Döviz meselesi ve çözüm...

Yayın Tarihi: 20/12/21 07:00
okuma süresi: 5 dak.

Son iki aydır Türk lirasının diğer para birimleri karşısında sürekli değer kaybetmesi Kıbrıs Türk Toplumunu da derinden etkilemektedir...

Türk lirasının değer kayıbı ilk başlarda dar gelirli kesimleri daha fazla etkilerken, ‘’ayağını yorganına göre uzat’’ felsefesiyle zorlukların zaman içerisinde atlatılabileceği düşüncesi hakimdi... Ancak ilerleyen günlerde Türk lirasının değerindeki kayıp derinleştikçe artık tüm sosyal sınıfları etkileyen bir krizle karşı karşıya kaldık...

Dar ve orta gelirli toplum kesimlerinin alım gücü sıfıra doğru ilerliyor, hal böyle olunca da üretilen veya ithal edilen ürünlerin satışı da durma noktasına geliyor...  

Böylece bazı noktalarda  üretim-ithal ürün fazlası krizi yaşanıyor...

Üretici ve ticaret erbabı da elindeki ürünleri satamayınca kriz derinleşiyor...

Piyasada para akışı duruyor...

Ortaya çıkan krize dair, hükümet bir çare bulmak için ya yeterince gaile duymuyor yada kalifiye olmayan danışmanlar grubuyla çalışıyor...

Kısacası hiçbir şey yapılmıyor!

Hiçbir şekilde ekonomik rasyoneliteyle açıklanamyacak Sterlin’in 12 bin TL düzeyinde bankalarca sabitlenmesi konusu konuşuluyor...

Bir de akaryakıtın etnik köken ve araba plakası esasına dayalı satışı düşünülüyor...

Halbuki atılacak başka adımlar da var...

Ancak bunun gailesini çekmek ve çalışmak gerek...

Bir de muhafazakar çizgiyi bırakmak gerek... Öyle ki, Başbakanın veya Cumhurbaşkanının etrafındaki bazı akademisyen dostlarımız tartışmaktan ve sıra dışı olmaktan çekiniyor... Yanılmıyorsam rahmetlik Şerif Mardin hoca demişti; Akademisyen uçmalı, sıra dışı olmalı mealinden...

Soframıza giren makarnadan, bulgura ve elmaya kadar herşey ABD Doları veya Euro olarak hesaplanıp TL’ye çevriliyor...

Gümrük vergileri ve fonlar da günlük doviz kuruna bakılarak hesaplanıyor...

İnşaat sektöründe ise Pound egemen...

Akaryakıt fiyatı da ABD Dolarına ve dünya piyasasındaki duruma göre hesaplanıyor...

Hal böyle olunca elektrik, su ve daha nice girdiler de dövize endeksli şekilde fiyatlanırılıyorlar...

Bu noktada sadece çalışan kesimlerin ve emeklilerin gelirleri-maaşları TL cinsinden aynı düzeyde ödenmeye devam ediliyor...

Bu da yukarıda bahsettiğim üzere alım gücünü düşürüyor ve kapitalizmin 19.-20. Yüzyılda yaşadığı klasik kriz noktasına doğru gitmemize neden oluyor...

Çalışan kesimlerin ve emeklilerin düşen alım güçlerinden dolayı artık ayaklarını uzatacak yorganları dahi kalmıyor...           

Peki ne yapılabilir?

Yapılacak olanlar açık ve nettir...

Öncelikle kamuda gereksiz harcamalar kısıtlanmalıdır...

Buna ek olarak gümrük vergilerinde ve fonlarda indirimler yapılmalıdır... (bu konuda da hiçbir adım atılmadı, oysa ki 2018’de buna benzer durumda 4’lü koalisyon bu bağlamda önlemler almıştı)...

Çalışanların ve emeklilerin de  mağduriyetlerinin minumum düzeye inmesi için ödemeleri stabil bir para-muhasebe birimi üzerinden yapılmalıdır... Yani her ay ilgili kur düzeyinden hesaplanmak suretiyle insanlarımız maşlarını almalılar...

 Bu noktada Euro, ABD Doları veya Sterlin hayranı olmadığımı da tekrardan söylemeye gerek yok sanırım!

Burada esas olan halkın alım gücünü korumak ve ekonomik dengeleri olabildiğince rayına oturtmak...

Elbette bu yazdıklarımızın uygulamaya geçirilmesi için tarımsal üretimimizi ve hafif sanayi alanındaki üretimimizi de olabildiğince verimli bir şekilde artırmalıyız....

Zor bir dönemden geçiyoruz, insanımız çaresizlikten adanın güneyine doğru yol alıyor veya adanın dışına kaçıyor...

Tüm bunlar yaşanırken hamasetle ve rasyonel olmayan önermelerle günler geçiyor...

Buna dur demenin tam zamanı...

O yüzden 23 Ocak'ta sandık başında olmak gerek...

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.