Göbeklitepe’ye yazık ettiler!

Yayın Tarihi: 07/01/20 07:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Pişman oldum. Bir dizi izleyim dedim pişman oldum. Atiye’den bahsediyorum.

Birçok filmini izlediğim Beren Saat’in, genç nesil orta kuşak bir oyuncu olarak ilerleyebileceği konusundaki yanılgım nedeniyle kendime kızgınım.

Beren Saat’in Aşk-ı Memnu’daki özellikle son bölüm dahil oyunculuğunun gelişmiş olacağını düşünmüştüm ama yanıldım. Aynı kalıp. Aynı mimik ve jestler, aynı oyunculuk. Üzgünüm ama gidilen yol arpa boyu.

Dizi başka bir içler acısı.

Elbette çok izlenecek, elbette Netflix’e kazandıracak ama koskoca Göbeklitepe dönüp dolaşıp içine “bayram değil seyran değil..” misali, “enişteyi teselli eden baldız” hikayesini de aldı ya, pes.

Oysa Göbeklitepe meselesi öylesine müthiş işlenebilirdi ki!

Bölüm atladım, düşünün.

Hayal ve gerçek ikileminin mükemmel işleneceği 12 bin yıllık zaman periyodu, “kızı zorlayarak sevişen sevgili”, psiko-dinamiği yok olmuş bir senaryo ile çökertilmiş.

Göbelitepe’ye hakikaten yazık ettiler…

*

İki yıl önce Göbeklkitepe’yi bir belgesel çalışması için incelemeye ve çekim yapmaya gitmiştim. Çalışmalarım hala sürüyor. Mental ve psikolojik bir tema. Farklı bir belgesel peşindeyim. O nedenle didik didik inceledim. Üstelik hatırı sayılır bir psikanalist ekibi ile. Bu nedenle bu eleştirilerim, biraz da yüreğim yandığından böyle.

Oraları bilince ve hikaye böyle çıkınca 3-5 kelam etmeli.

Urfa başlıbaşına bir hikayeler şehri. Göbeklitebe ise tabiri yerinde ise “Zamanın Kabesi” gibi. Her şey orda. Ama gelin görün ki, senarist ve/veya yapımcı her ne hikmetse olur olmadık şeyler sokmuşlar hikayeye. Kaldı ki, sadece özünü anlamış olsalar, bir senaryonun ihtiyaç duyacağı herseyin, zaten özgün malzeme olarak apaçık ortada olduğunu görecekler. Göbeklitepe’yi anlamamışlar. Bu kadar net.

Dakikarca ileriye aldım. Hızlı izledim, o da olmadı bölüm atladım. Olmadı. İzlemeye devam edemedim.

Sonucun muhtemelen Aşk-ı Memnu’nun final bölümü gibi olmasından korktum.

*

Bu arada bir not daha. Diziye “erotik” diyen zihniyet de, bugünün Türkiye’sinde TV’lerde öpüşmeyi tehlikeli, Kalaşnikof’u masum gören zihniyetten öte değildir.

Kadın ve erkeği, birbirlerine sözel, duygusal ve fiziksel şiddet dışında yan yana gösteremeyen bir TV dünyasında, kadının ayak bileğini gören, diziye “erotik” yaftasını yapıştırır. Hoş, ortak akıl ise, “sen ne görmeye çalışıyorsun da erotik diyorsun?” diye sormaz mı?

Toplumun beklentisi bir facia, ona sunulanlar ayrı facia… Bu döngünün kendisi ise bambaşka bir facia…

Atiye dizisini izlemeyin demiyorum. Ne haddime. Aksine izleyin. Hemfikir de olabiliriz, yazıma itirazınız da olabilir. Elbette bu hakkınız. Hakkımız.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Dr. Ferhat ATİK yazıları