Popülist olun biraz

Yayın Tarihi: 29/04/19 07:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Ülkeler krizlerden geçerken en geçerli akçe popülizm oluverir. Macron, Trump, hatta Hitler bile bu krizler zemininde popülizmin dibine vurarak erk ele geçiren liderlerden sadece iki üç tanesi.

Bizim hükümet oluşurken de benzeri durum olmuştu. Gerçi bizim ülkede krizler normalimiz haline geldi ya, başka krizler yaratıldı ve popülizm enstrümanı ile siyasi erk birtakım değişikliklere uğradı. Şimdi ona girecek değilim. Oldu bitti.

Şu anda içinde bulunduğumuz krizi, hükümetimiz A'dan Z'ye her şeye zam yaparak, ya da kamu yararına kullanılabilecek fonları amaçları dışında kullanarak krizin etkilerinin bedelini tüm halka yaymak üzere kafa patlatıyor.

Halkın geneli ile kıyaslandığında daha dar bir zümrenin çıkarlarına halel gelmemesi için, halkın genelinin ensesinde boza pişiren ya da daha fazla pişirmenin yollarını düşünen hükümetin yaptığı popülizmin tam tersidir bana göre.

Ne demek istediğimi biraz izah edeyim isterseniz.

Popülist olmak, bir anlamda halkın genelinin çıkarlarını savunmak değil midir? Yani daha popüler bir politika ortaya koymak ve uygulamak değil midir?

Peki bizim hükümet, ya da gelmiş geçmiş tüm hükümetler, sesleri çok çıktıkları için halkın genelini değil, dar zümrelerin ses etmemesi için çalıştılar hep. Bu hükümetin 'Maaşları ödeyelim, gerisine bakarız bir şekil hükümetçiliği' de bundan başka bir şey değil ne yazık ki.

Hükümete tavsiyem popülist olmaları.

300 telefon dairesi çalışanı yerine, 100 kusur bin telefon abonesini, 600 elektrik kurumu çalışanı yerine yüzbinlerce elektrik sayacı sahibini, birkaç bin öğretmen yerine 50 bine yakın öğrenci ve velilerini, 240 doktor yerine yüzbinlerce hasta ve hasta yakınını memnun edecek politikalar benimsense iş zaten kendiliğinden çözülecek.

Popülist olun yani.

Ama olmaz değil mi?

Devlet Hastanesinde Tedavi Gören Hasta Sendikası (Hasta-Sen) yok ki. Ya da Telefon Aboneleri Sendikası (Abone-Sen) ile Öğrenci ve Veliler Sendikası (Öğ-Sen). Araçları yollardaki bozukluk nedeniyle her gün zarar görenlerin oluşturduğu sendika (Sürücü-Sen) diye de bir şey yok.

Hele hele, asgari ücret ile çalışan ya da geleceği patronlarının iki dudağı arasında olan Özel Sektör çalışanlarının örgütlendiği doğru düzgün bir yer de yok, (Özel-Sen) gibi. Olmayınca sesleri de çıkmıyor. Uçakların inmesi, gemilerin kalkması, elektriğin kesilip kesilmemesi ya da gümrüklerin çalışıp çalışmaması ile ilgili söz söylemeye hakları yok ya, seslerin duyan da yok.

Halbuki hükümet akıllı olsa, popülizm yapmayı akıl etse, bu çoğunluğun gönlünü kazanması mümkün. Ama parayı halkın genelinin belini bükerek bulup, kamu çalışanlarının maaş hesaplarına yatırıp seslerin çıkmasını önlemek, proje üretip, ihale açmak ve icraat yapmaktan daha kolay herhalde ki, buna gerek duymuyorlar.

Bugün ya da yarın, 1 Mayıs'ta marketler kapalı diye maaşlar ödenecekmiş. Neden? Kamu personeli 1 Mayıs alışverişleri ile ilgili sıkıntıya düşmesin.

Peki özel sektöre para düşmediği için belki de maaşlarını Mayıs'ın ortalarında alacak olan insanlar ne yapacak?

Alın size bir popülizm tanımı: 'Toplumdaki seçkin bir tabaka tarafından halkın çıkarlarının bastırıldığını ve engellediğini varsayan ve devlet organlarının bu seçkin tabakanın etkisinden çıkarılıp halkın yararına ve toplum olarak gelişmesi için kullanılması gerektiğini söyleyen siyasî bir felsefe veya söylem biçimi'

Bir şeyler hatırlatıyor mu?

Bunu söylediğime ben de inanamıyorum ama 'Popülist olun be kardeşim biraz'

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Rasıh REŞAT yazıları