Kadınlar siz de açın gözünüzü uyandırın canınızı...

Bizim basında birkaç arkadaş var… Her ne olsa, ne tartışsak; tartışmanın ucuna, "İngiltere'de böyle değil, ya da orada şöyledir" diyerek yapışıyorlar. Tabii İngiltere önemli bir ülke… Ama ne tarihi ne de çağdaş hali, orayı hiç de örnek alınacak bir kültür haline getirmiyor! Daha dün denilen bir geçmişte, yaz günü, çöl sıcağında Basra'nın suyunu kesip, teslim olana kadar çoluk çocuk herkesi susuz bırakan, Tony Blair, başkanlığındaki bu "uygarlık" hükümeti idi… Hindistan'da yaptıklarını unutmadık! Petrol satmak için Şanghay'ı bombardıman ettikleri, aklımızda; Çin hükümeti afyon içimini yasakladı diye, gidip aynı şehri, Çinliler'in başına yıktıkları da… Malaya yarım adasındaki marifetlerini, Singapur veya Malezya'ya yolu düşenler, duyup, işitir… Kenya'nın damarlarını somurmak üzere, Mau Mau'ları yamyam ilan edenler de İngilizler'di, kendi adına Afrika'da bir devlet kuran Cecil Rhodes da bir İngiliz idi… Rhodezya… Irk ayırımcılığının dünyadaki öncüsü… Yetmedi! 20.yy başlarında, Güney Afrika'daki Boer Savaşı da İngiltere'nin marifeti değil midir? Bu defa da oraya yerleşmiş Hollanda asıllı beyazlar, kendi yönetimlerini kurmaya kalktıkları için, İngilizler onlara ebelerinin örekesini göstermekteydiler… Amerika'daki sömürgelerde, kendi soylarından gelen insanlara yapıp ettikleri ve sonunda nasıl bir savaşla oradan ayrıldıklarını anlatmaya, yerimiz yetmez…

Dünya kültürüne, İngilizler'in büyük katkısı vardır ancak öyle her bir tartışmada argüman alınacak kadar şerefli bir uygarlık değildir bu! Temelini adada yaşayanların çıkarları oluşturur… O çıkarlar söz konusu olduğunda, İngiliz kültürü hiçbir başka manevi değer, tanımaz… Yanı başlarındaki İrlanda'da yaptıklarının ise daha sonu gelmedi…

Her lâfa başlarken," İngiltere" diye başlamak, bence çok da doğru bir yaklaşım değildir… Yoksa ben de Beatles, Sean Connery, Richart Burton, Eagleton, Hobsbawm ve şimdi aklıma birden gelemeyen sayısız İngiliz'e hayranım; çok uzun yüzyıllar bilimin merkezi olan Newton'un bir İngiliz olduğunu bilirim. Üstelik işi gücü bırakıp, gidip Canterbury Katedrali'ni ziyaret edecek kadar da İngiliz tarihine meraklıyım…

Geçen gün iki arkadaş anlaşmış gibi, "İngilizce'de karı diye bir kelime yok!" diye tutturdular… Yanlış! Her dilde kadınları aşağılayıcı yığınla lâf olduğu gibi, İngilizce'de "Broad" bu anlama gelir… Zevce anlamında değil ha! Hor görme anlamında… Sürtük, aşifte, zilli, kaltak anlamında… Beş bin yıllık tarih, yalnız bizde yaşanmadı… Erkek egemen toplum türünü de Asya'da biz üretmedik… "batılılaştıkça" öğrendik…

Her şeye karşı çıkabilirsiniz… Ama öncelikle neye karşı çıktığınızı bilmelisiniz! Söyleneni dinleyip anladınız da ona mı cevap veriyorsunuz? Yoksa, kendi kafanızın içinde öteden beri var olan bazı kuruntulara mı? Buyrun, aşağıdaki örnek İngiltere'den:

Yıllık 25 bin pound geliri olan bir lady, kendisi ile evlenecek bir gentleman bulunca, işini de bırakıp, evleniyor! Evinin hanımı olarak, geçip adamın Chelsea'deki evine kuruluyor… "Housewife"dır artık… İşsiz… Ev emekçisi… Aradan 2 yıldan biraz uzun bir zaman geçince de mahkemeye gidip, "uygar" İngiliz Hükümeti'nin kendine verdiği haklar çerçevesinde, adamı boşuyor! Tabii nafakasını ve evlilikten doğan haklarını da tahsil ederek! Chelsea'deki 2.7 milyon poundluk ev zaten kendine kalmış, adamın 6 milyon sterline yakın servetinin 5 milyonu da lady'ye geçiyor… Hanımefendi, evlilikte geçen her gün, 5 bin pound kazanmış oluyor… Ayda 25'e niye çalışsın?

Peki bunun sonucu ne?

İngiltere'de evlenme oranı son yıllarda %63 azalmış! Tek ebeveynli ailelerde ise çocuğu ile yalnız yaşayanlardan %98'i, kadınlar… Kaynak: http://gingerbread.org.uk/content/365/Statistics Yani herif, çocuk yapıyor ama evlenmiyor… Kaynak makalenin yazarı Peter Lloyd'a bir hanım, "kendimiz ettik, kendimiz bulduk" demiş… Mealen, " Zaten aile derdi olmayan marjinal feministlere kandık, erkeklerin rollerini çaldık. Onlar da bizi bıraktı, hadi yalnız yapın da görelim dercesine…" Kaynak: http://www.dailymail.co.uk/femail/article-3046350/Why-men-refuse-marry-Women-complain-chaps-today-won-t-settle-Sorry-ladies-s-fault-argues-wickedly-provocative-new-book-Denigration-Men-PETER-LLOYD.html

Tıklayın da bir okuyun bakalım… Meğer İngilizler'in de aile diye bir derdi varmış! Gerilike bakın, gerilik'e!! Toplumsal cinsiyet eşitsizliğine, eşitlik sağlamak için de karşı olabilirsiniz, şu anda zayıf olan cinsin egemenliğinde, ters çevirmeye kalkışmak için de…

"İngiltere'de böyle" imiş…