Propaganda sloganlarını doğru okuyun!

Yayın Tarihi: 28/09/20 07:00
okuma süresi: 4 dak.

“Bilmek acı verir” der, Fransız filozof Jacques Derrida. 

Derrida Fransız bir filozof, edebiyat eleştirmeni ve yapısökümcülük olarak bilinen eleştirel düşünce yönteminin kurucusu. Dili yeniden sorunsallaştıran müthiş bir deha. Ona göre dil, yapısalcıların sandığı ve gösterdiklerinden çok daha fazla oynak ve belirsiz bir şey. Sabitlenen dili kabul etmeyen bir yanı olmuştur. 

Ortama bit anlam koyacaksanız, karşıtlık içinde olduğu bir başka anlama gönderme yapmadan bu anlamı anlatmanız sınırlı kalır, yetersiz olur. 

Her bir anlamın sınırları, o halkın kullandığı dilin tarih içerisindeki değişimleri ile ilintilidir. Çünkü göstergeler her zaman başka anlam bağlamlarından geçerler, başka anlamlara gelirler, asla kapatılamazlar. Bi ranlamı anlattınız diye, o sınırlar içerisine alıp sadece anlattığınız gibi kalamaz. Aslında diyalektiği doğuran da budur. Saplanmadan geliştirici düşünebilme yetisi. Bundan uzaklaştıkça yapınlaştığınız şey, kendi içine kapanan ve eleştiriden uzaklaşan düşüncedir ki bu bize Hitler’leri yaratır, yaratmıştır. Sonra da eleştirilememenin gücü ile milyonlarca masum Yahudi'nin bir Holokost'la katledilişinin acısını yaşatmıştır tüm dünyaya. Düşüncenin kendi içine kapanması faşizmdir. 

*

Derrida bağımsız bir gösterilenler alanının olamayacağını anlatır. Burada iki önermeyi güçlüce ortaya koyar: 

Birincisi, bağımsız bir gösterilenler alanının olanaksızlığı ve ikincisi, hiçbir şekilde ya da herhangi bir şekilde bir gösterge dizgesinden kaçılamayacağı.

Derrida yaptığı yapısökümcü okumalarla, klasik felsefenin, yani Derrida’ya göre mevcudiyet metafiziğinin bilinçdışı kaynaklarını ortaya koymaya çalışmış, böylece mevcut düşünüş yapısını sökmeyi denemiştir. Bir merkez ve dışarısı olduğu varsayımına her zaman karşı çıkmıştır. 

Bu noktada onu doğru anlamak gerekir. Derrida, bir yandan akıl konumunu tartışır ve bunu sorunsallaştırır bir yandan da söz-merkezcilik yapısını açıklar. 

Bunun sonucunda Derrida, söz ve akıl sahibi kişinin (özne) artık daha gerçekçi olmasının zorunlu olduğunu ortaya koyar. 

*

Karmaşık değil mi?

Aslında Derrida okuyan için pek değil. 

Söylenen söz elbette kişinin kendisi yansıtır. Çalıntı da olsa kullandığı söz, kendisidir. Bir takım siyasi propagandaları düşünelim. Birey bunu kişi olarak benimseyip kullanıyorsa, bu sözler onun karakterini de yansıtacaktır. Bencil mi, paylaşımcı mı? Alçak gönüllü mü, kibirli mi? Kendini herkesten üstün tutup, kendi olmadan hiçbir şeyin olamayacağını mı düşünüyor, yoksa halk var diye kendisinin var olabileceğinin farkında mı? 

Sadece bir propaganda sloganı bir kişiyi kendisinin bile tahmin edemeyeceği kadar sözmerkezcilik nedeniyle ifşa eder. Derrida’ya güncel seçim sloganlarımız güzel bir örnek olmaktadır. 

Kullanılan cümlelere bakın, kişilerin sadece söylediklerini değil, söylemediklerini ve karakter analizlerini de göreceksiniz! 

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Dr. Ferhat ATİK yazıları