Düzen-Kuzey Avrupa kent notları 1

Yayın Tarihi: 30/09/19 07:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Düzen, insanlar içinde devletler içinde her zaman önemli bir kavram olmuştur... Düzeni kim kurar? Nasıl kurar? Devletler kendi düzenlerini, yönetimler kendi düzenlerini kurar... Düzeni içeride kurar... Düzeni dışarıda kurar... Devletler düzen içerisinde ilişkiler kurar... İnsanlar hayatlarını düzenler... Herkes düzenine uyar... Sistemler düzen içerisinde yerini alır...

Düzeni kurarız... Düzeni bozarız... Sistem bir kez doğru kuruldu mu? Sistem doğru çalışmaya başladı mı? Herkes gerekli iş bölümünü doğru yapmaya başlar…

Sistem içerisinde düzeni bozmaya çalışanlar olur elbette... Sistem doğru kurulmuşsa düzen, doğru iş yolundan dönmez…

Düzen teknoloji değiştikçe değişir... Durağan değildir... Yeni sistemde yeni düzen kurulur... Bir ömür ne devletler ne de insanlar aynı düzende yaşamaz... Yenilikler geldikçe gelişir… Bu da çok doğal bir süreçtir... Bizim batıya olan hayranlığımız hep bu düzen meselesindendir... Düzenin doğru kurgulandığını düşünürüz... Oysa biz de kendi düzenimizi istediğimiz doğrultuda kurabiliriz... Ta ki kendi düzenimizi oturtana kadar... Şikâyet etmek, öneri yapmadan, düzene inanmadan salt şikâyet bir anlam taşımadığı gibi değerli de değildir...

Bu tür şikâyetler zaman içerisinde içselleştirilir... Bir müddet sonra duyulmaz veya önemsenmez... Oysa düzene karşı veya düzeni destekleyen her türlü görüş ve öneri önemlidir... Değerlidir... Bizim bu başarılı veya değerli gördüğümüz Avrupa ülkelerinden/ kenetlerinden neyimiz eksik diye hep sorgularız... Ne de olsa Avrupa dediğimizde ağzımız dolu dolu söylüyoruz... Ben Avrupa'dayken... Diye başlayan cümleler hep bir düzeni beğenme anlamını barındırır.

Simdi ben aynı cümleyi şu şekilde yeniden kurmak isterim... Geçtiğimiz haftalarda, uluslararası bir bilimsel toplantı nedeni ile ben Kuzey Avrupa kıyılarındayken... Baltık başkentlerini, Finlandiya'yı kısa da olsa ziyaret etme şansım oldu... Düzen açısından... İçerisinde bulunma şansım oldu...

Kent, kente benzemez... Her kent kendine özgüdür… Mukayese etmeyeceğim... Düzen düzene benzer ama... Doğru yapılan işler için düzeni, düzen de doğru işleri yaratır... Avrupa şöyle bir şey keşfetmiş... Doğru bir düzen kurmuş... Bu düzen içerisinde her şey ilerliyor...

Toplantıda buluştuğum bir meslektaşım ile bu düzen meselesini konuşurken... Bizim gibi ülkelerin daha iyi bir gelişim ivmesi yakalayabilmesi için ne yapması gerektiği konusunda konuşurken bana şöyle bir örnek verdi… Bazen on kişinin yaptığı bir işi bir kişi çok daha iyi yapabilir... Önemli olan o bir kişi değildir... Avrupa'nın başardığı, yüz kişinin yapamadığını on kişinin düzen sayesinde başarmasıdır... Doğru iş bölümü ve takım çalışması... Düzen içerisinde bireysel hedeflerle değil... Birlik içerisinde bir yol alış...

Yapılması gerekenler yapılınca... Düzen herkes için oluyor...

Karmaşa olmadan... Planlı, düzenli... Kurulu bir düzen... Her ülkenin her kentin kendine özgü... Her şeyi... Ne de olsa Prenses Sindirella'nın ayakkabısı yalnızca Sindirella'ya olur... Herkese kendi ayakkabısı gerek... Düzen için, takım çalışması olmadan olmuyor... İş bölümü, toplumsal hedefler... Ortak hedefler... Uzun vadeli bir plan içerisinde düzen arayışı... Yoksa herkesin birbirinin işine karıştığı yapılar... Sürdürülebilir düzenler yaratmaz...

Helsinki... Sessiz bir kentti... Patırtısız... Bağırış, çağırışın olmadığı... Sokakta bir tek bizim çocukların sesi çıkıyordu desem yeridir... Saygılı bir kent her bakımdan... Bir de suyun ücretsiz olduğu... Bir kent... Çeşmeden doldur doldur iç... Restoranlarda sınırsız getirilen... Kafelerde dilediğince alabildiğin... Sokak çeşmelerinden doldur doldur iç... Havanın ve suyun bedava olduğu kent... Bu düzen de böyle kurulmuş... On tane acente yan yana durmuş... Aynı adaya gidecek olan gemileri pazarlıyor... Hiçbiri bir diğerinin işine karışmıyor... Sessizce bekleniyor... Müşteri kime giderse... O satışını yapıyor... Bir de saat 18.30 da kapatan kafeler var... Dedim ya caddeler sakin... Düzen böyle kurulmuş... Finlandiya eğitim sistemi ile bilinir... Yeniliğe açık... Çağdaş... Kütüphaneleri... Düzen böyle kurulmuş... Devamı var… Bir sonraki yazımda…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Prof. Dr. Deniz İŞÇİOĞLU yazıları