Çok kutuplu dünya ve Kıbrıs

Yayın Tarihi: 25/05/22 07:00
okuma süresi: 5 dak.

Son dönemde uluslararası ilişkiler sistemi üzerine konuşanların ve yazanların sayısının arttığını gözlemliyorum...

Siyasi tarih, felsefe, sosyoloji ve uluslararası ilişkiler sistemi üzerine bugüne kadar kafa yormamış, süreçleri takip etmeyen, ancak Rusya-Ukrayna  savaşından dolayı dünya sistemi üzerine iddialı yorumlar yapanların sayısında önemli bir artış var!

İlgili kişiler dünya sistemini Rusya-Ukrayna savaşına indirgeyerek değerlendiriyorlşar ve dünyanın yeniden iki bloğa bölündüğünü bile iddia etmekten çekinmiyorlar! Oysa ki durum hiç de öyle değil, dünya çok kutuplu bir yapıya büründü...

İş birliği ve rekabetin aynı anda olduğu karmaşık bir çok kutupluluk bu...

Tarih boyunca insanlık çok kutuplu dünya sistemi olduğu zaman  büyük ölçekli savaşlara tanıklık etmiştir!

Şimdilerde yine benzer bir süreci yaşamaktayız.

Rekabet ve çatışma salt Batılı ülkeler-kurumlar (NATO, AB) ve Rusya arasında değil, diğer aktörler de bölgesel ve küresel düzeyde bir rekabet ve çatışma içerisindeler...

Çin ve Rusya arasında bölgesel ve küresel düzeyde bir iş birliği olsa da iki ülkenin bir birine şüpheyle yaklaşdıkları bir gerçek! Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in sadece Rusya’nın Sibirya-Uzakdoğu kentlerinde ziyaretleri sırasında yaptığı açıklamalara bakılsa Rusya-Çin arasındaki ilişkilerin de süt-liman olmadığı anlaşılabilir...

Çin’in artan nüfusu, hafif sanayi ürünlerini ve nüfusunu Rusya’ya ihraç etme yönündeki halleri (Sibirya’daki ve Kazakistan’daki topraklara yönelmesi), Rusya’da rahatsızlık yaratmaktadır...

Tüm bunlara karşın her iki ülkenin enerji ve finans alanlarında son dönemdeki işbirlikleri de gözden kaçmamaktadır...

Öte yandan, Çin’in Asya-Pasifik’teki varlığını güçlendirmesi ABD ile olan rekabeti derinleştirmektedir. Afrika’da Çin’in Doğrudan Yatırım bağlamında liderliği alması, ABD ve diğer Batılı ülkeleri (Fransa-Birkleşik Krallık v.b.) geride bırakması da önemli... Akdeniz limanlarının Çin devlet şirketi tarafından işletilmesini de yeniden hatırlatma ihtiyacı duyuyorum!

Hindistan’ın da son dönemde Afrika’da ekonomik anlamda ilişkilerini geliştirdiği de bir gerçeklik. Öyle ki, Hindistan ticaret güvenliğinin sağlanması için Hint Okyanusu’na kıyısı olan Afrika ülkeleriyle ortak askeri tatbikatlar icra etmektedir. Hindistan artık Afrkia kıtasının ticaretteki 4. Büyük ortağı konumunda !

Rusya gerek Çin gerekse Hindistan’a kıyasla  Afrika’da ekonomik bağlamda bir güce sahip değil ancak özellikle Sudan, Angola, Mali ve Nijerya gibi ülkelerle yürürlüğe giren silah anlaşmalarıyla Afrika’daki etkisini askeri anlamda artırmaktadır.

Brezilya’nın da son dönemde Rusya ve Türkiye düzeyinde Afrika’da ekonomik bir etkinliğe sahip olduğunu söyleyebiliriz.

Afrika kıtasına odaklanmamın nedeni şu, Afrika kıtası jeopolitik anlamda doğuda Hint-Pasifik Okyanusu, Kuzeyde ise Akdeniz ve Karadeniz havzalarıyla ilintili bir bölge...

Bu bağlamda Akdeniz’in doğu yakasındaki Kıbrıs adasının yaşanan süreçten  etkilenmesi kaçınılmazdır...

Hidrokarbon kaynakları üzerinden Kıbrıs’ta ‘’Çözüm’’ ve ‘’Barış’’ sesini yükseltenler, olası hidrokarbon kaynaklarının barış yerine çatışmayı-savaşı getirebileceğini gözden kaçırmaktadırlar! ABD-Rusya-Fransa-Birleşik Krallık ve Çin’in Akdeniz’deki varlıklarını düşünmek sanırım bize bir şeyler anlatır!

Ekonomik ve siyasal anlamda  sıkıntılı bir dönemden geçen  Akdeniz’e kıyısı olan ve olmayan devletlerin-hükümetlerin  iktidarlarını konsolide etme bağlamında Akdeniz ve Ege’de gerilim siyasetine yönelmeleri söz konusudur.

Kapitalizmin bir paylaşım sorunu olduğunu unutmadan bölgemizde ve adamızdaki gelişmeleri değerlendirmek durumundayız.

Küresel ve bölgesel düzeyde gerilim yaşanırken, uluslararası stratejiden yoksun ve KKTC’de kaotik bir ortam yaratmaya zemin hazırlayan politikalardan hızla uzaklaşmak ve küçük bir grubun çıkarları yerine toplumsal çıkarları ön plana çıkaran bir politika izlenmesi elzemdir!

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.