Çözüme "İngiliz anahtarı" arayışı

Yayın Tarihi: 22/09/16 08:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+
New York – Malumunuz olduğu gibi New York'tayız. Arkadaşım Ulaş Barış'ın yazısında tasvir ettiği zorlu yolculuk sonrasında vardık. Kolumuzdakinin yanı sıra biyolojik saatimizi ayarlama çalışmaları sonrasında işe koyulduk bugün.

Herkesin bildiği gibi İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden çıkması kampanyasının en önde duran aktivisti olan Başbakan olacağı düşünülen Boris Johnson ile Cumhurbaşkanı Akıncı bir görüşme yapacak.

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve beraberindeki heyetin New York temaslarının ilk günündeki programına damgasını vuran İngiltere Dışişleri Bakanı Boris Johnson ile Müzakereci Özdil Nami'nin İngiltere'nin Birleşmiş Milletler Nezdindeki Daimi Temsilcisi Yardımcısı Peter Wilson ile görüşmelerinde, İngiltere'nin olası bir çözümde, çözümün finansmanı konusunda rol almasının istendiğini ya da zaman açısında daha doğru bir ifade ile isteneceğini öğrendik.

İngiltere'nin hem garantör hem de Avrupa'nın en önemli finans merkezi olan London City aracılığı ile çözüm için alternatif finans kaynağı anlamında destek olması istendiği ya da isteneceği ifade edildi.

Kıbrıs Türk tarafının İngiltere'nin Kıbrıs sorununu en iyi bilen ve müdahil olacak diğer tüm dünya ülkelerine bu konuda mihmandarlık yapabilecek bir ülke konumunda olduğu bilinci ile hareket etmesini isteyeceği ve hem diplomatik olarak hem de mali olarak olası çözüme İngiltere'nin katkı koymasını talep edeceği ifade edildi.

Bu durum yeni bir durum

Amerika Birleşik Devletleri'nde Kıbrıs sorununun çözümü ile ilgili ortaya çıkacak finansman açığına destek isteneceğini biliyorduk. Biden ve Kerry'in bu konuda ifadeleri de var. Mogherini'nin son dönemde AB'nin çıkarı var şeklindeki ifadesi ile "Çıkar varsa yatırım ihtimali de var" prensibi de geçerlilik kazanır.

İngiliz özel sektörünün de Kıbrıs'taki fırsatlarla ilgili süreçte bilgilendirilip, İngiliz sermayesinin çözüm sonrası adaya davet edilmesi ve bunun aracılığı ile City Finans merkezinin çözüm sonrası adaya alternatif finans sağlamasıyla, çözümün maliyetinin de hafifletilebileceği düşünülüyor.

Yani Kıbrıs'ta yatırımcılar için fırsatlar ya da çıkarlar olabileceğinin iyi anlatılması durumunda finansın yönelimi daha kolay olur.

Akıncı'nın "AB dinamiği azaldı, enerji dinamiği başladı" düşüncesi ile bire bir örtüşüyor. Enerji çıkarı olmaz da turizm, üretim ya da başka bir ticari faaliyetin dinamiği olur. Aynı şey.

Netice, görüşme öncesinde öğrendiğimiz kadarıyla, dünyadaki liderler ve insanlarla ilgili söylediği tartışmalı şeylerden dolayı haberlere konu olan İngiliz Dışişleri Bakan'ı Boris Johnson'a iletilecek.

Gazetemiz yayına hazırlanırken Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile İngiltere Dışişleri Bakanı Boris Johnson'un görüşmesi başlamış ve devam ediyordu, dolayısıyla bu talepler iletildi mi? Karşılık buldu mu? Ve uygulanabilecek eylem planına dönüşür mü? Göreceğiz.

Ama bugünlerde anladığımız, Amerikan yardımı, AB fonu derken, New York'ta bir de ''İngiliz anahtarı'' arayışımız var...

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Rasıh REŞAT yazıları