Kötüden korunmanın iki yöntemi!

Yayın Tarihi: 11/02/20 07:00
okuma süresi: 3 dak.
A- A A+

Hayat hep zordur. Sorun hep vardır. Acı ve kötülük de öyle. Hemen her gün herbirimiz, şahsen veya dolaylı olarak bunlarla karşılaşıyor ya da bunlardan haberdar oluyoruz. Ne kadar nahoş.

Hemen her an internete bağlı ve bağımlı yaşayan bizler, bir kaynaktan üzücü bir haber alabiliyoruz.

Peki ne yapmalıyız? Nasıl bunların detoksunu yapabilir, nasıl arınabiliriz?

Çok zor dediğinizi duyar gibiyim. Haklısınız. Ancak kimi zaman haklıyken de mücadele etmemiz gerekir.

Bu konu tam da böyle bir şey.

Hiçbir şey olmuyor gibi, bir devekuşu sendromu ile kafamızı kuma gömemeyeceğimiz gibi, bir enformasyon çağında yaşarken bu tür bilgi akışını iyiler/kötüler diye de filtreleyemeyiz.

Özetle ne bu haberlerle ne bu haberler olmasan yaşayamıyoruz.

Yılan ısırması gibi. Zehir vücudunuza girdiği anda iki şey sizin hayatta kalmanızı sağlar. İlki zehirin yayılmasını engellemek, ikincisi ise, panzehir kullanmak.

Dünyanın kötülüğüne karşı da bu iki yöntem geçerli. Ruhumuza bir şekilde giren kötülerin, hayatımıza yayılmasını engellemeliyiz. Bunu yapmak için kötü haberi yaymamalı, paylaşmamalı, hakkında fazlaca zaman harcamayarak ruhumuza yayılmasına engel olmalıyız.

Peki bu kötülerin ve kötülüklerin panzehiri nedir? Elbette; inadına ve özenle, az sayıda ve zor da bulunsa iyiliği yaymak, paylaşmak ve ruhumuzda etki olarak iyiliği yerleşmesini sağlamak.

Huzura giden yol bu!

Etrafınızdaki olumsuz insanları bir düşünün! Sizde yarattığı etkileri, hayatınızı karartışlarını. Bir de olumlu insanları düşünün. Yanınızdayken nasıl da içinizi rahatlattıklarını.

Şimdi seçeceğiniz yolu bir düşünün!

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Dr. Ferhat ATİK yazıları