Polemik en çok edebiyata yakışır 

Yayın Tarihi: 04/10/21 07:00
okuma süresi: 3 dak.

Sık sık yapmam aslında. Okuduğum kitaplardan sizinle çok şey paylaşırım ama doğrudan bir kitabı sadece heyecan duyduğumda önünüze getiririm. “Jorge Luis Borges” böyle bir kitap. 

Bazı kitaplar yazarlarının önünde olurlar. Bu konuda aklıma ilk gelen örneği vereyim istedim bu konuda,  Madame Bovary (Madam Bovari) gibi. Kitabı büyük olasılıkla ya okudunuz ya biliyorsunuz. Ama yazarını şu anda anımsamayabilirsiniz. Bu kitap da böyle aslında.

Jorge Luis Borges deyince genellikle, fikirlerin duygulara üstün tutulduğu bir edebiyat ve kör, aristokrat bir edebiyatçı akla gelir. Oysa ki, 1899’da Buenos Aires’te doğan Borges, 1950’lere dek, görme yetisini tamamen kaybetmemişti. Kitapları pek çok dile çevrilip dünya çapında ünlü olmadan önceki onlarca yıl boyunca yaşadığı bölgede tutkulu bir gözüpeklikle polemik yazıları kaleme alan ve polemikleri seven bir yazardı.

University College of London’da Latin Amerika Edebiyatı profesörü olan Jason Wilson, Borges’in Buenos Aires sokaklarında ve kafelerinde hır-gür içinde geçen yazarlığının ilk yıllarını keşfederek, onun edebiyat çevresiyle dostluklarını, gönül ilişkilerini, yolculuklarını anlatıyor ve çözümlüyor.

Avrupa kültüründen, İngiliz edebiyatından ve maddenin özünü inkâr eden, nesnelerin algılayanın zihninde oluşan düşüncelere denk düştüğünü, dolayısıyla nesnelerin sadece algılar aracılığıyla varolabileceğini ileri süren Berkeley gibi düşünürlerden etkilenmiş olan Borges yazdıklarında asla bir karakter yaratmadığını ileri sürmüştür: “Karakter her zaman bendim, sadece kurnazca saklanıyordum”. 

Kitap Borges’i anlatıyor. Yazarı ise Jason Wilson. 

Borges biyografisi ile kurmaca yapıları ve bunlar arasındaki bağlantıları yazan Wilson, Borges’in her zaman, hayatını yapıtında yeniden üreten, ama bunu yaparken asla itirafçılığa kaçmayan bir şair olduğunu özellikle vurguluyor. O’nun Arjantin’deki köklerini bulup bu konuya detay veriyor. 

Bir biyografi olarak baktığımızda kitap, şair, denemeci, kısa öykü yazarı Jorge Luis Borges’i tanımamız için iyi bir kaynak. Jason Wilson’un anlatımını es geçersek ve Borges’i tanımak için Wilson’u okumamız gerektiğine konsantre olursak daha keyifli bir süreç yaşarız.

Bu arada anımsamadıysanız sizi skıntıya sokmayayım. Madame Bovary’nin yazarı Gustave Flaubert.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Dr. Ferhat ATİK yazıları