EkoFin

Yrd. Doç. Dr. Şükrü UMARBEYLİ
sukruumarbeyli@hotmail.com
Yrd. Doç. Dr. Şükrü UMARBEYLİ

Faiz artışları geliyor! Peki kurlar ne alemde?

Yayın Tarihi: 25/09/23 07:00
okuma süresi: 4 dak.

Evet, 2008 yılından başlamak daha doğru olacaktır. Küresel kriz zamanları, resesyon, gelişmiş ülkelerin genişletici para politikası ve düşük faiz politikaları uyguladıkları süreçlerin zamanıydı. Rezerv para her zaman kazanır istediğiniz kadar basarsınız tabi ki. Bu paralar dünyada gelişmekte olan ülkelere fonlamak üzere yollanmıştı. Bu durumda ne oldu? Enflasyon yayılmış oldu içerde patlamadı ki.

Sonrası mı ne oldu? Gelişmiş ülkelerde enflasyona yenik düşünce yükselen faiz ile birlikte artan fonlar, kazanç hesapları ve riskler göz önünde bulunduğu zaman tekrardan gelişmekte olan ülkelere giden bu paralar tekrardan yuvaya gelin bakalım. Bu defa azalan para arzı patladı ve enflasyonist ortam ortaya çıktı ve merkez bankaları yaptıkları faiz artışlarına devam etmek zorunda kaldılar.

“Enflasyonun sonucu olarak faiz artırımları ortaya çıkmaktadır.” Teori tam da bu şekildedir.

Faiz enflasyonun üzerinde olmalıdır ki faizdeki paranın reel getirisi olsun, içeriye sıcak para girsin ve doğrudan ya da dolaylı olaraktan yatırımlar da gelsin.

Faiz artırımları ile ekonomik büyüme de sekteye uğrar ve bu acı bir reçetedir. Gelişmekte olan ülkelerde dolarizasyonun özellikle aşırı olması durumu piyasanın yabancı para vadeli mevduat oranı %80 bandında olması durumu da göz önüne alındığında bu adımların atılmasında faiz ve döviz kurlarının ters orantılı olaraktan çalışmasının da bir önemi olduğu anlaşılmaktadır.

Faiz tek başına bir silah değildir elbette etkisi var özellikle faiz düşüşü enflasyonu dengelemek için yapılmaz ise yıkıcı bir etkiye sahip olur ama diğer taraftan enflasyon ile mücadele ederken ise mutlaka yapısal reformlar, tasarruf tedbirleri, rezervler, dış ticaret açığı, bütçe açığı, cari açık ve dış borçlar vs. gibi süreçler ile sürdürülebilir ekonomi programı ve politikaları ile de bağlantılı olaraktan paralelinde hareket edilince daha etkili olunur.

Döviz kurlarının kanayan yarası ithalat ve ihracat arasındaki fark, yani cari açık, sıcak para girişleri, turizm, yabancı yatırımcılar bunlar da çok büyük önem taşımaktadır. Faiz belli bir süre dalgalı kurda bir ivme gösterir ama esas olan cari açığın dengede olmasıdır. Eğer bu denge bozulursa, bütçe dengesi bozulursa, turizm sezonunda yavaşlama olursa kısacası ülkeye giren döviz girdisi, döviz giderlerinden daha az olup yeterli bollaşma piyasada olmaz ise döviz kurları yine zirvede kalır.

Üretim ve marka değeri önemlidir. Yabancı yatırımcılar için güvenilir ortamlar ve süreçler yaratılmalı ve gerekli kolaylıklar yapılmalıdır. İhracat artırılmalıdır. Tüm bunlar faiz silahı ile birleşince sağlıklı bir ekonomik süreç ortaya çıkar.

Kurlar hafif dalgalı seyredecektir. Dalgalı kurlarda para politikası yani faiz silahı, sabit kurlarda ise maliye politikası uygulanır. Maliyet ve tüketici enflasyonu birbiri ile karıştı. Döviz girdi maliyetleri bir tarafta ve diğer tarafta talepler, talepler diyorum.

Çünkü “bugün ucuz, yarın pahalı!”

Genel olarak bu psikoloji ile stok tutmaya başlayan bir halk, tabi herkes haklı bu durumda yapacak çok da bir şey yok ki.

Kısaca yavaş yavaş emin adımlarla kademeli faiz artışları ve uygulanacak acı reçete politikaları ile hepsi bir olur ise faiz ile de desteklenerek tünelin sonundaki ışık orta vadede kendini gösterecektir.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Yrd. Doç. Dr. Şükrü UMARBEYLİ yazıları