EkoFin

Yrd. Doç. Dr. Şükrü UMARBEYLİ
sukruumarbeyli@hotmail.com
Yrd. Doç. Dr. Şükrü UMARBEYLİ

Dolar değer yitirmiyor!

Yayın Tarihi: 16/10/23 07:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Son zamanlarda Amerikan Doları diğer para birimleri karşısında değer kazanmaya devam ediyor. Dolar endeksine bakarsanız doların sepetindeki Japon yeni, Euro, İsveç Kronu, İsviçre Frangı, Sterlin ve Kanada Doları karşısında Dolar endeksi son zamanlarda yüksek tepelerde ilerliyor. Bu aslında bir gösterge; ana sınır 100 puan alınmakta ve 100 üzeri her puan doların değer kazandığını göstermektedir. Altında ise tahmin edeceğiniz gibi doların değer kaybettiğinin bir göstergesi durumunda.

Şu an yazımı yazdığım zaman dolar endeksi 106 civarlarında yani üst seviyelerde devam ediyor. Dolardan sonra ise rezerv para savaşlarında tahmin edeceğiniz üzere Euro para birimi ipleri çekiyor. Onun da Dolar ile paritesine bakacak olursak yine yazımı yazdığım zaman 1,05 seviyelerinde gerilemeler ortaya çıkıyor. Amerika’nın da kendine göre sıkıntıları elbette vardır. Büyük başın derdi de büyük olur. Amerika Birleşik Devletleri Hazine Bakanlığının verilerine göre, ülkenin borcu 33,04 trilyon dolara ulaştı.

ABD Kongresi'nin, 2023 mali yılının sona ereceği eylül sonunda, yeni bir geçici bütçeyi geçirerek hükümetin kapanmasını önlemeye çalıştığı bir dönemde, ülkenin borcu tarihi seviyelere yükseldi. BD, 19 Ocak'ta 31,4 trilyon dolarlık borç limitine ulaşmış, ABD Hazinesi limiti aşmamak ve olası bir temerrüdü önlemek için olağanüstü önlemler almaya başlamıştı. Borç limitine ilişkin uzun süren müzakereler sonrası kongrede anlaşma sağlanmış ve ABD Başkanı haziranda borç limitinin artırılarak ülkenin temerrüde düşmesini önleyecek yasa tasarısını imzalamıştı.

Tüm bunlara rağmen Amerika Merkez Bankası’nın faizini %5,5 ve bunun yanında enflasyon oranını %3,7 seviyelerinde tutması ekonomiye karşı olan güveni artırmıştı. Amerika’nın büyüme oranı %2,4 seviyelerinde bu durumda bile kabul edilebilir seviyelerde iyi durumda. Amerika’nın işsizlik oranında %3,8 ile gelişmiş olan ülkeler arasında bile en iyi durumda olan ekonomi olduğunu gösterirken her şeye rağmen istedikleri gibi arabayı sürüyorlar.

Amerika Merkez Bankası (FED) faiz artırımları ile aynı zamanda Devlet Tahvili faizlerinin de artmasına yol açtığı için, 10 yıl vadeli tahvilin faizi %4,7 seviyelerinde bu durumda faizlerin yükselmesi, yurt dışında risk alıp da yeterli getiri elde ettiğini düşünen fonların gelişmekte olan ülkelerden uçarak tekrardan Amerika’ya dönmesini sağlıyor.

Doların değer kazanması gelişmekte olan ülkelerin üretiminde ithal girdi maliyetleri karşısında ayrıca enflasyon sorununu da ortaya çıkarıyor. İthal girdilerin pahalanması ki bu oran %85 seviyelerinde olduğundan, maliyetlerin artışı ile fiyatların da artmasına sebebiyet vererek enflasyonun yükselmesine de yol açıyor.

Dolar, bütün paralar karşısında olduğu gibi TL karşısında da değer kazanmaktadır. Her ne kadar TL’nin yalnızca dolara değil de diğer yabancı paralarla da savaşı devam etse de genel olarak değer kaybı içerideki yüksek enflasyonun etkisini bir türlü üzerinden atamamış durumda. Eğer TL, dövizlerden kaynaklanan satışlar ile de desteklenmese büyük ihtimal kurdaki dalgalanmalar daha fazla olacaktı.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Yrd. Doç. Dr. Şükrü UMARBEYLİ yazıları