EkoFin

Yrd. Doç. Dr. Şükrü UMARBEYLİ
sukruumarbeyli@hotmail.com
Yrd. Doç. Dr. Şükrü UMARBEYLİ

Faizlerin arttığı süreçlerde kimler etkilenir?

Yayın Tarihi: 11/09/23 07:00
okuma süresi: 4 dak.

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası %17,50 olan politika faizini 750 baz puan artırarak %25 seviyesine çıkardı. Politika faizi, Merkez Bankasının bankalara borç verdiği zamanda uyguladığı bir hafta vadeli faizidir.

Faizler enflasyonu etkileyen silahlardır. Türkiye’deki enflasyon %47,83 iken ENAG enflasyonu %122,88 olarak açıklamıştı. KKTC’de ise ağustos ayı sonunda enflasyonu %58,46 olarak açıklanmıştı. Bu oranlar göz önüne alındığında negatif faiz oranı her türlü devam etmektedir. Piyasada borç faizleri %40-%50 seviyeleri arasında devam ediyor. Piyasadaki oranlar çok farklı seyrediyor. Genelleme yapacak olursak, politika faizinin en azından piyasaya yakın olan faiz oranları ile denk olması gerekmektedir. Yani yaklaşık %50 seviyelerinde olması gerekmektedir. Çok hızlı faiz artışları da büyük sıkıntılar yaratacağından dolayı kademeli faiz artışları en doğrusudur. Faiz, dediğim gibi enflasyonu dengeleyen araçlardandır. Kısacası daha çok kademeli faiz artışları art arda gelecektir. Son faiz artışı beklentilerin üzerinde olduğu için piyasalarda büyük bir sürpriz etkisine neden oldu.

Ekonomi, beklentilere göre şekillenir. Kısacası yapılan ve atılan adımlar bir yön ortaya koyar ve beklentileri ortaya çıkarır. Gidişat, faiz artırımı yönünde olacağı tahminleri ve kararları ile mevcut ekonomik teorilerin uygulanması süreçlerinde, sürdürülebilir bir ekonomik yapıda düzenli bir şekilde devam etmelidir. Tüm bunların tersi durumunda ise mevcut ülkedeki vatandaşlar ekonomide bu süreçleri görür ve bekleme moduna geçerler ve böylece ekonomik çarklar yavaşlayarak zayıflar.

Şimdiki sürece bakacak olursa faiz oranlarının artması ile birlikte gelecek günlerde likit paraya ulaşma hem daha maliyetli hem de daha zor olacaktır. Sıkılaştırıcı para politikası evet yolda artık. Bu süreçte tasarruf tedbirleri ile birlikte mevduat faizlerinde de artışlar gelecektir. Ardında kredi faiz oranları da paralelinde artış gösterecektir. Talepte de kısılmalar meydana gelecektir. Böylece enflasyon artış hızı da yavaşlayacak ve yavaş yavaş düşme eğilimine girecektir. Merkez Bankası’nın faizi artırmaya devam edeceği inancının ortaya çıkması ile dövizdeki talepte düşüş eğilimleri ortaya çıkar ve kurlarda da kısa süreli gerileme yönüne doğru yol alır.

Kısaca faizin artış gösterdiği süreçlerde mevduat faizleri, kredi faizleri artış gösterirken, talepte düşüş olur. Döviz kurları, enflasyon ve ithal girdi maliyetleri düşer. Aynı zamanda faizlerdeki artış diğer yandan da ekonomik büyüme hızını da düşürmektedir. Döviz kurları düştükçe ithalatı ucuzlatır, ihracatı ise pahalı hale getirir. Bundan dolayı ise ithalatı artırır, ihracatı düşürür. İhracat düştüğü zaman ve yurt dışına mal satılmadığı zaman mevcut arz dan dolayı ise fiyatlar da bununla birlikte düşüş eğilimine girer.

Geçen yazımda hatırlayacaksınız dış borçlar ve mevcut yükümlülüklerden bahsetmiştim. Çok büyük yükler mevcut ve bu süreçler çok uzun zamanlarda kapanabilecektir. Sıcak paralar ile birlikte yatırımcıların ülkeye girmesi ve dövizin bollaşması gerekmektedir. Şu an için döviz tutulabilir ama ilerleyen süreçlerde yine yukarı yönlü gitmesi olağandır.

Genel olarak sadece faiz yetmez çünkü, bütçe açığı, cari açık, faiz, enflasyon, CDS primleri, dış borçlar, kredi derecelendirme notları, işsizlik oranları, yasalar, reformlar vs. gibi diğer süreçler ile birlikte paralel yapıda gidildikçe hepsi birden etki eder ve ekonomik istikrar gelir. Tabi bir de jeopolitik riskler var. O Süreçler zaten bir anda ortaya çıkar ve ekonomi o zamanlar maalesef tahmin edilemez olur.


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Yrd. Doç. Dr. Şükrü UMARBEYLİ yazıları