Topyekün tutsaklık çağı 

Yayın Tarihi: 09/11/21 07:00
okuma süresi: 4 dak.

Önyargılar ve öngörüler birçok zaman yanlış algı edinmemize neden olur. Başlıktaki kelime ile bunu test edebilirsiniz. Yazının devamını okumadan bir defa daha kelimeye bakın ve ne ile ilgili olabileceği konusunda tahmin yürütün. Ardında okumaya devam edebilirsiniz.

Kelimenin saf anlamı ile ilgili önceden edinilmiş bilgimiz yanıltıcı olabilir. Bu nedenle ön bilgilerinize başvurmadan anlamını okumanızı öneririm. Kinizm veya diğer bir söyleme biçimiyle sinizm, bir öğreti aslında. Kökünde duran kin kelimesi ile de ilgisi yok. Sofist Gorgias’ın ve daha sonra da Sokrates’in öğrencisi olan Antisthenes’in bir öğretisi.

Antisthenes, Kynosarges Gymnasion’da okulunu kurmuş ve kinik okulun, kyon kelimesinden türediği söylenmektedir; kyon ise köpek ya da köpeksi anlamındadır.

Kinik okul, bu nedenle Sokratesçi okullardan biri olarak kabul görür. Anthisthenes mutluluğa ancak erdemle ulaşılacağını ve bu erdemin de dünyevi hazları yadsımakla mümkün olabileceğini savunmuş ve mülkiyet, aile, din, siyaset, servet, v.b. değerleri reddetmiştir. Kinizme ün kazandıran, dolayısıyla kinizmin yayılmasını sağlayan Diogenes’tir. Diogenes bu öğretiyi eyleme dönüştürmüş ve gerçek erdeme ancak bu şekilde ulaşılacağını savunarak onu hayata bir öğreti olarak katmıştır. 

Rivayete göre Diagones yaşamını bir fıçının içinde devam ettirmeye vardırarak, toplumsal gereksinmelerden kendisini tamamen yalıtmaya yönelmiş ve bu doğasal yaşayışın temellerini, insani değerlerin doğaya aykırı olduğunu öne süren stoacılık tarafından beslenmiştir.

Tüm bu değerlere tutsak yaşayan günümüzün insanları olarak beklide en çok uzak olduğumuz felsefelerden bir olan kinizmin temel bakışına da deyineyim.

Kiniklerin temel felsefi konumları, zamanın uygarlık değerlerine yönelik aldırmaz tavırları ve eleştirel yaklaşımları tarafından şekillenir. Onların temel etik ilkesi erdemdir ve bundan anladıkları da, insanın özgürlüğü ve kendi iç bağımsızlığı ile yaşamını sürdürmesidir. İnsan, her tür gereksinmeye olan bağımlılığından kurtulmalıdır. Dolayısıyla böyle bir erdem anlayışı, bilgi ile temellendirilir; yani, insan ancak bilgilenme aracılığıyla kendisini kuşatmış olan gereksemelerden sıyrılabilir. Onlar açısından bilgi ve ahlaki ilkeler bu nedenle salt soyut bir bilme meselesi değil, somut yaşamda yaşanması gereken şeylerdir. Kinik filozoflar, bütün bu yaklaşımlarına uygun bir kişilik örneği olarak Sokrates'e işaret ederler. Kinizme göre, insan kendi kendisine dayanmalıdır ki erdemli, yani kendine yetebilen bir kişi olabilsin. İnsanın doğaya karşı geliştirdiği toplumsallık, büyük ölçüde gereksiz ve yozlaştırıcı nitelikler arz eder; kinikler buna karşı doğal ve sade yaşamı öne çıkarırlar.

Gelin bu felsefeden bugün yaşadığımız gündelik yaşama ve tutsağı olduğumuz tüketim toplumunun parçası oluşumuza bakalım. Bakalım ki, mevcut modelimize belki bir nebze eleştiri getiririz.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Dr. Ferhat ATİK yazıları