CTP molehiya gibi ayıklanmalı

Saatleri geri aldık ya. Zaten sabah erken uyanan birisiyim. Bu sefer kargalar kahvaltıya dahi oturmadan gözümü açtım.

Oturdum bir şeyler okurken, güneşin doğmasını ve ev ahalisinin de kalkmasıyla rutine geri dönülmesini bekledim.

Sevgili Serhat İncirli, bizim de kulağımıza gelen yeni bir sol parti kurulması ile ilgili dedikodular üzerine bir yazı yazdı. Keyifle okudum. Sonra erken erken vardığım gazetedeki odamda açtığım televizyonda Serhat’ın, Kanal T’de tiyatral bir şekilde okuduğu yazısını bir o kadar daha keyifle dinledim.

Ne diyor Serhat, partisinin gösterdiği adaya oy vermeyenler sol parti kuramaz.

Benim bildiğim sol partilere mensup olanların en önde gelen değeri disiplindir. Parti içerisinde demokratik bir tartışma yapılır ve demokratik bir yöntemle alınan karara ‘Parti Kararı’ diyerek uyulur. Kimse bu kararın dışında hareket etmez, partinin kendi tabanını konsolide etmek gibi derdi pek olmaz.

Serhat isim vermedi ama kastettiği partimiz çok açık.

Cumhurbaşkanı Adayı Mustafa Akıncı’ya kayan hatırı sayılır bir CTP oyu nedeniyle orada olduğu ayan beyan açık olan disiplin sorunu.

Geçenlerde tesadüf eseri II. Cumhurbaşkanı ve CTP'nin eski Genel Başkanı Mehmet Ali Talat ile bir ortamda sohbet etme şansım oldu.

Sohbetin detaylarını elbette buraya yazmam ama önemli bulduğum ve durumu özetleyen bir sözünü buraya affına sığınarak aktarmak isterim.

"Eskiden CTP değneği aday gösterse, bütün CTP’liler gider o değneğe oy verirdi."

Kaldı ki Sevgili Tufan Erhürman değnek değil, bu ülkenin yetiştirdiği en önemli ve yine bu ülkenin ihtiyaç duyduğu sevilen bir siyasetçidir.

CTP tabanını boş verin farklı siyasi partilerin sempatizanlarının rahatlıkla oy verebileceği bir adaydı. Nitekim de öyle oldu. Ancak partinin tabanında bir kayma olunca sonuç bildiğiniz gibi oldu.

Ne oldu? Neden oldu? Nasıl oldu? Soruları eminim Cumhuriyetçi Türk Partisi içerisinde soruluyordur.

Ancak Erhürman arkasında sımsıkı duran, bildiğimiz CTP disipliniyle seçim sürecinde hareket edenler; "Kimdi bunlar?" "Ne olacak?" "Yanlarına kalacak mı?" sorularını sorduğunu biliyorum.

En son CTP’nin içişleri ile ilgili bir yazı yazdığımda sosyal medya üzerinden, CTP adayına değil Akıncı’ya çalışıp oy veren "CTP'li" bir güruh tarafından, bir küfür ve hakaret taarruzuna maruz kalmış, linç edilmeye çalışılmıştım. O nedenle sınırı burada çiziyorum. Ancak o olay hazır aklıma gelmişken, Serhat İncirli’nin ‘Kendi adayına oy vermeyenler sol parti kuramaz’ tespitine ek olarak, ‘bir gazetecinin fikirlerine küfür ve hakaret ile karşılık verenler de sol parti kuramaz’ tespitimi buraya eklemiş olayım.

Dostum Tufan Erhürman'ın, bu ülke siyasetinin önemli bir unsuru olan Cumhuriyetçi Türk Partisi Genel Başkanı olarak çok önemli bir vazifesi var bence.

CTP’de yapraklarla kazıkları aynen molehiya ayıklar gibi ayıklamalı ki yapraklar, yaprak olduklarını, kazıklar da kazık olduklarını hissetsin. Tencereye yapraklar girer, kazıklar ise çöpe.