Anavatan yöneticilerinin ülkemize gelmesi bizim için onur vericidir

Yayın Tarihi: 16/09/14 12:33
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+
Ülkemizde bazı kişi, kuruluş ve siyasiler her nedense içinde bulunduğumuz durumun ne kadar hassas olduğunu dikkate almıyor.

Oysa toplumlar arası görüşmeler sonuçlandırılmadığına göre, henüz geleceğimizin nasıl şekilleneceği belli değildir.

Bu nedenle, içinde bulunduğumuz koşulları dikkate alarak,sorumluluk duygusu içinde hareket etmemiz gerektiği görüşündeyim.

Özellikle Anavatanla ilişkilerimizde, çok akılcı ve dikkatli olmamız ve aramıza soğukluğa zemin hazırlayabilecek söylem, eylem ve davranışlardan kaçınmamız kendi çıkarımızadır.

Kıbrıs Türk halkı olarak, anavatanın yanımızda olmadığı 1878-1974 yılları arasında ne kadar büyük acılar ve sıkıntılar çektiğimizi unutmamamız ve anavatanın gölgesi altında bulunmamızın paha biçilmez önemi ile değerini takdir etmeliyiz.

Kuşkusuz halkımızın tümünün anavatandaki siyasetçilere bakış açısının ayni olması beklenemez.Vatandaşlarımızın anavatandaki bazı siyasilere sempati duyması bazılarına karşı duymaması da normaldir.

Fakat anavatanın ulusal sınırları dışında yaşayan bir halk olarak,oradaki tüm siyasi partilere eşit mesafede olmalıyız.Ayrıca iş başında olan seçilmişler ile işbirliği yapmak zorundayız.

Her şeyden önce, Kıbrıs'ın kuzeyinde kendi kendimizi yönetme hakkına, anavatan sayesinde sahip olduğumuzu unutmamalıyız.

Anavatanın fiili koruması altında olduğumuz için, kuzeyde,can ve mal endişesi olmadan özgürce yaşamımızı sürdürebilmekteyiz.

Ayrıca, yollarımız, okullarımız, hastanelerimiz, barajlarımız , camilerimiz kısaca tüm alt yapımız hiçbir karşılık beklemeden Anavatan tarafından yapılmıştır.

Devlet çalışanlarının ödenmesi de yine anavatanın yardımı sayesinde mümkün olmaktadır.

Dış dünya ile ilişkilerimiz,ticaretimiz, ulaşımımız ve iletişimimiz yine anavatan sayesinde yapılabilmektedir.

Halen üniversitelerden mezun olan ve ülkemizde istihdam edilemeyen gençlerimize de, yine anavatanımız aynen kendi vatandaşları gibi istihdam olanakları sağlamaktadır.

Ekonomimizi ve yaşamımızı önemli ölçüde olumsuz yönde etkileyen su kıtlığı da anavatanımız tarafından çözümlenmek üzeredir.Anavatanın 1,3 milyar dolar harcama yaparak gerçekleştireceği su projesi sayesinde doğamız yeniden canlandırılacak.

Her şeyden önemlisi de anavatanın korumasından yoksun bırakılmamız durumunda, Rum yönetimi, Kıbrıs Türk halkı olarak kuzeyde kendi kendimizi yönetme hakkımızı elimizden alacak.Devletimizi ve buna bağlı olarak da tüm kurumlarımızı ortadan kaldıracak.

Hatta Rumlar, bugün anavatana hakaret eden, onu işgalcilikle suçlayan STK , yayın organları ve siyasi partilerin bile, varlığını sürdürmesine izin vermeyecek.Yöneticilerinin ise yüzlerine bile bakmayacak.

Halen Avrupa Birliği üyesi olan Yunanistan'ın Batı Trakya bölgesinde yaşayan soydaşlarımızın, Türk kimliklerinin bile tanınmaması, din adamlarını belirlemesine bile izin verilmemesi,Rum boyunduruğu altına sokulmamız durumunda, başımıza gelebilecekleri açık bir şekilde göstermektedir.

Bu nedenle büyük bir jest göstererek, ilk dış ziyaretini ülkemize yapan ve böylece bütün dünyaya yanımızda olduğunu, bizi desteklediğini gösteren TC cumhurbaşkanından sonra, Başbakanın da ilk dış ziyaretini ülkemize yapmasından onur duymamız ve de minnettar olmamız gerekir.

Rum yönetiminin anavatan yöneticilerinin ilk dış ziyaretlerini ülkemize yapmasına tepki göstermesi ve uluslar arası kuruluşlara şikayet etmesi dayanaksız ve yanlış olmasına karşın, yadırganamaz.Çünkü Anavatanın bize sağladığı destek nedeniyle egemenliğini kuzeye yayamamaktadır.

Ancak, Kıbrıs Türk halkı içinden bazı kişi, siyasi parti veya sivil Toplum kuruluşlarının dayanaksız gerekçelerle, anavatan yöneticilerine karşı eylem düzenlemesi, sadece Rumların davasına hizmet eder.

İşte bu nedenle halkımızı düşünen ve uzun vadeli çıkarlarının korunmasına önem verenler, kesinlikle anavatan yöneticileri ile aramıza soğukluğa sebep olabilecek olumsuz davranışlardan kaçınmalı.

Siyasi iktidar da artık popülizmi ön planda tutan hatalı demokrasi anlayışını terk etmeli.Bütün dünyada olduğu gibi, devlette görev yapanların, memurlukla bağdaşmayan tutumlarına seyirci kalmamalı, haklarında yasal işlem başlatmalı.

Anavatan yetkilileri de, Kıbrıs Türk halkının geleceğinin karartılmasına zemin hazırlayan, KKTC'deki olumsuz faaliyetler ve kampanyalar karşısında daha fazla sessiz kalmamalı.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.