Çözüm isteyen ve istemeyenler safsatası

Yayın Tarihi: 11/03/14 16:21
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+
KKTC'de bazı kişiler, kendi kendini çözüm ve barış yanlısı ilan ederek, toplumlararası görüşmelerde geçmişteki acı deneyimlerin dikkate alınması isteyen, iki kesimliliği, iki toplumluluğu ve Anavatanın fiili garantisini kırmızı çizgi olarak benimseyen kişileri de, çözüm ve barış istememekle suçlamaktadır.

İşin ilginç ve ibret verici yanı, kendi kendini çözüm yanlısı gösteren bu kişiler, ellerinde olsa nefes almamıza bile izin vermeyecek olan Rum ve onun destekçisi batılı emperyalistler ile ayni çözüm şeklinin reklamını yapıyor.

Kendileri gibi düşünmeyenlere çözüm ve barış düşmanı yaftası yapıştıran bu ilericilerin! amacı, Rum ve emperyalistlerin istediği şekildeki çözüm şeklinin çıkarımıza olmadığının, halkımıza anlatılmasını engellenmektir.

Gerçekte malum kesimin desteklediği şekilde bir anlaşma yapılması, belki Rum ve emperyalistlere çok büyük avantajlar sağlanacak.Ancak, haklarımızı masada vermiş olacağız ve 2. Girit felaketi tekrarlanacak.

Bu nedenle gerçekçi bir ayırım yapılmak isteniyorsa, Türk halkını geçmişin karanlık dönemine sürüklemek isteyenler ve kalıcı barış ile çözümden yana olanlar şeklinde yapılmalı.

Kuskusuz Kıbrıs'ta aklı başında olan herkes, oldukça uzayan sorunun artık çözümlenmesini samimi olarak istemektedir.

Fakat çözüm, sıçrama tahtası olarak kullanılamayacak şekilde olmalı, 1974'den sonra sağlanan barışı bozulmamalı,her iki halkın da refah ve huruz içinde yaşamasını sağlamalı.

Yoksa heyecanla bir çözüm olsun da nasıl olursa olsun havasında hareket edilirse, aynen 1960 anlaşması gibi kısa ömürlü olur, sıçrama tahtası olarak kullanılır ve Türk halkı olarak yeniden sıkıntılarla karşı karşıya kalırız.

Kuşkusuz insanların, geçmişe saptanıp kalamaması gerekir ve koşullar da zamanla değişmektedir.

Fakat ,Kıbrıs'ta uzun vadeli ve geçmişte yaşanan acıların tekrarlanmasına zemin hazırlayamayacak, her iki halka da kalıcı barış ve refah getirebilecek bir çözüm gerçekleştirilebilmesi için, geçmişte yapılan hatalardan , mutlaka ders alınmalı.

Örneğin 1960 anlaşmasının sadece 3 yıl sonra rafa kaldırılmasından ve 1963-74 döneminde çekilen acılardan mutlaka ders alınmalı ve ayni durumun ortaya çıkmaması için sağlam güvenceler istenmeli.

KKTC'de bazı kişilerin dilinden düşürmediği uluslararası hukuk ve toplumun, sadece Rum tarafının çıkarına çalıştığı,1960 ortak yönetimden dışlanan Kıbrıs Türk halkının anlaşmalardan kaynaklanan haklarını hiç dikkate almadığı unutulmamalı.

Ayrıca 1960 ortaklık cumhuriyeti döneminde Rumların anlaşmalardan kaynaklanan anayasal haklarımıza aykırı davrandığı da,yeni bulunacak çözümde mutlaka göz önünde bulundurulmalı.

Rum tarafının 1963'de tek yanlı olarak yönetime el koyması, yazılı güvenceler yanında haklı olarak mutlaka fiili garantiler istememiz gerektiğini gösterir.

Hele, 1963'de Rum katliamlarına rağmen, Türkiye'nin anlaşmalardan kaynaklanan müdahale hakkını kullanmasının 11 yıl önlenmesi, çözümden sonra da adada Türk askeri kalınmasında ısrar edilmesinin haklılığını gösterir.

Son zamanlarda aklı başında bazı Rumlar bile, Makarios'un 1960 ortaklık cumhuriyetini yıkmasının ve Türklere 1963-74 döneminde yapılanların hata olduğunu açıklaması, umut vericidir.KKTC'de de geçmişte yaşanan acı gerçeklerden ders alınmasını isteyenlerin suçlanması yanlıştır.

Çünkü,güneydeki komşularımız gerçekleri kabul etmek yerine,geçmişte yaptıklarının çok normal ve doğru olduğunu kabul ettiği süre, onlara güvenmemiz ve sağlam güvenceler istemememiz,saflıktan da öte ilmiği kendi elimizle boynumuza geçirmemiz demektir.

İyimser olmak,çözüm ve barıştan yana olmak kimsenin karşı çıkmadığı güzel ideallerdir. Fakat göstermelik bir anlaşma çözüm değil aksine yeni mücadele ve sorunların ortaya çıkmasına zemin hazırlayacak.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.