareket edilmesi gerekir. Amerika Merkez Bankası, Avrupa Merkez Bankası ve İngiltere Merkez Bankası gibi major Merkez bankaları hep yüksek enflasyon karşısında faizleri artırdılar. Yakında bu agresiflik gidecek; sabit faizler ve daha da ileride faiz düşüşlerini göreceğiz. Reçete acıdır ama doğru uygulanınca mutlu sonra ulaşılır. Uygulama doğru olunca düşük enflasyon ve faizler de düşünce bir parallel denge gelir.

Küresel finans dünyasında bizler bir oyuncuyuz. Oyun kuralları bellidir. Monopoliyi çocukken hepiniz oynamışsınızdır. Eğer güçlüyseniz ve monopoli oyunu sizinse siz istediğiniz zaman oyunda biterdi. Oyun sahibinin diğer avantajı da monopolide banka rolünü üstlenmesiydi. Banka olan yaşadıydı; çünkü parayı istediği gibi idare eder, hatta arada bir kendinize fazla ödemede yapardınız. Oyun kuralları bellidir. Yapılması gerekende bellidir. Her ülke kendi gücüne göre davranır ve kurallara uyar. Dolayısıyla yapmamız gereken makro ekonomik politikalar ile mutlaka faiz silahını doğru bir şekilde ve zamanında uygulamaktır.

Daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi faiz enflasyonun çok altında kalırsa, sonrasında agresif bir şekilde faizi artırma çabalarının vebali büyük olur. Bunu Amerika yaptı ve sonuç ortada. Bankalar krizi oluştu. Hale daha sürüyor. İzleyip ilerleyen günlerde sürprizleri göreceğiz.

Para politikası için düzgün kadrolardaki ekonomistler ve bilimden yararlanılması gerekmektedir; çünkü mucizeye olması maalesef mümkün değildir. Teşhis için, hastalığın kabul edilip, hemen müdahale etmek için çalışmaların yapılması söz konusu olmalıdır.

Teşhis ne kadar erken olursa, iyileşme süreci de bir o kadar erken olur. Uzadıkça zorluklar artar ve süreçler zorlu olur ve daha da zaman uzar. Diğer taraftan ödenecek olan parasal boyutta cabasıdır. Süreç uzadıkça kayıpta artar. Ondan dolayı her şey zamanında olmalı ve müdahaleler nokta atışı yapılmalıdır.

Enflasyondan dolayı artan fahiş fiyatlar sürekli denetime tabi olmalıdır. Enflasyonu kaybettik bari fiyat denetimini kaçırmayalım. Her market alışverişinde farklı fiyatlar ve astronomik ücretlerden dolayı insanlarımız marketlere girmeye korkar oldu. Sıkıntılar büyük her markete giriş minimum 500 TL. Market çıkışı bakıyorsunuz, elinizde bir poşet ne aldım diye kendi kendinize soruyorsunuz?

2023 yılı da gitti ama 2024’de bir ışık uzakta yavaş yavaş parlarsa hani derler ya yola çıktığında yol sana görünür işte tam da o hesap! Bir başlangıç olur belki bu süreçlerde. Böyle kalacak değil ya. Türkiye genç ve dinamik büyük bir ülke elbete bu süreçleri de atlatacaktır. Ateş düştüğü yeri yakar evet ama pansuman yapıp devam edeceğiz.

Monopoliyi bile yenilemişler bu arada artık oyunda pos cihazınızda var. Hani nakitiniz kalmazsa diye. Eskiden biz hep nakit oynardık. Yeni dünya düzeninde ne diyelim artık dünya hızlı dönüyor. Uyum sağlamak zorundayız. Gün doğmadan neler doğar sözü ile bugünkü yazımı noktalarken, tüm dünyanın enflasyonla büyük mücadeleler verdiğini de tekrardan hatırlatmak isterim. Sağlıcakla kalın.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Yrd. Doç. Dr. Şükrü UMARBEYLİ yazıları