Yeni bir yolculuk daha

Yayın Tarihi: 14/01/20 07:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Bazen bu konulara hiç girme diyorum kendi kendime ama aklın ve ruhun tüm dünyada da olsa, elbette ki kalbin ülkende atıyor.

Hani o, on yıllardır sadece mazeret üretilen ülkemde.

Bir şeyi eleştirince, muhataplarınız hemen kendisini savunmaya geçer. Derler ki, “enkaz devraldık”, “ama şunları yaptık onları görmüyorsunuz”, “ekonomik sıkıntı var malum”, “kadrolarımız yeterli değil” ve benzeri mazeretler uzar gider.

Mazeret ürün olsa, KKTC dünya çapında ihracat şampiyonu olur.

Olur mu olur?

Şimdi mesela; Ercan’dan uçuyorum. Lefkoşa’dan gelirken, Lefkoşa’ya doğru ilerleyen araç trafiğinin, Değirmenlik Köyü’ne kadar uzadığını gördüm.

Bir klasik olarak Ercan’da “engelsiz!” vatandaşların araçlarının, engelli park yerlerini işgal ettiğini gördüm. Yolların, şehir içi ve dışında oldukça kirli olduğunu gördüm.

Üniversite öğrencilerinin okullarına gitmek için sokaklarda salkım saçak olduklarını gördüm. Çünkü ne düzgün ve yeterli durakları var, ne düzgün alt geçit, üst geçit hatta yaya geçidi var.

Millet sokakta, yollar nedeniyle sivil itaatsizlik istiyor. Haklı yanları elbette çok.

Daha neler, neler! Sayarım inanamazsınız; sayarım, saya, saya bitiremem!

*

Tüm bunlar ve benzerleri ile ilgili olarak sen de benim gibi, sıradan bir vatandaş, sıradan bir seçmen gibi; sadece marazi bir sitem yapacaksan, orada burada bunları konuşup, yetkin olmasına rağmen, seçilmiş olmana rağmen çözüm bulamayacaksan, bulmayacaksan, “ama” ile başlayan cümleler kurup, hep mazeret üreteceksen, seçilme hakkını bakir bırakacak, o koltuklara oturmayacaksın arkadaş. Oturduğunuz koltuklarda, etrafınızdaki 3-5 kişi sizi iyi hissettirecek cümleler kuruyorlar diye, ne kendini ne de halkı kandıracaksın.

*

Ülkenin durumu bellidir.

Bu belirli sıkıntıları göğüsleyip, bir arpa boyu yol ilerletemeyeceksen, işine gücüne bakacaksın, milletin, çoluğun çocuğun, bugününe ve yarınına kan doğramayacaksın.

Atatürk’ün bir sözü var. Der ki: “Hiçbir mazeret, başarının yerini tutamaz.”

“Hiçbir mazeret” diyor.

“Kimi mazeretler” demiyor. “Enkaz devraldıysanız, o ayrı” demiyor. “Şu veya bu sebeple sıkıntınız varsa, o hariç” demiyor. Demiyor, çünkü Türkçe bilen herkes bilir ki, bunların tümü mazerettir.

*

Yüzümü dünyaya döndüreli çok oldu. Ama gelin görün ki, Ada’ya her geliş gidişimde, yılların boşa geçtiğinin, ömrümüzün yönetimsel ve toplumsal başarısızlıklar uğruna geçip gittiğinin buruk acısını hissetmemem mümkün değil.

Ancak ne değişecek?

Yine seçimler olacak. Yine seçmen olacağız. Tüm seçilmişleri aynıymış gibi düşünmüyorum elbette. Ancak çoğunlukla; yüzlerce aday adayından; “aday olmayı iyi bilenler” önümüzdeki listelere kadar gelecek ve sadece bu isimler içinden seçimler yapacağız.

Tuval aynı, boya aynı, renk aynı, desen aynı; elbette ressam aynı…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Dr. Ferhat ATİK yazıları